Güncelleme Tarihi:
Yıllardır müzik dünyasında; üretmeye, sahne çalışmalarına devam ediyor. Ama daha önce hiç karşılaşmamış ve söyleşi yapmamıştık. Tam saatinde stüdyoya geliyor. Uzun zamandır sporla ilgilendiği ilk bakışta anlaşılıyor. Her zamanki gibi çok renkli ve şık. Kendine has diyebileceğimiz bir tarzı olanlardan. Yaşadığı bazı şeyleri gözleri dolarak, bazılarını gülümseyerek, bazılarını da gururla anlatıyor... Dünden bugüne başlıyoruz muhabbete...
FOTOĞRAFLAR: Muhsin AKGÜN/MASTÜDYO
Yeni şarkın ‘Nasıl Bir Yılansın’ çıktı. Sen nasıl bir yılansın?
Zehirsiz bir yılanım (gülüyor). Şaka bir yana bende hiç yoktur yılanlık. Bu şarkı yapım şirketimden geldi. Biraz rap kokan, hiç yapmadığım bir tarz. Melodisi çok hoşuma gitti. Kabul ettim. Şarkının konusu tamamen yılanlık üzerine kurulu değil. Öyle olsa okuyamazdım. Bunca zamandır çiçekler, böcekler söyleyen bir adamım.
Kime seninle buluşacağımı söylesem, herkes gözü parlayarak ve merak içinde karşılık verdi. Yıllar içinde hafızalara çok güzel kazınmışsın...
Çok teşekkürler. Elimden geleni yaptım. Her sene şarkı çıkaran biri olmadım. Ama yaptıklarım hâlâ söyleniyor, dinleniyor.
Eskilere dönsek... Yıl 1997. Kırmızı takım giymiş, dans eden, göbek atan bir genç adam. Bugün o Rober’i görsen ne hissederdin?
Dikkatimi çekerdi öyle bir tip. O dönem Fransa’da dergilere bile konu olmuştum “Bu çocuğun bakışları ne kadar hırslı” diye. İçimde, gözümde bir hırs vardı. Hakan, 22 yaşıma girmek üzereydim daha! Gençlik ateşten bir gömlek. Her şeyi yapabiliyorsun, gözün kara oluyor. Ben ekstra gözü kara bir tiptim ve her şeyi yapabilirdim.
Şimdi cesaret eder miydin?
Ederdim çünkü çok severek, isteyerek yaptım. ‘Esmer’ şarkısı zaten anonim bir Anadolu türküsüydü. 9/8’i pop alanına sokan bir ben, bir de Kayahan’ın Nilüfer’in söylediği ‘Mavilim’ şarkısıydı. Zaten ikisi de acayip tutmuştu.
Kaşları alınmış, kırmızılar içinde, hafif yüksek topuklu ayakkabılarla dans etmek, dikkat çekmek için yaptığın strateji miydi?
Yok, sana yemin ediyorum, siz beni tanımadan önceki Rober Hatemo da öyleydi. 18 yaşındaydım, kovboy çizmelerinin bileksiz olanlarından giyerdim, üstüne de püsküllü montlar. Dans yarışmalarına katılırdım. Hayatımda dans da
olduğu için yurtdışını çok takip ediyordum. Sadece kırmızı fikri,
o zaman ilk albümümü yapan Alpay Aydın’ındı. Biraz esmer bir tipim, “Esmere al bağla, geç karşısına izle” gibi bir şey çıkardı. Deniz Akel çekmişti klibi. Bir koridor hazırlamıştı, “Dans et” dediler, kafama ne esiyorsa onu yaptım.
20 küsur saat dans ettirdi beni Deniz Akel. Sonunda yorgunluktan bayılmıştım.
Efemine bulanlar da oldu...
Tabii ki yani...
Bunun zorluğunu yaşadın mı?
Yaşamışımdır. Herkes yaptıklarının avantajını da zorluklarını da yaşıyor. Ben bazı şeyleri, hep önceden önceden yapmışım. Onların zorluklarını yaşadım, anlaşılması biraz zor oldu.
Baban esnaf, Kapalıçarşı’da kuyumcuymuş. Seni bir anda ekranda görünce ne dedi?
Babam rahmetli olalı 1 yıl 2 ay oldu.
Başın sağ olsun. Nasıldı ilişkiniz?
