Güncelleme Tarihi:
Kahvaltının geleneksel eşlikçileri, çay ve kahvenin pabucu dama mı atılıyor? Bu içeceklerin tahtını alkolün sallayacağı, sabahları etrafa yayılan mis gibi kahve veya demli çay kokusunun yerini içki kokusunun alacağı söyleniyor. Düşüncesi bile birçoğunuzun midesini altüst eden bu iddia benim değil. Beslenme modasını dizayn eden uzmanlar böyle söylüyor.
Tartışmayı başlatan, Barack Obama’nın Almanya’daki son G-7 zirvesinde yaptığı kahvaltı oldu. Obama’nın Merkel ile yaptığı kahvaltıda elinde bira bardağıyla poz vermesi tartışmanın kapısını araladı. Obama poz vermekle kalmadı; haşlanmış beyaz sosis, tuzlu ‘pretzel’, hardal ve buz gibi buğday birasından oluşan kahvaltıyı çok sevdiğini söylemesi bardağı taşırdı.
Kahvaltıda içki içilmesinin başlangıcı 16’ncı yüzyıla dayanıyor. Belgeler, o yıllarda keşişlerin, askerlerin, hatta çocukların kahvaltıda bira içtiklerini gösteriyor. Özellikle keşişler, kahvaltıda kendi ürettikleri biraları içiyordu. Biranın katığı yine kendi yaptıkları ekmekti. Bira o yıllarda, ‘kafayı bulmak’ için içilmiyordu. Gövdeli, yüksek alkollü ve bol karbonhidratlı bu içeceğe ‘sulu ekmek’ deniyor, günlük beslenmenin en önemli gıdalarından biri olarak kabul ediliyordu.
Belçika ve İngiltere’de bira üreticileri, yakın zamana kadar kahvaltıda çalışanlarına ücretsiz bira veriyordu. Bu biraların işçilere enerji yüklediğini öne sürüyordu.
KRALİÇE İÇER DE ASKERİ İÇMEZ Mİ?
Ünlü İngiliz devlet adamı Churchill de iki yumurtalı, bol jambonlu kahvaltısını yaptıktan sonra bir bardak dolusu ‘sherry’ içer, daha sonra üstünde ‘sabahlığıyla’ kabine üyelerini kabul ederdi.
Kraliçe Elizabeth’in sabah 11.00’de bir bardak cin tonik içtiği bilinir. Kraliçenin duble cin koyduğu kadehine, bol buz atıp az tonikle karıştırdığı söyleniyor. Yani güne, oldukça sert alkolle başlamayı tercih ediyor.
1890’larda savaştaki İngiliz askerlerine sabah kahvaltısında rom’lu çay servisi yapılıyordu. ‘Gunfire’ adı verilen bu çayı içen askerlerin, korkusuz birer savaşçıya dönüştüğüne inanılıyordu! İspanyol askerleri de kahvaltıda ‘carajillo’ denen rom’u bol, kahvesi az bir içecek içiyordu.
Yakın bir geçmişe kadar İskoçlar geceden evlerinin önüne bir bardak dolusu viski bırakıyordu. Bu viski, sabah servisine gelen postacılar ve sütçüler içindi. Bu alışkanlığın kırsal kesimde devam ettiği öne sürülüyor.
İrlandalıların en sevdiği kahvaltı bir bardak siyah Guinness birası.
YAŞLI KUŞAKLAR ARASINDA YAYGINLIK
Boşnaklar sabah kahvesinin yanında, küçük bir bardak sert erik rakısı içmeyi pek seviyor.
Amerikalılar sabahları votkası bol ‘bloody Mary’yi tercih ediyor.
Meksikalı çiftçiler tarlaya gitmeden önce kahve, şeker, kakao, tekila ve çiğ inek sütünden yapılan içkiden bir-iki kadeh içmenin mideyi temizlediğine inanıyor.
Norveç’in kuzeyinde çobanlar dondurucu soğukla baş edebilmek için sabahları kahveyi votkayla karıştırıyor. ‘Karsk’ adı verilen bu içkinin bir benzerini Sibirya köylüleri de içiyor.
Akdeniz havzasında sabahları içki içmek artık sadece yaşlı kuşak arasında yaygın. Yaşlı kuşağın vazgeçemediği sabah kahvesinin adı ‘coffee coretto’. Yani ‘düzeltilmiş kahve’. Bu düzeltme işleminde ise ‘grappa’, ‘sambuca’ veya ‘brandy’ gibi sert içkiler kullanılıyor. İspanyol yaşlıları buna ‘sabah ateşi’ diyor. Vücudun, erken saatlerde aldığı bu ‘sürpriz hediye’yle güne neşeli başladığını söylüyor. Ama fazlasının bütün günü berbat edeceğini eklemeyi de ihmal etmiyor.
Son zamanlarda Londra’da kahvaltı salonlarında klasik yumurtalı jambonun yanında kahve bira servis ediliyor. Bir başka seçenek de tatlı kreple köpüklü pembe şampanya. Sağlığına düşkün olanlar ise müslilerinin yanında serin bir ‘riesling şarabı’ içmeyi tercih ediyor.Tıp çevreleri sabah içkisinin alkolizm belasını körükleyeceğini belirtiyor. Sabah içkisinin verdiği enerjinin bir kandırmaca olduğunu, bu enerjinin yerini kısa bir süre sonra yorgunluğa bırakacağını söylüyor.
“Ülkemizde durum nedir?” diye sorduğum işletmeciler ise şu yanıtı verdi: “Ülkemizde sabah içki içene alkolik gözüyle bakılır. Onun için biz demli çaydan, mis gibi kokan kahveden, sıcak çorbadan asla vazgeçmeyiz. Bu moda Türkiye’ye kolay kolay uğramaz. Kimse telaşlanmasın.”