Melih USLU
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 03, 2022 07:00
Kimi su tankerlerini doldurdu, kimi tehlike altındaki evlerin tahliyesini sağladı. Su taşıyan, yemek yapan, giyecek temin eden de vardı. Marmaris’in Bördübet mevkisinde 21 Haziran’da çıkan ve dört günde kontrol altına alınan yangında bölgede görev yapan kurumlar, gönüllüler ve sivil toplum kuruluşları organize bir şekilde dayanışmanın gücünü gösterdi.
‘Küllerinden doğmak’ temalı Marmaris Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali’nin coşkusunu yaşadığımız günlerde, bir akşamüstü hiç beklemediğimiz o haberi aldık. ‘Amazon’ adı verilen, zümrüt ormanların bulunduğu Bördübet sırtlarındaki geniş bir alanda yangın başlamıştı. Geçen yıl Marmaris’te yaşanan büyük yangınların etkisini henüz üzerimizden atamamışken bu haber herkesi şoke etti. Bördübet yangınının başlamasını sosyal medyada duyuran ilk kişilerden biriydim. Haber çok kısa süre içerisinde 20 bine yakın kişiye ulaştı. Gerek üyesi olduğum doğa odaklı sivil toplum kuruluşları gerekse Muğla geneli yangın koordinasyon grupları üzerinden hızla bilgi alışverişinde bulunduk ve organize olduk.
Geçen yılki Marmaris yangınlarıyla kıyasladığımızda çok daha bilinçli ve tecrübeliydik. Ertesi gün, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte yangına yoğun hava müdahalesi başladı. Karadaysa geçen yıla oranla belirgin bir disiplin ve sağlıklı bir işbölümü göze çarpıyordu. AFAD/OGM üyesi olma zorunluluğu, orman yangını gönüllülerinin çalışma düzenine tutarlılık kazandırmıştı. Peki. sahada neler yaşandı? Bu noktada bir AFAD gönüllüsü olarak sadece objektif gözlemlerimden söz edebilirim.
Yangının ikinci günü erken saatlerde, Marmaris 75. Yıl Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Aygün Kaya’yla Değirmenyanı Afet Koordinasyon Merkezi’nde buluştum. Bölge coğrafyasını ve florasını çok iyi tanıyan Aygün Kaya’nın cesaretini ve yangınlara karşı savaşçılığını sosyal medyada yansıtarak eğitim camiasına örnek teşkil etmesini sağlamaya çalıştım. Moralimiz yüksekti. Hemen herkes ne yaptığını biliyor ve elinden geleni yapıyordu.
İlk iş, koordinasyon merkezleri arasında bağlantı kurup müdahale alanlarına lojistik destek vermekti. Bölgedeki koordinasyon merkezlerinden, ikram araçlarından ve gönüllü masalarından ardı ardına telefonlar geliyordu. “Asparan Mevkisi’ndeki yangın helikopteri pistine acil içecek ve yiyecek lütfen” gibi… Talebi hızlıca temin edip pistin yolunu tuttuk. Ancak hedef noktasına vardığımızda önemli bir sorunla karşılaştık. Pistin çevresinde, burada görev yapan ekibin kullanabileceği bir tuvalet yoktu. Hemen civardaki evlerin ve işletmelerin kapılarını çalıp destek istedik; çözüm bulmamız zor olmadı.
Evlere tahliye kararıFakat alevler hız kesmiyordu. Yangın kısa sürede Değirmenyanı Köyü’ne kadar ulaştı. Yerleşim alanına giden yollar polis tarafından kesildi. Ardından civardaki evlere tahliye kararı çıktı. Aralarında Aygün Kaya’nın evinin de bulunduğu onlarca hane boşaltılıyordu. Aygün Hoca’nın eşi Özlem Kaya “Daha geçen hafta, şu ormanın kıyısındaki soframızda ne kadar mutluyduk” deyince gözlerimiz doldu. Filmlere özgü bir kıyamet atmosferi yaşanıyordu. Gökyüzü sarıya kesmiş; güneş duman tabakasının ardında koyu turuncu bir bilyeymişcesine göz kırpıyordu. Hava kurşun gibi ağırdı. Askerlerle birlikte evlerin tahliye edilmesine destek oluyorduk. Kimi keçilerini, kimi tavuklarını ve köpeklerini araçlara yüklüyordu.
Başarılı bir tahliye operasyonundan sonra bölgedeki en önemli destek noktalarından birinin, Değirmenyanı tanker su dolum istasyonunun yolunu tuttuk. Bize katılan Marmaris Avcılar, Atıcılar ve Balıkçılar Spor Kulübü Derneği Başkanı Baysal Aydoğan hem geçen seneki hem de bu yangında köylerdeki su tankerlerinin sahaya intikalini organize edenlerdendi. Dernek üyeleriyle birlikte yangına karşı müthiş bir mücadele örneği sergileyen Aydoğan, bizi su tankerlerini dolduran Orman Genel Müdürlüğü personeliyle tanıştırdı. Burada gecesini gündüzüne katarak görev yapan yöre sakinlerinden Ali ve Mehmet Gezer kardeşlerin, yangının tümüyle kontrol altına alındığı dördüncü günün sonunda yaklaşık 20 bin ton su kullanarak 900’den fazla tankerin dolumunu gerçekleştirdiklerini şaşkınlıkla öğrendim. Bu dayanışmayı görünce bu ülkenin insanına olan inancım bir kez daha perçinlendi.
