Güncelleme Tarihi:
Erken başlayıp uzun süren bir sezonun ardından gelen EURO 2020 ve Olimpiyat Oyunları’dan sonra gözler futbolda yeniden yerel liglere ve Avrupa kupalarına çevrildi. Son haftalardaki transfer gelişmelerinin futbolseverlerin hasretini harladığından şüphemiz yok. Üstelik çokça özlenen dolu tribünlere de kavuşuyoruz.Türkiye Süper Ligi’nde açılışı son şampiyon Beşiktaş yaptı. İtalya hariç Avrupa’nın diğer büyük liglerinde de uzun maraton bu hafta başladı. Türkiye’nin önde gelen futbol otoriteleri Süper Lig’i, Türk takımlarının Avrupa mücadelesini ve Avrupa liglerinde bizi bekleyen heyecanı anlattı...
UĞUR MELEKE, Hürriyet spor yazarı
Süper Lig son yıllarda bir dönüşüm yaşıyor. Kalitesi tartışmalı ama rekabetçiliği olağanüstü yüksek. Üç sezondur hiçbir takım 2,05 puan ortalamasını geçemiyor. Önce Galatasaray ve Başakşehir, 69’ar puanla şampiyon oldular, ki bu rakam, 18 takımlı dönemin en kötü performansıydı. Ardından Beşiktaş 40 maçta 82 puan ve 2.05’le ipi göğüsledi. Üçlü bir final oldu. Kabaca 2 puan ortalamayı geçmenin şampiyonluğa yettiği bir lig izliyoruz. Bu yıl da 38 maçta 78-79’u bulan şampiyon olacak muhtemelen.
Bu rekabetçilik, eskilerin deyişiyle ‘herkesin herkesi yenebildiği düzen’ bence bu yıl da sürer. Yine hiçbir takım kolay kopamaz, yarış çok adaylı olarak son haftalara taşınır gibi geliyor bana. Dört büyüğün yanı sıra Sivasspor da pekâlâ yarışın içinde olabilir. Bence bu rekabetçi ortam zaten birkaç yıl içinde Süper Lig’den altıncı bir şampiyon çıkacağını da işaret ediyor.
Bu sezon büyük takımların yaptıkları transferler genelde temkinli ve ihtiyaca yönelik. Galatasaray’ın Patrick van Aanholt, Beşiktaş’ın Salih Uçan, Fenerbahçe’nin Steven Caulker, Trabzonspor’un da Gervinho’dan yüksek verim alacaklarını düşünüyorum ben.
Karagümrük takımından Ahmed Musa, Gaziantepli Torgeir Borven, Sivassporlu Olarenwaju Kayode, Adana Demirsporlu Britt Assombalonga, Başakşehirli Peter Zulj çıkış yapacağını düşündüğüm oyuncular.
İLK HAFTALARI KAYIPSIZ ATLATANLAR AVANTAJLI OLACAK
UĞUR VARDAN, Hürriyet yazarı
Euro 2020 hezimetinden sonra tekrar asıl mücadele alanımıza dönüyoruz: Yeni bir lig sezonu, yeni bir serüven... Bir yandan COVID belası, öte yandan onca canı (insan, hayvan, bitki, ağaç) ve malı yok eden yangınlar, seller eşliğinde santraya konacak top eski keyfini verecek mi? Sanmıyorum. Bu sezon farklı mı olacak? Geçmiş deneyimler olamayacağını gösteriyor. Umarım eskinin hatıraları haklı çıkmaz...
Peki kâğıt üzerindeki görünümler? Şöyle gezinelim: Fenerbahçe tarihindeki en uzun süreli şampiyonsuzluk döneminde. En önemli önlem olarak ligi tanıyan (!) bir teknik direktörle anlaştılar, bence Sarı-Lacivertliler için özellikle ilk haftaların kayıpsız geçilmesi lazım. Galatasaray uzun süredir kötü oynuyor. PSV ve St. Johnstone serileri görüntünün pek değişmediğini gösterdi. Defansa hâlâ çözüm bulunamadı, Terim sürekli mazeret üretiyor, mesela geçen sezon ortası gelen ve göklere çıkardığı oyuncuları beğenmiyor, yenilerini istiyor, aldırıyor... Evet, geçmiş başarılarından dolayı kredisi yüksek ama takımına uzun zamandır kötü top oynatıyor. Trabzonspor yeni çehrelerle sezona ‘Merhaba’ diyor ama bence Hamsik ve Gervinho gibi isimler geçmiş şöhretleriyle takıma dahil edildiler. Bordo-Mavilileri yine Bakasetas ve Nwakaeme taşır gibi geliyor.
