Güncelleme Tarihi:
Kökleri ve gelenekleriyle ortak kültürü paylaşan iki ülke Türkiye ve Arnavutluk arasında sesiz sedasız bir turizm devrimi yaşanıyor. Son 5 aydır İstanbul-Tiran arasında haftada 3 kez charter uçuş gerçekleştiriliyor. Arnavutluk’a varan 100’üncü charter için düzenlenen törene katılmak için bir grup gazeteciyle Tiran’a gittik. Türkiye’den dünyaya ‘outgoing’ (ülke dışına yapılan) turlar düzenleyen B2B tur operatörü Wtatil, Air Albania’dan kiraladığı charter uçuşlarıyla kendi çapında bir de rekor kırdı. 100’üncü charter demek, 200’üncü sefer demek ve bu bugüne kadar Türkiye’den dünyanın herhangi bir yerine aralıksız ve düzenli olarak ilk kez yapılıyor. Türk tatilcilerin yoğunlukla tercih ettiği ülke, Avrupa’nın da yeni gözde tatil merkezi. Küçücük Tiran Havalimanı’nda onlarca uçak, yüzlerce yolcu ve durmaksızın bir devinim var. Avrupalılar ‘low cost’ (düşük bütçeli) havayollarıyla dünyanın her yerine buradan uçuyor.
Tiran ve çevresinde yaptığımız kısa turdan zengin izlenimlerle döndük. Ülkedeki Osmanlı etkisini ve tarihini biliyoruz ama 1912’den sonra işgallerle dolu bir süreç var. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Enver Hoca diktatörlü-
ğüyle yönetilmiş. Sovyetler Birliği ile yakın ilişkiler 1956’ya kadar sürmüş. Stalin sonrası yaşanan fikir ayrılıkları nedeniyle Enver Hoca ülkenin Arnavutluk Halk Cumhuriyeti olan adını Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti olarak değiştirmiş ve rotayı Çin’e kırmış.
20 yıl kadar Çin etkisinde yaşayan ülkede Çin’e dair sadece yeraltı müzelerinde birtakım eski askeri malzemeler gördüm.
Rengârenk binalar
Arnavutlar 1992’de yapılan ilk çokpartili seçimden sonra dünyaya açılıp hızla serbest ekonomiye adapte olmuşlar. Tiran’ın ara sokakları henüz imar hareketinden nasibini almamış. Tuğla binalar var. Kimileri çılgınca rengârenk boyanmış. Başbakan Edi Rama’nın belediye başkanlığı döneminde “Griden bunaldık” diyerek herhangi bir sanatsal kaygı gütmeden boyattığı apartmanlar bunlar…
Meydanda dev bir opera binası var; çevresini ilginç modern binalar süslüyor. Bu gökdelenler de Edi Rama’nın izniyle yaptırılmış. Konuştuğum kimi Arnavutlar Edi Rama’nın bu dikkat çekme isteğinden memnun, kimileri de tek adamlığa öykündüğünden yakınıyor.
İskender Bey’in en görkemli heykeli ulusal kahramanın adını taşıyan meydanda, köşedeyse Ethem Bey Camisi ve tarihi saat kulesi var. İkisi de Osmanlı’dan kalma; camiyi yıkımdan müze yaparak kurtarmışlar. Bir de komünistlerce yıkılmasın diye kubbesi ve duvarları yıkılıp korunan Kaplan Paşa Türbesi var. Türbenin yanındaki modern bina yapılırken üzerine kubbe şeklinde uzatılıp geçmişine bir selam verilmiş. Meydandan Tiran Kalesi’ne yürürken AB bayrakları asılı devlet dairesinin yanından geçiyoruz. Arnavutluk 2020’den beri katılım müzakerelerini sürdürse de konuştuğum Arnavutlar tam üyeliğe kabul edileceklerine inanmıyor. Serbest dolaşım hakları olduğu için fazla da önemsemiyorlar. Edi Rama’nın Bektaşilik mesajı belki de bu nedenle halktan çok AB’ye verilmiş gibi duruyor.
Bektaşilik, Osmanlı’dan önce Sarı Saltukların neferleri denilen Türkmen boyları tarafından Balkanlara götürülmüş. Yani fetihlerden önce… Osmanlı’nın hakimiyeti sonrasında ‘vergilerden muaf olma’ faktörü, yumuşak Bektaşilik anlayışıyla beraber din değiştirme hızını arttırmış. Bu arada Sarı Saltuk’un mezarının Tiran yakınlarındaki Osmanlı izleri taşıyan Kruje kasabasında olduğu iddia ediliyor.
Bugün yaşanan Bektaşilik ve İslam hakkında konuştuğum Arnavutlar büyük bir hoşgörü ortamından bahsediyor. Rehberimiz ülkenin yaklaşık yüzde 60’ının İslam dinine mensup olduğunu söylüyor ve “Ancak bizde gelenekler daha belirleyicidir dini yaşarken, mesela içki içene karışılmaz” diyor… Geleneksel içkileri raki, bizdeki rakıya benzemiyor.
Türkçeden geçen 4 bin kadar kelimeden
2 binini Arnavutça karşılıklarını bulup değiştirmişler ama örneğin ‘cep’ kelimesi için çok uğraşsalar da uygun bir karşılık bulamamışlar. Cep gibi binlerce Türkçe kelimeyi günlük hayatlarında kullanmaya devam ediyorlar.
Turistik bir destinasyon olarak uzun uzun yazılmayı hak eden Arnavutluk, zengin tarihini de Adriyatik’in tertemiz sularını da yemyeşil ormanlarını da turizme kazandırmak için büyük bir hamle içinde. Bektaşilik kartı Edi Rama’nın sansasyonel siyasetine ne katacak onu da zaman gösterecek…