Güncelleme Tarihi:
Bu hafta izin günlerimi de birleştirip üç gün zihinsel ve bedensel açıdan dinlenmeye karar verdim. Geçen hafta epey yorucu geçmişti çünkü... ‘Evde ne yapsam’ diye düşünürken aklıma dinlemeye başladığım ama bitirmediğim kitap geldi. Üç saati kalmıştı... Kahvaltı hazırlayıp sabahki işlerimi halledene kadar bitti. Biraz sosyal medyada vakit geçirdim, sonra dedim ki ‘Kızımla film izleyelim’...
En bilinen film platformlarından birine daldım. İsmi ‘aşk’ diye başlayan bir filme tıkladım. Son zamanlarda yapılmış bir Türk filmi. Tabii hemen betimlemesi var mı diye baktım ve olduğunu görünce önce şaşırdım.
Betimlenmiş olarak açtık filmi kızımla, geçtik karşısına, izliyoruz. Fakat 10 dakika sonra kızım “Baba her şeyi daha olmadan söylüyor bu. Ben böyle izleyemiyorum” dedi ve betimlemeyi kapattık, normal haliyle devam ettik. Tabii ben bu duruma taktım. Acaba sadece bu film mi böyle yoksa tüm filmler mi diye... Sonra başka filmleri de inceledik. Neredeyse hepsinde durum aynı: Açılmadan önce açıldığı söylenen kapılar, koşmadan önce koştuğu söylenen oyuncular, kırılmadan önce kırıldığı söylenen vazolar vs.
Hayal kırıklığı yaşadım resmen. İngilizce betimlemelere baktık, onlarda da durum aynı. Bilemiyorum tabii, belki de başka türlü olmuyordur. Ama her şeyi önceden söylenen bir film izleseniz siz ne hissederdiniz? Açıkçası bana çok hoş gelmedi. İyi tarafı şu ki bizim betimleme yazarlarımız İngilizce olanlardan daha başarılı bence. İncelediğim filmlerde buna sevinebildim en azından.
Bildiğim kadarıyla Türkiye’de bu betimleme işini yapan iki kurum var. Birisiyle tanışmıştık fakat hiç bunu geliştirme anlamında bir sohbetimiz olmadı. Umarım bundan sonra yapabiliriz. Sonra TV’lerin engelsiz diye başlayan internet kanallarında bunlara bakmaya çalıştım. Orada da durum aynı. Çünkü aynı kurumlar tarafından yapılıyor.
Bir farklı konu da engelli gruplar için yapılan her işin başına ‘engelsiz’ ibaresinin konulması... Tıpkı her şeyin diyet olanının da çıkması gibi. Diyet baklava, diyet kola, diyet dondurma... Komik tabii böyle düşününce...
Bizim için bir filmi ailece izleyebilmenin tek yolu kaldı: Filmleri betimleyen bir mobil uygulama. Şöyle oluyor: Eğer seçtiğimiz film uygulamada varsa siz filmi açınca biz de telefonun kulaklığını takıp telefondan açıyoruz. Uygulama mikrofondan aldığı sesle telefondaki ve ekrandaki filmi eşleştiriyor. Böylece herkes aynı anda ama kendi istediği formatta filmi izliyor. Yine bir kısıtlama söz konusu. Sadece uygulamadaki filmleri izleyebiliyorsunuz.
Bu uygulama sinemada da kullanılıyor. Ama her şeyi önceden söylemesi nedeniyle biraz beni soğuttu kendinden. Umarım daha özenle yapılır. Çünkü şöyle hissettim: Nasılsa görmüyorlar diye önemsenmiyor. Bundan da biraz rahatsız oldum. Sonra ‘Öyle düşünmüyorlardır’ diyerek kendimi teselli etmeye çalıştım.
Diyeceğim o ki ailece ‘bir film izleyelim’ dedik, iş nerelere geldi... Sonuç mu? Birlikte izleyemedik tabii ki... Herkes kendi filmini kendi cihazından izledi. Sanırım ‘ailece sinema keyfi’ yapmamıza biraz daha zaman var.