Ve ‘son şampiyon’ Beşiktaş... Oturmuş ama öte yandan geçen sezon finale doğru ne kadar kırılgan olduğunu gösteren bir kadroya sahip. Gelen takviyeler içinde en ümit vaat eden isim Salih Uçan... Alex Teixeira üst ligler için zayıf bir isim ama bizim için tabii ki yeterli olabilir. Lakin Ghezzal’la birlikte iki teknik ayağın takımın fiziki gücünü düşürebilecekleri ihtimali bence göz ardı edilmemeli.
Hatayspor ve Alanyaspor’un geçen sezonki inişli çıkışlı ama iz bırakan stillerinin devamı kuşkusuz lige yine renk katar. En merak edilen performanslar ise Balo‘deli’ (Mario Balotelli) gibi bir ismi (ki o da artık üst düzey futbol için sistem dışı kalmış bir yıldız) kadrosuna katan Adana Demirspor cephesiyle Mustafa Denizli yönetimindeki Altay’ınki olacak sanırım... Bir de şunun altını çizmek gerek: Birçok takımın kadro takviyeleri son günlerde yapıldı, bu bakımdan oturmuş iskeletler için bir süre beklemek gerekiyor. Bu durumda mantık şunu diyor: İlk haftalardaki geçiş süreçlerini kayıpsız atlatanlar sezon sonunda ipi göğüsleme konusunda avantajlı olacak.
BU SEZON FRANSA LİGUE 1 BAMBAŞKA BİR HAL ALACAK
MEHMET ARSLAN, Hürriyet Spor Servisi Müdürü
İspanya ligi La Liga uzun zamandır Messi-Ronaldo arasındaki eşi benzeri olmayan rekabetle ayakta kaldı. Açıkçası Barcelona-Real Madrid maçları dışında kimseyi heyecanlandırmayan bir lig hüviyetindeydiler. Ronaldo’dan sonra Messi’nin de gidişi La Liga’ya hem marka değeri hem de izlenirlik açısından en büyük darbeyi vurdu. İzleyicinin önceliği elbette İngiltere Premier League olacak. Dünyanın iyi teknik adamları, en iyi oyuncuları ve kusursuza yakın futbol orada. İzlerken büyük keyif alıp oyunun hızına en az futbolcular kadar ayak uydurmaya çalışıyoruz.
Elbette bu sezon Fransa Ligue 1 bambaşka bir hal alacak. Geçen sezon Burak Yılmaz, Yusuf Yazıcı ve Zeki Çelik ile mutlu sona ulaşan şampiyon Lille zaten izleyicilerin radarındaydı. Cengiz Ünder de Marsilya’ya geçince Fransa’daki oyuncu sayımız arttı. Şimdi Messi gibi dünyanın en iyi oyuncusuna imza attırarak bir rüya takım kuran PSG de buna eklendi. Sanırım uzun bir süre oyuncularımızı ve Messi, Neymar ve Mbappé üçlüsünü bir arada izlemek için ekran başında olacağız.
Fikrimi çok açık söylemekten çekinmeyeceğim. Çağlar Soyüncü sanırım bu ülkenin rol modeli olabilecek en istikrarlı futbolcusu. Sadece Leicester’da değil tüm İngiltere’de kendine büyük bir saygınlık kazandırdı. Bugün Liverpool’dan Barcelona’ya kadar pek çok takımla anılması da sürdürdüğü istikrardan kaynaklı. Lille’de oynayan üç futbolcumuz bu sezon özellikle Şampiyonlar Ligi’nde daha üst seviyeleri zorlama şansına sahip olacak. Cengiz Ünder bu sezon yeni bir teknik adam ve genç bir jenerasyon yakalama hedefindeki Marsilya’da kendini yeniden kanıtlama şansına sahip olacak. AC Milan sonrası Inter’e imza atan Hakan Çalhanoğlu’nunsa futbolunu çok daha üst seviyelere taşıyacağını düşünüyorum. Juventus’ta bugüne kadar iyi performanslar sergileyen Merih Demiral’ın Atalanta transferi gerileme gibi gözükse de Gian Piero Gasperini gibi bir dehanın elinde yeni bir cevhere dönüşeceği kanısındayım.
