Güncelleme Tarihi:
Rahim ağzı kanseri, aşıyla önlenebilen tek kanser türü. Buna rağmen Türkiye’de her yıl yaklaşık 1.500 kadın bu hastalıktan hayatını kaybediyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre dünya genelinde kayıpların sayısıysa 300 binin üzerinde. Diğer türlerde olduğu gibi rahim ağzı kanserinde de tedavi için erken tanı çok önemli. Hastalığı önlemenin en etkili yoluysa HPV (human papilloma virus) aşısı olmak. Yaklaşık 15 yıldır uygulanan aşı, Türkiye’de sigorta kapsamında değil. Bu yüzden pek çok kadın maddi imkânsızlıklar nedeniyle aşı olamıyor.
BİR DOZU 700 LİRA
Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Banu Atalar, rahim ağzı kanserinin aşıyla önlenebilen bir kanser türü olduğunun bilinmesinin önemine dikkat çekiyor. “Yeterince önlem alınırsa bu kanser türü ortadan kalkabilir. Bu nedenle düzenli tarama ve önleyici olarak HPV aşısı yaptırmak hayati bir öneme sahip” diyor.
HPV aşısı, virüsün bazı türlerine ve bunların hastalık yapıcı etkilerine karşı koruyor. Acıbadem Taksim Hastanesi jinekoloji ve
jine-onkoloji uzmanı Prof. Dr. İlkkan Dünder, aşının yaklaşık 15 yıldır tüm dünyada güvenle uygulandığını söyleyip serviks kanseri ve öncül lezyonlarında düşüş sağladığını belirtiyor.
9’LU AŞI TÜRKİYE’DE YOK
Prof. Dr. Dünder’in verdiği bilgiye göre, HPV aşısı birçok Avrupa ülkesinde zorunlu aşı programına dahil. Avustralya’da kızların yanı sıra taşıyıcı konumdaki erkek çocuklarının da programa alınmasıyla görülme oranı yüzde 1.1’e düştü. Türkiye’deyse aşı sigorta kapsamında değil. Aşının bir dozu 700 lira civarındayken üç doz yapılması gereken aşının toplam maliyeti 2 bin lirayı geçiyor.
Rahim ağzı kanserini önlemeye yönelik farklı aşı tipleri söz konusu. Prof. Dr. Atalar, Türkiye’de uygulanan aşıları şöyle açıklıyor: “Türkiye’de 2’li ve 4’lü HPV aşısı uygulanıyor. 4’lü aşı, rahim ağzı kanserlerinin yaklaşık yüzde 70’inden sorumlu tutulan HPV 16 ve HPV 18’in yanında, genital siğillerin yaklaşık yüzde 90’ından sorumlu olan ve kanserle ilişkili olmayan HPV 6 ve HPV 11’i de kapsıyor. 4’lü aşıyla yüzde 90’a kadar koruma sağlansa da tüm tiplere karşı koruma sağlayan 9’lu aşı maalesef şu an Türkiye’de mevcut değil.”
HPV aşısı 9 yaşından itibaren uygulanabiliyor. Prof. Dr. Dünder, Türk Jinekolojik Onkoloji Derneği’nin 12-13 yaş aralığında aşının uygulanmasını önerdiğini söylüyor.
Prof. Dr. Atalar aşının cinsel ilişkiye başlanmadan önce yapılmasının önemini vurguluyor. Eğer virüs vücuda girmediyse 9’lu aşı 45 yaşına kadar yapılabiliyor. Atalar, aynı zamanda erkek çocukların aşılanmasının da önemli olduğunu belirtiyor.
Rahim ağzı kanserinin tedavisinde diğer kanser türlerine göre daha iyi sonuçlar alınabiliyor ancak her zamanki gibi erken tanı kritik bir öneme sahip. Türkiye’de Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri’nde (KETEM), Aile Sağlığı Merkezleri’nde (ASM), Toplum Sağlığı Merkezleri’nde (TSM) ve Sağlıklı Hayat Merkezleri’nde (SHM) taramalar ücretsiz yapılıyor.
