Güncelleme Tarihi:
Prof. Dr. Burcu Balçık Özyeğin Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde öğretim üyesi, afet durumlarında etkin şekilde insani yardım sağlanabilmesi ve ihtiyaçlarla kaynakların en verimli şekilde eşleşebilmesi için planlama ve koordinasyon modelleri geliştiriyor. Prof. Dr. Balçık ile 6 Şubat depremlerini, yerini bulmayan yardımları ve bundan sonra olabilecek bir afete nasıl hazırlanabileceğimizi konuştuk... Olası afetler için adım adım planlama yapılması ve tam bir seferberlik anlayışıyla halkı eğitmek gerektiğini söyleyen Balçık, dijital olanaklara ve sahip olduğumuz insan kaynağına dikkat çekerek “Yeni felaketler için hazırlık yapmak gerek” diyor.
* 6 Şubat depremlerinde kısa sürede bölgeye yardım yağdı ama gördük ki birçoğu ihtiyaç sahibine ulaşamadı... Neden?
Çok büyük depremdi, büyük bir afet... Özellikle ilk üç gün etkin faaliyetler gerçekleştirilemedi. İnsan hayatı için en kritik olan zamanlardı, kaynaklar etkili şekilde kullanılamadı. Gönüllüler hızla gitti, ekipler gitti, ancak alet, ekipman yoktu... Bir değil, çok şey yolunda gitmedi. Bilgi paylaşımı sağlıklı değildi. Yerel koordinasyonda görev alacak insanlar da depremden etkilendiği için zorluklar yaşandı.
Depremlerin etkisi düşünüldüğünde şunu söylemek bence pek gerçekçi değil; öyle iyi bir planlama yapabilirdik ki her işi en iyi şekilde organize edebilirdik! Evet, çok daha iyi olmalıydı, ama bu kadar büyük bir yıkım için olabileceğini düşünmüyorum. Biz yıkımı önlemeliyiz!
* Nasıl organize edilmeliydi?
İlk saatlerde herkes ancak kendisine ve çevresine yardım edebilir. Zaten öyle oldu... Hepimizin ilk üç gün kendimize yetmeyi öğrenmemiz lazım. İl, ilçe, mahalle bazında örgütlenmeler daha sağlıklı olabilirdi. Bu örgütlenmeler gönüllülüğe bağlı olmaktan öte, merkezi ve yerel otoritelerce desteklenmeli. Uluslararası olarak belirlenmiş standartlar takip edilmeli ve uygulanmalı. İlgili kurumların eylem planlarını tüm bireylere, ailelere, kurumlara tekrar eden tatbikatlar yoluyla öğretmek için bir sistem kurulmalı. İlkokuldan itibaren bu konudaki eğitimler zorunlu olmalı. Büyük bir farkındalık ve bilinç gelişmesi gerekiyor. Ama şu an, yarın için hazır değiliz.
* Zaman hızla geçiyor...
Önümüzdeki günler hepimizin hayatı için önemli. Yapacağımız her şey çok kritik. Depremden etkilenen bölgenin yaralarını sürdürülebilir şekilde sararken yeni felaketler için de hazırlık yapmak lazım. Hepimiz bireysel planlarımızı da yapmalıyız. Deprem çantası yapmak hem çok kolay hem de değil aslında, yani kaç kişide yeterli çanta var? Mesela toplumu bilinçlendirmek ve hazır etmek için standart deprem çantaları hazırlanıp dağıtılabilir. Binaların, sitelerin, mahallelerin hazırlanması için standartlar belirlenip duyurulabilir. Mesela her 100 veya 1.000 kişi için şu malzemeleri güvenli bir yerde tutmak lazım şeklinde.
* Herkese ayrı plan mı yapmalı?
Bir bankanın, üniversitenin veya süpermarketin afet hazırlık ve müdahale planı risk ve ihtiyaçlardan dolayı farklı olacaktır. İşbirliği de çok önemli. Merkezi yönetim de yerel örgütlenmeyi destekleyici etkin mekanizmalar kurmalı.
* Bir dijital haritadan bahsediyorsunuz, nedir?
Afet sonrasında da birçok yazılım çıktı ilk günlerdeki ihtiyaçlara yönelik. Ancak keşke böyle bilgi sistemlerini önceden tasarlasak ve yaygınlaştırsak. Lokasyon bazlı, bilginin girilebileceği, doğrulanabileceği ve paylaşılabileceği platformlar, ihtiyaçların en etkin şekilde karşılanması için sistemler tasarlamak ve uygulamak mümkün. Bu konular üzerinde çalışan onlarca akademisyen, araştırmacı, hatta girişimcimiz var.
* Dijital çözümler olabilirdi diyorsunuz...
