Umut Fırat Eroğlu
Oluşturulma Tarihi: Ocak 12, 2020 08:00
Yapmacık insanlardan fazla hoşlanmayız, değil mi? İçten gelmeyen davranışlarını itici buluruz. Şimdiyse karşımızda tepeden tırnağa yapay ve tüm duyguları, yanıtları bizi memnun etmek üzere düzenlenmiş ‘insanlar’ var: NEON’lar. Yakın gelecekte hayatın içine karışacaklar. Yapaylığı sevmesek de onları çok sevebiliriz çünkü bunun için programlandılar!
Yapay insan projesi NEON’u aylar önce internete ‘sızdıran’ Samsung, CES 2020’de (ABD’de düzenlenen tüketici elektroniği fuarı) dikkati kendi üzerine bolca çekmeyi başardı. ‘Yeni bir yaşam türü’ başlığıyla sunulan NEON insanları, yüz ifadeleri, tepkileri ve dış görünüşleriyle gerçeğinden ayırt edilmesi güç sanal varlıklar. Sanal varlık, yeni bir kavram. Yapay zekâ ve insansı robotlar için bu ifade pek kullanılmıyordu. NEON projesinin farkıysa sosyal görevlerde rol alması planlanan gerçek insan ‘avatar’larından oluşmaları.
Haftalar süren bir geri sayımın ardından ‘neon.life’ internet sitesi geçen salı açıldı. Ziyaretçileri farklı iş kıyafetleri giymiş yapay insan resimleri karşılıyor. Şaşırtıcı derecede gerçekçi ifadelerine rağmen hepsi dijital ortamda yaratılmış. Aralarında hostesler, şefler, resepsiyonistler, fotomodeller, rehberler, hatta haber sunucuları ve yoga eğitmenleri var.
O sadece bir arkadaş
NEON’ların profesyonel görünümleri, gelecekte ne işe yarayacaklarını yansıtıyor. Bilimkurgu filmlerinden aşina olduğumuz AVM girişinde, takside, lobide insanları karşılayan avatarların yerini alacaklar. İnsanlara eşlik edecek, işlerini kolaylaştıracak, hatta onlarla arkadaşlık edecekler.
NEON’ların ne iş yapacakları şimdilik çok önemli değil. Mimikleri, sesli vurguları ve beden dilleriyle insan iletişimini simüle eden en gerçekçi örnekler olmaları, asıl özellikleri. En azından öyle oldukları iddia ediliyor. Videodaki avatar insanlardan bazılarının gerçekte yaşadığını keşfeden bir YouTuber’a göre NEON’ların görünümleri, yüz ifadeleri ve sesleri gerçek insanlardan taranarak dijital ortama aktarılmış.
Star Labs CEO’su Pranav Mistry, bir NEON’un önceden toplanmış verilerden bağımsız olarak kendi başına yeni ifadeler, mimikler, hareketler ve yeni diyaloglar yaratabildiğini ifade ediyor.
Yani NEON’lar sadece sorulara yanıt vermekle kalmayacak, kendi özgün mimik ve diyaloglarıyla ‘muhabbet açabilecekler’. Bağ kurdukça bizi daha iyi tanıyacak, evrilecek ve yeni kabiliyetler edinecekler. Tanıtım metinlerinde “Yapay zekâ asistanı değil. İnternet arayüzü değil. Müzikçalar değil. O sadece bir arkadaş” ifadesi yer alıyor.
Gerçek hayatta aynısını yapan insanları düşününPeki her şeyi yapay olan bu dijital insanları gerçekten arkadaş gibi benimseyebilecek miyiz? Büyük ihtimalle zorlanmayız, hatta çok sever, bağlanırız. Çünkü onlar her şeyleriyle insanı memnun etmeye programlanmış olacaklar. Kimseyi yargılamayacak, canımızı sıkacak şeyler söylemekten kaçınacaklar. Hep gönlümüzü hoş tutmak isteyecekler.
Gerçek hayatta da aynısını yapan, programlanmış insanları düşünün. Bazen hepimiz öyleyiz...
Kimilerimiz nefsine yenilip bunu bir varoluş stratejisi haline getirebiliyor. Ne de olsa arzular karşılandığı müddetçe yapaylıkları görmezden gelmek kolaylaşıyor. Kendi gerçeğini kimseden çekinmeden rahatça ifade edebilen insanları ise etkileyici ve samimi buluyoruz. Yapay insanın gerçeği yapaylıksa bu da bize samimi gelebilir. Belki onlar sayesinde ileride insanların işleri gereği robotlaşmasına, sahte rollere bürünmesine gerek kalmaz. Öyle bir gelecek düşleyelim ki yapaylık robotlara, gerçeklik insanlara kalsın.
Yeni teknoloji ne anlama geliyor?NEON’ları hayata geçiren Core R3 teknolojisi, ismini R ile başlayan üç kelimeden alıyor: Reality, realtime, responsive (Gerçeklik, gerçek zamanlı, yanıt veren). Görsel anlamda ‘yüzde 100 gerçek’ algılanıyorlar. Duygusal ifadeler sergileyebiliyorlar. NEON’ların, temsil ettikleri kültüre göre Nataşa, Frank, Hana gibi farklı isimleri oluyor.
BENZER BİR HABERGerçekte yok ama hayranı çok: Hatsune Miku
Japonya’nın en ünlü pop şarkıcılarından birinin sanal karakter olduğunu biliyor muydunuz? Gelişmiş hologram teknolojisiyle verdiği konserlerine binlerce hayranının akın ettiği Miku, Japonya’da tam bir fenomen. Şimdi ünü ülke sınırlarını aşıyor; nisan ayında ABD’nin ünlü müzik festivali Coachella’da sahneye çıkacak. Miku’nun özelliği, isteyen herkesin ona şarkı yazabilmesi. 200 dolar değerindeki uygulamayı indirip kendi bestelediğiniz şarkıyı Miku’ya söyletebiliyorsunuz. Hayranları yeterince beğenirse albümüne alıyor ve konserlerinde söylüyor!
YENİ BİR ÜRÜNParası olana sınırsız temiz hava Hava filtreleyen maskeler, Hindistan ve Çin gibi ülkelerde moda öğesine dönüşecek kadar yaygınlaştı. Avustralya ve ABD’de durmayan orman yangınları da giderek azalan temiz havanın önemini gösteriyor. CES’te sergilenen AO Air markası Atmos, izolasyon gerektirmeden her ortamda solunan havayı temizleyebiliyor. Yüze yapışmadan çalışan, suratı kapatmayan şeffaf ön yüzüyle dikkat çeken Atmos’un fiyatıysa 350 dolar. Fiyatı nedeniyle ürünün kime hitap ettiği kafa karıştırıyor çünkü hava kirliliği yoksul bölgelerde daha çok görülüyor, varlıklı olanlar zaten daha temiz havada yaşıyor.