‘HASTALIK KADINLARIN SUÇUYMUŞ GİBİ DÜŞÜNÜLÜYOR’
23 yaşındaki Bilge Çarpıcı, Tokat’ta eczanesi olan Cem Kılınç’ın verdiği ‘HPV aşı bursu’nu kazanıp 3 doz aşıyı ücretsiz oldu. Kılınç’ın bursundan 1.5 ayda 120 kadın yararlandı.
Bilge Çarpıcı’ya göre Türkiye’de bu hastalığa kadınların sebep olduğu yönünde yanlış bir algı var, hastalık kadınların suçuymuş gibi düşünülüyor. Erkeklerin taşıyıcı olduğunu ancak kadınların hastalığa yakalanma ihtimalinin daha yüksek olduğunu vurgulayan Çarpıcı şu soruyu yöneltip yanıtını da kendisi veriyor: “Bu virüs erkekler için öldürücü olsaydı bugün HPV aşısının ücretsiz olmasını bu kadar tartışır mıydık? Sanmıyorum, öyle olsaydı aşı zaten uygulanıyor olurdu.”
KAMPANYALARI SES GETİRDİ
Bir süredir Türkiye’nin farklı yerlerinde ücretsiz aşı hakkı için etkinlikler düzenleniyor. Bu etkinliklerde sesini duyurmaya çalışan oluşumlardan biri de Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği. “Aşıya erişim ücretsiz ve kadın, erkek herkesin hakkı olmalıdır” fikrini savunan derneğin yönetim kurulu üyesi, avukat Nilda Baltalı kampanyalarının başta Türk Eczacıları Birliği, Türk Tabipler Birliği ile birçok baro ve kurumdan destek gördüğünü belirtiyor. Baltalı, bu konunun sadece bir kesimi değil, toplumun tamamını ilgilendirdiğine dikkat çekiyor.
5 SORUDA MERAK EDİLENLER
Rahim ağzı (serviks) kanseri nedir?
Rahim ağzı kanseri, kadın üreme organının girişindeki ‘serviks’ bölgesinde tespit ediliyor. Rahim ağzının yüzeyini oluşturan hücre tabakasının anormal hücrelere dönüşmesiyle ‘kanser öncülleri’ denilebilecek hücreler ortaya çıkıyor. Gerek kanserin gerekse de öncül lezyonların nedeni HPV. Bu virüsün yaklaşık 200 alt tipi bulunuyor, bunlardan 14 tanesi yüksek riskli.
Nasıl bulaşıyor?
Rahim ağzı kanserine neden olan virüs genellikle cinsel ilişki (oral, vajinal ve anal) yoluyla veya HPV bulunan bir ciltten diğer cilde temas yoluyla bulaşabiliyor. Prezervatif tam koruma sağlamıyor.
Belirtileri neler?
Erken dönemde belirtileri, başka hastalıklarda da görülebilen akıntı, düzensiz kanama, damla tarzında âdet dışı kanamalar, kanlı akıntılar, cinsel temas sonrası kanama olarak sıralanıyor. İleri aşamalarda bu belirtilere ek olarak kötü kokulu akıntı, kasık-bel ağrısı, bacaklarda şişlik gibi bulgular ortaya çıkabiliyor.
Görülme sıklığı nedir?
DSÖ verilerine göre her yıl 300 binin üzerinde kadın bu hastalık nedeniyle hayatını kaybediyor. Prof. Dr. Dünder, Türkiye’de her yıl 3 bin 500-4 bin aralığında yeni serviks kanseri tespit edildiğini ve yaklaşık 1.500 kadının bu hastalıktan hayatını kaybettiğini belirterek virüsü ‘asrın vebası’ olarak tanımlıyor.
Tedavi süreci nasıl ilerliyor?
Rahim ağzı kanseri genellikle düzenli taramaların yapılmadığı durumlarda, kitle büyüyüp kanama yapmaya başladığı zaman fark ediliyor. O döneme gelindiğinde cerrahi veya radyoterapi ve beraberinde kemoterapiyle tedavi sürecine başlanıyor.
(Yukarıdaki yanıtlar, Prof. Dr. İlkkan Dünder ve Prof. Dr. Banu Atalar’ın verdiği bilgilerle hazırlanmıştır.)