Birçok uygulama hayatımızda zaten var. Taksi uygulamaları mesela, talep ediyoruz, en yakın aracı gönderiyor... Motosikletli ekipler, iş ekipmanları için bu tür çalışmalar yapılabilir. Diyelim ki gönüllü olmak istiyorum; ilkyardım biliyorum, scooter kullanabiliyorum, bilgisayar kullanabiliyorum, ya da tıp doktoruyum. Bu bilgiler sistemde kayıtlı olsa ve afet sonrasında eğer ayaktaysam ve yardım edebilecek konumdaysam uygulama beni en yakın ihtiyaç olan yere yönlendirse... Hangi bölgeye, hangi kaynakları etkili bir şekilde önceliklendirerek göndereceğimizi planlayabiliriz. Mesela baz istasyonları yıkılırsa nerelerde mobil istasyonlar kurmalıyım gibi sorunlar birçok defa çalışılmış, çok sıradan problemler aslında. Sadece bu gereksinimlerin sahiplenilmesi ve projelendirilip uygulanması gerekiyor.
‘Afet öncesi yapılmalı’
* Afet lojistiği nedir?
Bir ürüne ve hizmete talep olduğunda o ürün ve hizmeti talep edenlere doğru zamanda, doğru miktarda, doğru şekilde ulaşması için tedarik zincirlerine ihtiyaç duyarız. Afetlere ve insani yardım sistemlerine odaklanan tedarik zincirlerinde de ürünler, servisler, ihtiyaç sahipleri, tedarikçiler çok farklı olabilir. Misyon ve amaçlar açısından fark çok önemli tabii; bir şirket kâr amaçlarken insani yardım hayat kurtarmayı amaçlar.
* Dünyada nasıl yapılıyor?
Bir alışveriş platformu düşünün, bugün beğenip satın aldığınız gömlek yarın size ulaşabiliyor. İstediğimiz ürünleri markette raflarda bulabiliyoruz. Eğer etkin şekilde tasarlanmış tedarik, stok planlama ve dağıtım sistemleri olmasaydı, bu mümkün olmazdı. Şirketler bu sistemlerin en iyi şekilde çalışabilmesi için altyapı, kaynak ve bilgi sistemlerine yatırım yapıyor. Ayrıca kaynakları iyi kullanabilmek için kısa, orta ve uzun dönem planlar yapıyorlar. İnsani yardım için de gerekli sistemlerin benzer şekilde tasarlanması gerekiyor. Burada afet söz konusu tabii, büyük bir kaos ve karmaşa var, altyapı çökebiliyor... Müşteri değil, insan hayatı söz konusu... Ama yine de tedarik ve lojistik sistemlerinin tasarlanması mümkün. Ve tabii bunları afet öncesi yapmak gerekiyor.
‘İhtiyaç listeleri geleceğe yönelik olmalı
* Şu andan sonra deprem bölgesi için neler yapılabilir?
Yine planlama, koordinasyon ve bilgi paylaşımı diyeceğim. Kısıtlı bir bütçemiz var, sınırsız kaynağımız yok ama orada çok büyük bir ihtiyaç var günden güne değişen. Mesela deprem bölgesinde hava ısındı, kışlık kıyafet ve çadır ihtiyacı artık yok, sıcak havalar geldiğinde ne gerekeceğini şimdiden tahmin etmek ve ona göre hazırlık yapmak, önlem almak zor değil. İhtiyaç listeleri hem güncel hem de geleceğe yönelik olmalı. İlçe ilçe, köy köy... Nerede, neye ihtiyaç varsa toplu bir şekilde doğrulanmış bilgiler iletilebilir. Mesela tüm vatandaşların takip edebileceği bir afet radyosu, televizyon kanalı ve internet sayfası olabilir. Kapsayıcı şekilde sahada çalışan tüm kurumların nerede faaliyet gösterdiği, mevcut ve gelecek plan ve ihtiyaçları orada yayımlanabilir. Hâlâ yapılabilir, yapılmalı. Çünkü bu önümüzdeki birkaç ayda ya da bir yılda bitecek bir şey değil. Sürekli yeni ihtiyaçlar oluşacak.
‘Her binaya bir ekip gönderemezsiniz’
* İstanbul için nasıl bir hazırlık yapılabilir sizce?
İstanbul’da 90 bin binanın yıkılması ya da ağır hasar alması bekleniyor. Bu çok büyük bir sayı. Bu binalar çökerse her binaya bir ekip gönderemezsiniz, o kadar iş makinesini bulamazsınız, koordine edemezsiniz. Yollar zaten kapanıyor, ulaşamazsınız. Altyapıyı, binaları sağlamlaştırmamız lazım. Önleyemeyeceğimiz zararlara karşı da afet sonrası için hazırlanmak gerek, arama kurtarma ve yardım gibi faaliyetlerin organizasyonunu ve planlamasını yapabilmek için...