Benim Çinli zengin sevgilim

Güncelleme Tarihi:

Benim Çinli zengin sevgilim
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 27, 2016 14:38

Beni, “Gerçek yemek gör” diyerek Çin’e, Şanghay ve Hangzou’ya davet etti. Böyle bir kızı nereye götürürsün? Eşime danıştım. “Place de Vosges’daki l’Ambroisie” dedi. Gittik ama etkileyemedim kızı. 20 bin euro hesap verdik. Yazık oldu.

Haberin Devamı

Bu yaz kısa bir ilişkimiz oldu. Paris’e gittik birlikte. Olağanüstü giyinen bir kız. Paris’e iner inmez Bouchra Jarar ve Alexis Mabille’in atölyelerine gittik birlikte. Ben adını bile duymamıştım bunların ama o benim ona yaşatamadığım multiorgazmı yaşadı bu atölyelerde.

Bouchra’nın dâhice kesilmiş pantolonlarını İsa’nın ikinci gelişine benzetti. Mabille’den siyah bir ceket seçti. Masalsı bir ceket. Ceketin kollarındaki gölge efektli desenler elde boyanmış, belindeki mavi kuşak dünyanın en zarif ipeğinden dikilmişti. Sonra deri eşyalar satan Moynat’a gidip Rejane marka bir el çantası seçti. Bunlara uyum sağlaması için Boucheron’dan 8.4 milyon dolara bir pırlanta kolye aldı. Ayakkabı alışverişi için takatım kalmadı, Shangri-La otelindeki süitimize geri döndüm ben.

Haberin Devamı

“Gel otelin Michelin yıldızlı Çin lokantasında yiyelim” dedim. “Kızarmış pirinç için 25 euro vermek delilik” dedi. Louis Vuitton bavulunun içinde hazır erişte getirmiş Çin’den. Karidesli ve domuzlu erişte favori yemeğiymiş.

“Beni kesmez” dedim. Peki böyle bir kızı nereye götürürsün? Eşime danıştım. “Place de Vosges’daki L’Ambroisie” dedi. Sonra da ekledi: “Şampanyayla başla, deniz kereviti ve trüflü börek ısmarla.” Gittik ama etkileyemedim kızı. “Şaraplar gövdeli değil, yemekler de ağır” dedi. 20 bin Euro hesap verdik. Yazık oldu.

 

EŞİM ‘ÖZEL UÇAKLA GİT’ DEDİ

Benim Çinli zengin sevgilim

 

Tek hayal kırıklığı bu değil. Paris’teki Mandarin Oriental’in çatıdaki terasına çıktık. “Manzara harika” dedim. Ne dedi biliyor musunuz: “Keşke şu aptal Parisliler, şehirlerine gökdelen inşa edilmesine izin verse. Manzaralar inanılmaz olurdu ve korkunç paralar kazanılırdı...”
Görgüsüz kız. Pederinin 17 milyar doları olduğundan bahsediyor ve alışverişten başka bir şey düşünmüyor. Bir de bana (20 senedir takmamama rağmen) kravat almak için gittiğimiz Hermès butikte beni kızdırdı. Butikteki diğer Asyalılar ile ilgili küçümseyici tespitlerde bulundu. “Bunlar İKAZOT” dedi. Cüzamlı gibi bir şey sandım ve irkildim. Meğer “İyi Kazanan Ama Zengin Olmayan Tipler” demekmiş.

Haberin Devamı

Ben kravat almadım ama o butiğin yarısını boşalttı. Beni, “Gerçek yemek nasıl yenir gör” diyerek Çin’e, Şanghay ve Hangzou’ya davet etti. Ama artık ona katlanamıyordum. Ne yapacağımı bilemedim ve gene eşime danıştım. “Hiç gitmedin Çin’e, fırsat çıkmışken git, gör” dedi. Sonra da ekledi: “Uçak yolculuklarından nefret edersin. Özel uçağa binme şansını kullan.”
Allah için imtiyaz özel uçak. Sıra yok, gümrük yok, telaş yok. Sadece uçağa gelip pasaportlarımızı kontrol eden üç görevli ve pistte bizi bekleyen siyah Range Rover filosu var.

Yemeklere gelince...

Hangzou’da sarmısaklı yağda kızartılmış ve inci gibi parıldayan tatlı küçük karideslere bayıldım. Ama Şanghay’da sizlerin giremeyeceğiniz Imperial Treasure Restoran’daki ziyafet bana fazla hitap etmedi: “Karides kıymasıyla doldurulmuş kızartılmış yengeç ayağı, XO sosunda buğulanmış canlı Venüs midyesi, ballı sosla kızartılmış domuz, İtalyan mantar yağıyla sote edilmiş istiridye, salamura balık, abalonla güveçte pişirilmiş tavuk yahnisi, süt domuzu rostosu,  lotus yaprağına sarılmış mantarlı garupa balığı, bademli sebze kızartması ve yengeç etli erişte çorbası... Tatlı olarak çifte kaynatılmış şekerli kuş yuvası.”

Haberin Devamı

Eşimle en sevdiğimiz oyunlardan biri, birbirimize okuduğumuz kitapları anlatıp kendimizi o karakterlerin yerine koymak. Kısacası parodi.

Çinli Zengin Sevgilim’in yazarı Kevin Kwan. Yazarlıktan önce Martha Stewart ile birlikte birçok gurme dergide çalışmış. Bu yüzden roman Asya mutfağı, güncel Asya lokantaları ve yemek kültürü üzerine araya serpiştirilmiş bilgilerle dolu.

İşin doğrusu, mutfakla ilgili bölümlerden çok, sonradan görme Asyalı zenginlerle ilgili gözlemleri açısından ilgimi çekti kitap. Derin bir eser değil ama eğlenceli. Alışveriş fetişizmi. Kültürel sığlık. Aile kurumunun ciddi krizi. Birbirine bağlı hepsi. Hem matrak hem acıklı bir zaman dilimindeyiz. Sadece biz değil, tüm dünya! Gastronomi de bundan payını alıyor. O konuyu irdelemeye başlayacağım haftaya.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!