Teşekkür ediyorum, dostlar sağ olsun. Babamla zor bir çocukluk, zor bir gençlik yaşadım. Zaten zor bir adamdı. Ben de ‘freak’ (çatlak) bir çocuktum, çok zıtlaştık. Tabii seneler sonra her şey çok değişti, birbirimizi anladık,
geç de olsa anlaştık. Babam şarkı söylememi hiç istemedi. Ama ben 14 yaşında sahneye çıkmaya başladım. Dedemle birlikte çıkardık, Türk sanat müziğiyle sahne açıyordum, otellerde büyük kitlelere. Mesleğini bana bırakmak istiyordu. Kuyumculukta da başarılıydım. Ama istemiyordum, herkesin gönlünde yatan bir aslan vardır.
Deden hayatında çok önemli bir figürmüş... Onunla Taksim’de 3 katlı Rum evinde yaşamışsınız...
Evet. Küçükken daha çok hafta sonları gelirdim anneannemle dedemin yanına. Cumbaya çıkar, oturur sokağı izlerdim. Dedemin sepetli motoru vardı. Ben dedemle sosyalleştim.
Bir anda ailemi sildim, bunu mu yapamayacağım!
Şarkıların hâlâ popüler. Evet, sahneye devam ettin, şarkılar çıkardın. Ama sanki biraz geri çekildin. Neden?
97’de ‘Esmer’, sonra ‘Tanrım’la oturdu kariyerim. Anladılar ki ben sadece fır fır dönen bir Rober Hatemo olmayacağım. Bambaşka bir yere geldim. Her şey yolundaydı. Ama sonra başıma birtakım olaylar geldi. Yani çok konuşulmuyor bunlar Hakan, her zaman her yerde söyleyemiyorsun. İşte gazetede bir haberim çıkmıştı. Tam ne olduğu belli değil, tehditvari şeyler yazıyordu. Ondan sonra bir süre uzaklaştım. Kendimi çektim.
Neler yaptın o dönem?
Almanya’da kaldım, sonra Hollanda, Amsterdam’da arkadaşlarımda yaşadım. Kendimi toparlamaya çalıştım.
Müzik sektöründe zorluklar yaşadın mı? Kuyunu kazmak isteyenler oldu mu?
Ben bir gecede star oldum. Bir Mirkelam, bir de benimdir. O koştu, ben kırmızılarla dans ettim. Ama öyle kazık atılmalar falan yaşamadım. Ben her zaman sahnelerin aranılan çocuğuydum. Başka türlü sorunlar yaşadım, 15-20 senedir bazı televizyon kanallarında, müzik kanallarında, konserlerde bilinçli olarak çıkartılmıyorum! Bu kadarını söylemem yeterli.
Oysa dışarıdan çok eğlenceli hayatı olan bir adam gibi duruyorsun...
“Niye yoksun, niye çıkmıyorsun” diyorlar. Her seferinde bu cevapları verebilir misin? İnsanlara rica ediyorum, bana lütfen sormasınlar niye yoksun falan diye. Ben bu kadar aptal olabilir miyim? Keyfimden mi yapacağım bunu? Bunlara cevap verememekten de sıkıldım. Çok yoruldum aslında, tam karar vermiş değilim ama birkaç şarkı daha yapıp bitirmek istiyorum aslında.
Kariyerini mi?
Evet.
Bir anda her şeyi siler gider misin?
Evet, ben bir anda ailemi sildim, bunu mu yapamayacağım!
Müzik için mi sildin aileni?
Evet, askerden gelmiştim ve İstanbul Plak’a gidip geliyordum, stüdyoya. Akşamları geç dönüyordum eve. Sabah da işe gidiyorum. Babam bir gün “Bir daha böyle eve geleceksen gelme” dedi. Dünyam başıma yıkıldı.
Ne yaptın?
Evden ayrıldım. Bir süre arkadaşlarımda kaldım. Sonra ilk şarkım tuttu, ünlü oldum, kendi hayatımı kazandım. Bir daha da gitsem bile kalmadım evde, döndüm. 25 sene boyunca. Ama şunu da söyleyeyim, babamı çok seviyorum. Keşke hayatta olsa da bunların aynısını bir daha yapsa, razıyım ondan.
Askerdeyken sünnet oldum, eğlence de düzenlendi
Çok eskide kaldı ama her şeyi konuşuyoruz madem bunu da sorayım. Sen askerde sünnet olmuştun. Sünnet düğünün falan olmuş muydu?
