Güncelleme Tarihi:
Onlar ara tatilden yeni dönmüşlerdi Alanya Terken Hatun Öğrenci Yurdu’ndaki odalarına... Bahar dönemi için memleketlerinden getirdikleri erzakları, eşyayı dolaplarına yerleştiriyorlardı ki Kahramanmaraş depremlerinin haberini aldılar. Ardından ‘Yurtlar boşaltılacak, depremzedeler buraya gelecek’ duyurusu geldi. Ne yapacaklarını bilemiyorlardı, içlerinden kiminin oda arkadaşı Hataylıydı ve henüz dönmemişti, kiminin ailesi Diyarbakır’daydı, onlardan haber almaya çalışıyordu.
Odalarını boşaltırken eşyayı olduğu gibi bırakıp üzerlerine ufak notlar iliştirdiler. Odasına henüz dönmemiş olanlarsa kaldıkları yurdun WhatsApp iletişim grubundan görevli ablalarına mesajlar göndermeyi ihmal etmediler: “309 numaralı odada buzdolabında reçeller falan var, onları da yiyebilirler, not olarak yazarsanız sevinirim, orada değilim”, “507 numarada buzdolabındaki yiyecekleri de yiyebilirler”, “607 numarada buzlukta yiyecekler var, aç kalmasın kimse, eriyince yiyebilirler”.
‘Memleketten gelen yiyecekleri orada bıraktık’
Ayşenur Toker, 22, fizyoterapi ve rehabilitasyon öğrencisi
* Bıraktığımız her türlü yiyecek içecek ve temizlik malzemelerini kullanabileceklerine dair notlar yazdık oda arkadaşlarımla beraber. Normalde odamız beş kişilik ama biz üç kişi kullanıyorduk, ikisi gelmemişti. Bir arkadaşımız Hatay’daydı.
* Şampuan, duş jeli, peçete, ıslak mendil tarzı ürünler bıraktık. Biz pazar günü yurda giriş yapmıştık; memleketten dönerken reçel, zeytin gibi yiyeceklerimizi götürüp dolaplarımıza koymuştuk, hepsini orada bıraktık. Bu erzakları çekinmeden yiyebileceklerine dair de notlar yazdık. Aslında içimde biraz burukluk vardı çünkü kendimi onların yerine koydum. Ben olsam, o odaya girsem ne bulmak isterdim diye düşündüm tüm saydığım şeyleri bırakırken. Onlarla beraber olduğumuzu, acılarını en derinden hissettiğimizi, tek başlarına olmadıklarını hissettirmek istedim. Çok üzüldüm çünkü haberi aldığımızda. İnsanın aklına birçok şey gelebiliyor; orada ben de olabilirdim, benim ailem de olabilirdi... İki duvar arasında kalmak... Hani biz dört duvar arasında bile normalde çok sıkıldık derken orada iki betonun arasında sıkışıp kalmak çok kötü. Onu düşündüm odadan ayrılırken, çok yoğun duygular hissettim, kendimi tutamadığım zamanlar oldu. Daha çok korku ve endişe hissederek odadan çıktım. Deprem bölgesindeki insanların tek olmadığını söylemek istiyorum, tüm Türkiye olarak birlikteyiz.
‘Hepsini istediğiniz gibi kullanabilirsiniz’
Pelşin Tantekin, 25, hemşirelik öğrencisi
* Biz yeni girmiştik yurt odalarımıza. Yanımızda getirdiğimiz eşyaları, yiyeceklerimizi olduğu gibi bıraktık. Islak mendiller, sıvı sabun, meyvelerimiz, şampuan, duş jeli... Elimizden geldiğince yardım etmeye çalıştık. ‘Hepsini istediğiniz gibi kullanabilirsiniz’ diye not bıraktık. Bizde ufak çaplı kendi imkânlarımızca yardım etmek istedik. Odadan ayrılırken çok duygulandık. Yatağımıza geleceklerini düşündükçe çok garip hissettim.
* Ben de Diyarbakırlıyım. Benim ailem de kaç gündür dışarıda uyuyor ve eve giremediler. Depremi duyduğum an onları çok merak ettim, hissettiğim duyguyu ifade edemiyorum ve anlatamıyorum. Allah hepimizin yardımcısı olsun, gerçekten çok kötü bir durum. Umarım enkaz altında olanları da sağ salim çıkarırlar. Dua etmekten başka bir şey yapamıyoruz. Ben kendim de sağlık öğrencisiyim, eğer deseler ki “Hadi gelin”, atlar giderim yani hiç düşünmeden. Koşa koşa gider, elimden ne gelirse yaparım, yardım ederim.
‘Empati kurmaya çalıştım’
Z.V., 19, insan kaynakları yönetimi öğrencisi
* Depremden birkaç saat sonra “Yurtlar boşaltılacak, depremzedeler buraya gelecek” anonsu geçildi, ertesi gün sabah 9’a kadar zaman verildi. Arkadaşlarımızla beraber odamıza gelecek insanlar zor durumda ve depremzede oldukları için eşyalarımızı bırakmamız gerektiğini düşündük. Biz de böyle bir yardım yapmaya karar verdik. Yanımızda çok da bir şey yoktu. Akşam vakti, saat geç olduğu için yeni bir şeyler alma şansımız da yoktu. Çünkü biz de toparlanmakla meşguldük, ertesi güne bilet arıyorduk aynı zamanda, telaş içindeydik... Yurtta o anda mevcut ne kadar eşyamız varsa depremzedelerin kullanabileceği şekilde bıraktık. Çaylar, ıslak mendil, peçete, sıvı sabun hepsini bıraktık. Arkadaşlarım da kıyafetlerini, buzdolaplarındaki yiyecekleri bıraktılar. Empati kurmaya çalıştım. Bizim de başımıza böyle bir olay gelebilir sonuçta diye düşündüm. 7/24 haberleri izledik, daha fazla ne yapabiliriz diye araştırdık.