Güncelleme Tarihi:
İskoç yazar William Boyd, Antik Yunan şairlerinden Arkhilokhos’un “Tilki birçok şeyi bilir, kirpiyse tek bir büyük şey” sözünü hatırlattıktan sonra sanat dünyasında da tilki sanatçılar ve kirpi sanatçılar olduğuna dikkat çekip şöyle der: “Deneyin ve kimin hangisi olduğunu görün. Yalnız bir şey var ki, gayet net ve tartışılamaz. David Hockney bir tilkidir...”
Sakıp Sabancı Müzesi’nin (SSM) Akbank’ın desteğiyle düzenlediği ‘Baharın Gelişi, Normandiya, 2020’ sergisini gezerken bir yandan da özenle hazırlanmış nefis sergi kataloğuna göz gezdiriyorum. Zaten Boyd’un ‘tilki’ benzetmesini de bu sayede öğreniyorum. Gerçekten de 85 yaşındaki İngiliz sanatçı David Hockney, dehasının yanı sıra birçok teknikteki çabasız ve tartışmasız ustalığıyla bilinen biri. Bu sergi de tabletiyle yaptığı, hayranlık uyandıran eserlerden oluşuyor.
Hockney, ilk tabletini 2010’da aldı: “Bir iPad’de tek yapman gereken izler bırakmak, benim yaptığım ilk şey de her fırçayla çizmek, bırakacakları tüm izleri bulmaya çalışmak oldu.” Tabletle ilk eserleriniyse 2011’de Yorkshire’da üretti. ‘Baharın Gelişi’ bir büyük tablo ve 52 tablet çiziminden oluşuyordu.
Sanatçı, 2020’deyse baharı Normandiya’da yakalamaya karar verdi ancak bu sırada pandemi başladı. Karantina sürecinde kaldığı yeri şöyle anlatıyor: “Burası
4 dönümlük bir arazi, ortasında ‘7 Cüceler’inki gibi ufak bir ev, aşağısında da küçük bir dere var, etrafı sadece çalılarla çevrili, yolun başında epey büyük ağaçlar bulunuyor.”
David Hockney, dehasının yanı sıra birçok teknikteki çabasız ve tartışmasız ustalığıyla bilinen biri.
Hockney, 4 ay boyunca bu 4 dönümlük arazide baharın gelişini gözlemledi. Çalıları, nehirleri, tarlaları ve uzak tepeleri izledi. Kiraz ve armut ağaçlarının tomurcuklanıp çiçek açmasına, yapraklara kavuşmasına tanık oldu. Ve doğanın tüm bu mucizelerini tablet kullanarak resmetti. Pandemi nedeniyle ziyaretçisinin olmaması çalışmalarına tam anlamıyla odaklanmasını sağladı. Günde 8-10 saat çalışıyordu. Ürettiği bu resimleri o dönem her gün bir tane olmak üzere yakın çevresinden 25 kişiye bir mesaj eşliğinde gönderdi: “Baharı iptal edemezler, diğer her şey durabilir ama bahar duramaz.”
Dünyanın pandeminin neden olduğu trajedilere yoğunlaştığı bir dönemde yüzünü doğaya çeviren Hockney’nin ürettiği 116 eser ilk kez İngiltere’de Royal Academy’de sergilendi. Sonraki duraksa Sakıp Sabancı Müzesi. SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer, Hockney’nin serginin kurulum aşamasıyla yakından ilgilendiğini belirterek “Buradaki çalışmaları her gün izledi. Beğendiğini söyledi. Bazı konularda tavsiyelerde bulundu. Her an bizimleydi” diyor.
Kronolojik bir sıra izleyen sergiyi gezerken kuru dalların yeşillendikçe formlarının da nasıl değiştiğine tanık oluyorsunuz... İçiniz açılıyor, mutlulukla doluyorsunuz. Pandemi dönemini ilk kez böyle güzel duygularla eşleştirmek başta garip geliyor. Sergiyi 29 Temmuz’a kadar gezebilirsiniz.
‘Tuvalle doğadaki değişimi bu hızla yakalayamazdı’
Serginin küratörü Edith Devaney sorularımızı yanıtladı.
*Hockney’nin eserleri ilk gönderdiği isimlerden birisiniz. Neler hissettiniz?
Her gün resim alan şanslı birkaç kişiden biriydim. Hockney’nin eserlerinin ve tekniğinin olağanüstülüğüne tanık olmanın ötesinde, normal hayatımıza devam edemediğimiz bir dönemde doğanın her zamanki rutininde devamlılığını sürdürmedeki gücünü görmek moral yükselticiydi.
*Hockney neden tablet kullanmayı tercih etti? Bu nedenlerden biri ‘hız’ olabilir mi?
Hockney, pek çok sanat eleştirmeninin bu soruyu sormayı unuttuğunu düşünüyor. Elbette boyayabilir, çizebilir ve bastırabilirdi. Ama hiçbirini, ön hazırlık gerektirmeyen iPad’i kullandığındaki hızda yapamazdı. Hazır hale getirilecek tuvaller ya da karıştırılacak boyalar olmayacaktı. Her ne kadar iPad’de bir resmi yaratırken harcadığı zaman tuval üzerinde çalışmakla eşdeğer olsa da ışık, sis gibi sürekli değişen unsurları çok hızlı bir şekilde yakalayabildi. Aynı zamanda iPad arkadan aydınlatmalı olduğu için geceleri de ay ışığını yakalayabiliyordu. Bu, başka bir araçla mümkün olamazdı.
* Tablette hangi uygulamayı kullanıyor?
Özellikle onun için, isteklerine uygun olarak tasarlanan bir uygulamayı kullanıyor. Bu sayede tıpkı resim yaparkenki gibi renk paleti oluşturabiliyor, katmanlar halinde çalışabiliyor. Gerektiğinde arka plandaki öğeleri değiştirmek için katmanları ayırabiliyor. Bu da ona devasa bir özgürlük sağlıyor.
Hockney teknolojinin avantajlarını kullanmakta çok marifetlidir. Sergilenecek resmin ne büyüklükte çıktısının alınacağının farkında olarak çalışır. Baskının her yönünü denetler ve renklerin kâğıt üzerinde de ekranda olduğu kadar canlı olmasını sağlar.
Yüz yüze etkinlikler düzenlenecek
Sergi kapsamında etkinlikler de uzun bir aradan sonra yüz yüze gerçekleştirilecek. ‘SSM Öğrenme Programı’ kapsamında çocuk eğitimleri düzenlenecek. ‘Akbank Sanat Konuşmaları’ başlığıyla da yetişkin eğitimleri yapılacak. Ayrıca film gösterimleri ve Mimar Sinan GSÜ işbirliğiyle tasarlanan atölyeler gerçekleşecek.