Henüz ünlü değildim. Ama şarkı söylediğim, askerde komutanım tarafından öğrenildi. Askerliğimin sonuna doğru benim için gazino yapıldı, havuzlu falan. Dışarıdan orkestra ayarladım. Her hafta sonu konser veriyordum. O dönemler mevzu nasıl oraya geldi bilmiyorum, ben sünnet olmak istediğimi söyledim. Bir arkadaşım daha vardı. Komutanımla da aram iyiydi. Sünnet olduk. Eğlence de düzenlendi tabii.
O hararetli sevişme duygusu geçiyor
Sen hep güzel aşk şarkıları söyledin, çok aşk acısı çektin mi?
Aşk acısı çekmedim. Belki gençken... Zaten şimdi de istemiyorum aşk meşk.
Neden?
Kimsenin aşk yaşadığı falan yok zaten. İstesem de olabileceğini düşünmüyorum.
Bir ilişkide olmazsa olmazın nedir?
O kadar unuttum ki; ne olabilir?
Seks?
Seks olmadan zaten nasıl olacak? Ama bir süre sonra seks de bitiyor herhalde ilişkide, başka türlü bir sevgiye dönüşüyor. Aşkın içindeki o hararetli sevişme duygusu bir süre sonra geçiyor herhalde.
Sen neler yaşadın gençlikte?
Yaşadıklarım bana kalsın, libidom çok yüksekti ama...
Şimdi düştü mü?
Sanmıyorum ama durduruyorum kendimi.
Çocuk istemedin mi?
Yeğenlerim var, benim çocuklarım gibi oldular. Çocuk için geç artık, 40’ından sonra ne bileyim... Çocuk ergenlik çağına gelecek, sen dedesi gibi olacaksın..
Evimin bir katı spor salonu
“Adım Rober yerine Rıfat olsa başka yerde olurdum” demişsin. Doğru mu?
Doğru, bunlar başıma gelmezdi. Yani 1-2 tane evim olacağına 12 tane olurdu.
Hiç yaşlanmıyorsun da...
Genetik herhalde. Spora da bağlıyorum. 15 yıldır spor var hayatımda.
Bu spor sevdasının amacı sağlık mı yoksa seksi görünmek mi?
Öyle başladı, ki herkesin öyle başlar. Sonra sağlıklı beslenmeye götürüyor iş seni. Her gün, bazen haftada 4 gün spor
yapıyorum. Evimin bir katı spor salonu.
Yakında sadece ‘Gak’ diyeceksiniz, şarkı bitecek
Eskiden çok hit çıkardı. Şimdi sanki bir hit yokluğu çekiyoruz. Neden sence?
Türkiye’de star noksanlığı var. O zamanla şimdinin bence mukayese edilir yanı yok. Şarkılar da öyle, çiğne-at, yap-tükür gibi...
O nasıl bir şey?
Bir zamanlar 3 dakika üstü şarkılar yapardık. Radyolar çalmamaya başladı. 2 dakika olsun dendi. O da artık uzun bulunuyor. Yakında sadece ‘Gak’ diyeceksiniz, şarkı bitecek.
14 yaşında sahneye çıktın. 34 yıldır da sahnedesin. İyi sahnenin sırrı ne?
Dedem çok sanatçıyla çalıştı. Filmlere de çalardı, Fatma Girik, Türkan Şoray filmlerinde... Bana “Senin gibi mikrofon tutanı görmedim” derdi. Biraz Allah vergisi. Tabii repertuvar, makam bilmek önemli. Okullu değilim ama makamları, nabza göre şerbet vermeyi bilirim.
KISA KISA
Seks yaparken yakalandım
Maço bir tip misin?
Evet, aslında geleneksellik diyelim.
Göründüğün kadar neşeli misin?
Melankolik yanım daha ağır basar ama eğlenceli yanım da var.
Asansörde bir saat kapalı kalıyorsun, yanında kim olsun?
Kamera yoksa sevişebileceğim biri olabilir.
Bir randevuda en dikkat ettiğin şey?
Dişlerinin temiz olması.
Yapmaya başlayınca duramadığın bir şey söyle...
Spor.
Yaparken yakalandığın ve en utandığın şey neydi?
Seks. Kim yakalanmamıştır, illa yakalanmıştır. Gençken eve birilerini ‘atmışızdır’, pat diye annen baban girmiştir.
İlk âşık olduğun ünlü?
Brooke Shields.