Güncelleme Tarihi:
* Eskişehir gibi denizi olmayan bir kentte nereden aklınıza esti ve yüzmeye başladınız?
Beş yaşındayken akvaryumdaki balıkları izleyip onların kolsuz yüzdüklerini keşfettim. O zaman karar verdim.
* Peki neden mesela koşu değil de yüzme?
Bir bacağım diğerinden kısa. Yürürken bile çok yoruluyorum. Aslında yüzmeyi seçmemin temel sebeplerinden biri de bu. Yüzerken daha özgür bir alanda hareket ettiğim için.
* Ayakla kavrama yetisini nasıl kazandınız?
Büyüme sürecim bütün çocukların büyüme süreci gibi geçti. Onlar ne zaman ellerini kullanmaya başladı ben de aynı şekilde ayaklarımı kullanarak yemek yemeye başladım. Üç buçuk yaşımda ilk defa bir gül resmi çizdim. Hatta annem o günleri anlatırken “Eğer evde başka biri olsaydı o gülü senin çizdiğine inanmazdım” diyor. Annem ben daha altı aylıkken dokunma hissini kazandırmak için ayaklarımı evdeki çiçeklere değdirirmiş.
Birkaç gün yüzmeyince çok özlüyorum
* Suyla ilk kez nasıl tanıştığınızı hatırlıyor musunuz?
Gördüğünüz gibi boyum 1.58. Küçükken de çok miniktim. Böyle hap gibi bir şeyi suyun içine attığınızı düşünün (gülüyor). Çok da korkuyordum. Sonra Çiğdem Hocam sayesinde korkumu yenmeye başladım. “Kelebekleme yüzmeyi öğrenirsen sana Barbie alırım. Şu kadar metreyi yüzersen sana oje alırım” gibi kız çocuklarının hoşuna giden şeylerle beni cesaretlendiriyordu. Bu sayede yüzmeyi sevmeye başladım.
* Barbie çocukluğunuzda yüzme konusunda sizi teşvik etmiş. Küçükken oynadığınız Barbie’nin bir gün yüzü olacağınızı hayal eder miydiniz?
Bu bana söylenene kadar hayal bile edemeyeceğim bir şeydi. İlk duyduğumda inanamadım. Çığlık atmak istedim. O anki hislerimi hiç unutamayacağım. Şu ana kadar kolları olmayan bir Barbie hiç üretilmemiş, ben ilk oldum. Benimle birlikte kolları olmayan ama kanatları olan bir Barbie ortaya çıktı. Benim görünmeyen kanatlarım var. Biri yaşama sevincim ve azmim. Diğeri de ailemin bana olan desteği. Yani iki kanat...
* Suda olmak size nasıl hissettiriyor?
Performans sporcusu olduğumuz için çok soğuk suda antrenman yapıyoruz. Suya girerken içiniz cız ediyor. Sıcak su insanı mayıştırıyor. Günüm stresli geçtiyse stresimi suya atıyorum. Çok ağır antrenmanlar yapıyoruz. Sürekli hızlı yüzüyoruz, dayanıklılık çalışıyoruz. Bu yüzden bazen gerilebiliyorum ama birkaç gün yüzmediğimde çok özlüyorum.
* Okul hayatınız nasıl gidiyor?
466 puanla kazandığım lisemde 10’uncu sınıf öğrencisiyim. Sabah antrenmana gidiyorum. Antrenmandan çıkar çıkmaz hemen derslere giriyorum. Derslerden çıkar çıkmaz tekrar antrenmana. Eve döndüğümde zaten saat 21.30 oluyor. Dinlenme, yemek derken gün bitiyor.
* Bütün bu tempoda zorlandığınızı hissettiğiniz olmuyor mu?
Çok zor ama benim bir hayalim var. Şu ana kadar Olimpiyatlar’da yüzme branşında Türkiye’den hiç madalya alınmamış. Ben altın madalya alıp İstiklal Marşımızı tüm dünyaya dinletmek istiyorum. Bunların hayalini kurarken bile gözlerim doluyor. Antrenmanlarda ne zaman çok yorulduğumu hissetsem bu hedefim aklıma geliyor.
Resim ve ebru sergileri açtım
* Yüzme dışında nasıl vakit geçiriyorsunuz?
Yüzmeye böyle profesyonel olarak atılmadan önce ilgilendiğim çok hobim vardı. Resim yapmaktan çok hoşlanıyorum. Beş yaşındayken Aleksandr Puşkin’in ‘Rus Halk Masalları’ kapak resmini çizdim ve 6 yaşında Moskova’da ilk kişisel resim sergimi açtım. Resimlerim Rusya’nın eski cumhurbaşkanının eşi Svetlana Medvedeva’ya hediye edildi. Sonra ebru sanatına başladım. Biliyorsunuz, o da suyla
yapılan bir sanat ve beni çok rahatlatıyor.
11 yaşımda ilk ebru sergimi açtım, tablolardan kazandığım parayla profesyonel bir dikiş makinesi alıp, tasarladığım kıyafetleri kesip biçip dikmeye başladım.
* Bundan sonraki ilk hedefiniz ne?
İlk hedefim 2020 Tokya Paralimpik Oyunları’nda şampiyonluk. Ama ileride sporcu psikoloğu olmak istiyorum. Sunucu olmak gibi bir hayalim de var. Çünkü bir şeyler anlatmayı, konuşmayı çok seviyorum.
* Yarışlara başlarken uyguladığınız bir ritüeliniz var mı?
Nefes egzersizleri yapıyorum. Önce yarışı kafamda tasarlıyorum. Çünkü yüzme sadece bedenle yapılabilen bir spor değil, her şey zihinde başlıyor. Zihnin vücudunu kontrol ederse o yarışı kazanırsın ama bedenin zihnini ele geçirip sana sürekli yorulduğunu hatırlatırsa kaybedersin. Bebeğimin Paralimpik Oyunları’nda bana şans getireceğine inanıyorum. Bu seneki uğurum Barbie bebek Sümeyye olsun istiyorum.
Arkadaşlarım bana ‘Su Perisi’ lakabını taktı
* Takımdaki diğer arkadaşlarınızla aranız nasıl?
Gayet iyi. 2016’dan beri milli takımdayım, aile gibi olduk. Bana ‘Su Perisi’ lakabı taktılar. Milli takım kamplarında insanlar ailelerinden uzak kaldığı için onları özler ya, ben eve döndüğümde milli takımı özlüyorum.
* Sizin yaşınızdaki genç kızlara ne söylemek istersiniz?
Burada asıl olay kız çocuklarının kendi potansiyellerinin farkında olmaması. Belirli bir yaştan sonra hayallerinin gerçeklik duvarına çarpıp kırılması. Birçok kız çocuğu sadece belli başlı meslekleri yapabileceğini düşünüyor. Her mesleği yapabileceklerini bilmeleri gerek.