Güncelleme Tarihi:
Türkiye’de 3-9 Kasım, Organ ve Doku Bağışı Haftası olarak kabul ediliyor. Kalp, karaciğer ve akciğer yetmezliği gibi tedavisi yalnızca organ ve doku nakliyle mümkün olan hastalıklarda bağışçılar pek çok insana umut oluyor.
Kişi hayattayken kendi iradesiyle organlarının bir kısmını veya ölümünden sonra tamamını nakil bekleyen hastalara bağışlamak üzere vasiyet edebiliyor. Kalp, akciğer, böbrek, kornea, karaciğer, ince bağırsak, pankreas, yüz ve saçlı deri gibi organlar bağışlanabiliyor. Organ Nakli ve Diyaliz Hizmetleri Dairesi Başkanı Dr. Fatih Kacıroğlu’yla yasal prosedürü konuştuk. Üç bağışçı da organlarını bağışlamaya nasıl karar verdiğini anlattı.
‘TÜM BAĞIŞ BİLGİLERİ KAYIT ALTINDA’
Dr. Fatih Kacıroğlu (Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Doku, Organ Nakli ve Diyaliz Hizmetleri Dairesi Başkanı)
18 yaşından büyük ve akli dengesi yerinde olan herkes organlarını bağışlayabilir. Canlıdan canlıya nakilde sadece böbrek ve karaciğer nakli mümkün. Ama bir insan yaşarken kendisi öldükten sonra kullanılmak üzere tüm organlarını bağışlayabilir.
Vefatından sonra organ veya organlarının kullanımına izin vermek isteyen kişi, yazılı vasiyetname düzenleyebilir veya organ bağış kartı alarak bağışta bulunabilir. Organ Bağışı kartı almak için hastanelerin organ bağış ünitelerine başvurabilirsiniz. Merkezlerde iki tanık huzurunda bu isteğinizi beyan ederek imzalayacağınız organ bağış formuyla birlikte bağışçıya bir organ bağış kartı veriliyor. Bağışlanmış olan organın uygunluğu, organ bağışlayan kişide beyin ölümü gerçekleştikten sonra araştırılıyor. Tüm bağış bilgileri Türkiye Organ ve Doku Bağış Bilgi Sistemi’nde (TODBS) kayıt altında. Bağışçı, e-devlet üzerinden bu bilgileri görebilir, dilediği an kararından dönebilir.
Organ bağışı yapılmış olsa bile, her ölümden sonra organ kullanımı mümkün değil. Kişi evde, sokakta veya hastanede ölmüşse organları kullanılamaz. Sadece yoğun bakım ünitesinde solunum cihazına bağlı olan ve beyin ölümü gerçekleşenlerin organları bir başkasına nakledilebilir. Beyin ölümü gerçekleşmiş ölümler dışında kalan ölümlerde tıbbi ve teknik sebeplerle organlar fonksiyonelliği korunarak çıkarılıp nakledilemiyor.
Kişi bağışçı olsa dahi aile bütünlüğüne saygı gereği organ bağışı için onam alınıyor, yani ailesi izin vermezse organları bir başkasına nakledilemiyor. Organ bağışı konusunda aile onayı kabul oranı yüzde 20 civarında.
Kişi hayattayken organlarını bağışlamamışsa vefatı halinde yakınlarından organ bağışı için izin istenir. Yakınları buna rıza gösterirse kişinin organları alınabilir.
607 BİN 669
Türkiye Organ ve Doku Bağış Bilgi Sistemi’ne göre kayıtlı bağışçı sayısı.
BAĞIŞÇILAR ANLATIYOR...
‘KUŞ GİBİ HAFİFLEDİM’
Ebru Gür, 42, içmimar
Ölümümden sonra çürüyecek olan organlarımı ihtiyacı olabilecek kişileri hayata döndürmesi için gönül rızamla bağışladım. Kuş gibi hafifledim.
Kim bilir belki benim duran kalbim bir annenin bedeninde yeniden çarpar; çocuklarının mezuniyetini, düğününü yaşayabilmesini sağlar. Ben annemi kalp nakli olamadığı için kaybettim. Umarım ben öldükten sonra birinin hayatına dokunup, kalbimi dünya üzerinde bırakıp bir aileyi mutlu edebilirim.
‘ORGAN BEKLEYENE CAN OLABİLİRİZ’
Seniha Başak, 35, özel sektör
Bana can veren organların ben öldükten sonra başkalarına da can vermesi fikri beni rahatlattığı için organlarımı bağışlamaya karar verdim. İnsan kendi ölümünü düşünmek istemez ama aynı ihtiyacın benim için de geçerli olabileceğini düşünmüştüm çünkü. Ailem olumsuz bir tepki göstermedi.
Binlerce insan organ yetmezliği sebebiyle hayatını kaybediyor. Organ bekleyene can, ailelerine ümit olmak bizim elimizde.
‘BEDENİNİZDEN BİR PARÇA YAŞAMAYA DEVAM EDİYOR’
Zerrin Tırtıl, 60, emekli hemşire
Hastanede çalışırken senelerdir nakil bekleyen insanlar görmüş, o kişilerin gözümüzün önünde ölümüne şahit olmuştum. Ben öldükten sonra birisine faydam olsun, bedenim çürüyüp gideceğine bir başkasının hayatına anlam katsın istedim. Çapa’ya gidip bağış belgemi aldım.
Organ bağışımı resmi olarak gerçekleştirdiğimde görevliye “Bu sahiden gerçekleşecek mi yoksa sadece kartın üzerinde mi kalacak” demiştim. Kartımı cüzdanımda taşıyorum. Bir kaza olursa, çantamda olsun; açtıklarında görsünler diye...
Bağışı yapan kişi öldükten sonra yakınları karşı çıkarsa bağış maalesef gerçekleşmiyor, biliyorum. Ama benim ailem bu kararıma saygı duydu; kızım ve kardeşlerim hiç itiraz etmedi.
Bağışımı gerçekleştirdiğim için kendimi çok iyi hissediyorum. Çok anlamlı bir konu bu... Düşünebiliyor musunuz; sizden bir parça bir başkasının bedeninde. Bir taraftan da çok ilginç... Siz ölüyorsunuz ama bedeninizden bir parça yaşamaya devam ediyor.