Söz konusu stratejik su istasyonunda çalışan arkadaşlarımıza kumanyalarını dağıttıktan sonra tişört değişimine ihtiyaç duyduklarını fark ettik. Hemen Değirmenyanı Gönüllüler Merkezi Koordinatörü Zeynep Kara’yla iletişim kurarak sosyal medya duyurusuyla iki saatte 200’den fazla tişört ve iç çamaşırı topladık. Yangının üçüncü gününde hayvanların alevlerden nasıl etkilendiğini yerinde görmek üzere saha taraması yaptık. Bölgede zor durumda kalmış canlılar üzerine çalışma yürüten pek çok sivil toplum kuruluşundan biri olan Sokakta Kalanlar Derneği Başkanı Faruk Açık’la tanıştım. Açık, sokak hayvanlarını destek ve koruma platformu Paw Guards’la birlikte Ankara’dan geldiklerini, yaralanan hayvanların tedavi edilmesi ve sahiplendirilmesi konularında sekiz kişilik bir ekiple çalıştıklarını söyledi. Marmaris’te yangından etkilenen hayvanların emin ellerde olduğunu gördükten sonra bölgede başarıyla yürütülen
yemek dağıtım organizasyonunu gözlemledim.
75 bin kişiye sıcak yemek...Yangın boyunca Marmaris Belediyesi, çeşitli hayırsever kuruluşların ve vakıfların yanı sıra bölgedeki en geniş yemek dağıtımı Kızılay eliyle gerçekleştirildi. Kızılay Muğla İl Başkanı Şadi Pirci 18 araç, 30 personel ve 64 gönüllüyle görev yaptıkları yangın süresince ihtiyaç sahiplerine 20 binden fazla kumanya ve ikram malzemesi, 75 bine yakın kişiyeyse sıcak yemek sağladıklarını belirtti. Bölgedeki yiyecek-içecek ihtiyacının giderilmesi konusunda aktif çaba gösteren bir diğer kurumsa Marmaris İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü oldu. Geleceğin turizmcilerini yetiştiren lise ve yüksekokulların öğrencilerinin yanında; öğretmenler, veliler ve gönüllülerin takdire şayan dayanışmasıyla İçmeler Halit Narin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Uygulama Oteli’nde yangın süresince günlük 13 bin, toplamda 65 bin kişiye yemek hazırlandı.
Bütün bu bilgileri edindiğim esnada, çevremdeki gönüllüler arasında bir anda heyecan yükseldi. Marmaris ilçe merkezinde kesif bir is tabakası oluşturan alevler Yeşilbelde’ye doğru hızla ilerliyordu. İşte son Marmaris yangınının en kritik yeri burasıydı. Çöplük Mevkisi denen ormanlık tepede gerçekleştirilen başarılı hava müdahalesinin karadan kamu personeli ve gönüllü dayanışmasıyla desteklenmesi, büyük bir faciayı önledi. Eğer alevler bu tepeyi aşsaydı Camiavlu üzerinden Marmaris’e ve hatta Gökova’ya kadar ulaşacaktı. Doğrusu, bu kritik noktada tek kelimeyle bir kahramanlık öyküsü yazıldı. Hortumlarını uç uca ekleyerek canı pahasına çalışan itfaiyecilerimize, evlerini tahliye edenlere büyük moral veren Mehmetçiklere, alevlerle evler arasında kalkan olan TOMA’ları ve emniyet birimlerini koordine eden Marmaris Emniyet Müdürlüğü’ne, ‘alev savaşçısı’ Orman Genel Müdürlüğü personelimize, Muğla Büyükşehir ve Marmaris Belediyeleri’ne ve bu büyük badireyi atlatmamıza katkı sunan herkese şükran borcumuz var.
Peki, bundan sonra ne olacak? Bu soruyu TEMA Vakfı Marmaris ilçe (gönüllü) sorumlusu Mehmet Kalınsaz’a sordum. Kalınsaz’ın sözleri hepimize düşen görevler konusunda fikir veriyor: “Gönüllüler olarak 2021 yangını sonrasında ağaçlandırma çalışmalarına destek kapsamında Orman İşletme Müdürlüğü’nün gösterdiği alanlarda binlerce fidanı toprakla buluşturduk. ‘Yeniden yeşerteceğiz’ diyerek çıktığımız bu yolda yapılan bağışlarla bölgenin ağaçlandırılmasını takip ediyoruz. Orman yangınlarının yüzde 98’inin insan kaynaklı olduğunu hatırlatarak herkesi daha duyarlı ve TEMA gönüllüsü olmaya davet ediyoruz.”