Yakından takip edin
La Liga’da, özellikle Euro 2020 performansı sonrası, Barcelona’dan Pedri’yi takip edilecek genç yıldız adayları listesinin ilk sırasına yazarım. Premier League’de bu sezon Manchester United’a transfer olan Amad Diallo’nun neler yapacağını merakla bekliyorum. Ligue 1’de oyuncu bazlı değil ama takım bazlı bir tercihte bulunacağım. 35 yaşındaki genç başkan Pablo Longoria ve bu sezon imza attırdığı sekiz genç yeteneği kadrosuna katan Marsilya diyeceğim. Bundesliga’da bu sezon Haaland fırtınası devam edeceğe benziyor ama
17 yaşındaki Youssoufa Moukoko sadece beni değil, tüm futbolseverleri fazlasıyla heyecanlandıran bir isim. Serie A’daysa Roma forması giyen sol bek Riccardo Calafiori yakından takip edilmesi gereken bir diğer futbolcu.
Sezon bittikten hemen sonra Sergen Yalçın’ın sözleşmesinin uzatılmasıyla ilgili süreç bence iyi yönetilemedi. Küçük çaplı olsa da bir sıkıntı yaşandı. Bu, Beşiktaş’ın transfer politikasını bir ölçüde etkiledi bence. Ancak sonrasında işler biraz düzeldi transfer açısından. Bir kere eldeki kadro korundu, bence şampiyon kadronun korunması çok önemli. Yalçın’ın istediği oyuncuların, Salih Uçan’ı söyleyebiliriz, transferinin gerçekleşmesi de kritik. Artık yerli oyuncular daha çok forma giyecek güncellenen kurallar gereği. Keşke bu noktada Dorukhan Toköz konusunda da çözüm üretilebilseydi; genç ve yerli bir oyuncu. Ancak ben Dorukhan’da da hata buluyorum.
Yabancı transferlere gelirsek… Alex Teixeira’nın kendisine yakın oynayacak Josef de Souza’yla aynı dili konuşması bir avantaj. Ancak hepimiz şunu çok net biliyoruz ki Beşiktaş’ın tıpkı diğer takımların olduğu gibi bir golcü ihtiyacı var. Henüz bu transfer gerçekleşmedi ama transfer sezonu da kapanmadı. Ciddi isimlerden bahsediliyor, bunların hepsi Şampiyonlar Ligi yatırımı… Şenol Güneş’in yukarı çıkardığı bir çıta var. Umarım Beşiktaş bunu başarır çünkü ülke olarak buna ihtiyacımız var. Avrupa’daki ülke puanımız yerlerde.
Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi serüveninin erken bitmesi üzücü ama hemen sonrasında Galatasaray, Trabzonspor ve Sivasspor üçlüsünün ülkemize direkt rakip olan Norveç, İsveç gibi ülkelerden takımları elemeleri bizim için sevindirici. Bize puan anlamında ciddi katkı sağlayacaktır. Sonraki eşleşmelerde de, güçlü Roma ile eşleşen Trabzonspor’u bir kenara koyarsak, Galatasaray ve Sivasspor’un şansının yüksek olduğunu düşünüyorum. Bu sezonun en iyi kadrolarından birini kuran Trabzonspor’un da kolay lokma olacağını sanmıyorum.
Fenerbahçe ciddi bir yatırım yapıyor. Bunlar yabancı, genç oyunculara yapılan yatırımlar. Koreli Kim bunun iyi bir örneği. Ancak yığılmış bir kadrosu var Fenerbahçe’nin… Direkt bir numara oynayacak bir golcüye de ihtiyaç var. Bir de sol kanatta da ihtiyaç olduğunu söylemek lazım. Hem Avrupa hem de Süper Lig’de iyi başlamalı Fenerbahçe. Böylece ilerleyen dönemde eklemeleri yapabilirler.
İyi bir lig olacağına inanıyorum. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray yalnız kalmayacaktır. Sivasspor bunun en güzel örneği… Adana Demirspor da çok önemli işler yaptı. Sürpriz bir çizgi içinde olabilirler. Sevimli bir lig yarışı bekliyorum ama bu sevimlilik sezon ilerledikçe yerini gerginliğe bırakır mı? Buna da şaşırmam.
Yaklaşık 1.5 yıl sonra Dünya Kupası heyecanı başlayacak. Büyük turnuvalardan önce bazı sporcuların performanslarının arttığını görürüz. Bu sezon için de beklenebilir. Şunu söylemekte de fayda var: Milli takım, EURO 2020’deki büyük başarısızlıktan sonra bir çıkış arıyor. Bundan iyi bir fırsat da bulunmaz.