Güncelleme Tarihi:
Toprak… Küresel ısınma, iklim değişikliği, buzulların erimesi, karbon salınımı, petrol sızıntıları, çöp krizi ve daha nice çevresel sorunun arasında belki de hakkında en az konuşulanı toprak. Geçen hafta İstanbul, küresel ölçekte toprak adına gerçekleşen en büyük hareketin sürpriz bir parçası oldu. Dünyaca tanınmış Hint spiritüal lider, aktivist ve konuşmacı Sadhguru (Jagadish ‘Jaggi’ Vasudev) ‘Toprağı Kurtar’ (Save Soil) mesajıyla 100 günde
30 bin kilometre kat edeceği bir motosiklet yolculuğuna koyulmuştu. Geçtiği ülkelerde konferans düzenleyerek hükümet yetkilileri, basın ve kendi kurduğu Isha Vakfı’nın yerel gönüllüleriyle buluşup toprak için harekete geçmenin önemini ve aciliyetini aktarıyordu. Tur programına son anda dahil edilen ve 3 gün gibi mucizevi bir sürede organize olan İstanbul etkinliğinde tanıştık. Hemen Tiflis’e geçmek için Karadeniz’e doğru yola koyulan Sadhguru, sorularımı motosikletinin üzerinden Zoom marifetiyle yanıtladı.
* Toprak neden sizin için özellikle önemli?
Daha önce de sormuşlardı: “Önce ağaç dikelim dedin, sonra nehirler hakkında konuştun, şimdi toprak diyorsun, neden sürekli konuyu değiştiriyorsun?”. Dedim ki: “Ağaçları nereye dikeceğiz, kafamıza mı?” Nehir nerede akacak? 30 senedir dünyanın çeşitli yerlerinde toprak için projeler yürütüyoruz. Sonunda
gördüm ki bağımsız projeler hatta bütün bir milletin çabası bile yeterli gelmeyecek. Küresel bir politika yürütülmesi şart. Topraktaki organik içeriğin minimum yüzde 3 ila 6 oranına yükseltilmesi gerekiyor. Yapamazsak, gelecek 20-30 yılda toprak son derece bereketsiz bir materyal haline dönüşecek. Gıda kıtlığı baş gösterecek. Gıda kıtlığı olunca da medeniyeti temel düzeyde ayakta tutmak bile çok zorlaşacak.
* Hükümetlere ne tavsiyelerde bulunuyorsunuz?
Çok kapsamlı teknik dokümanlar hazırladık. Farklı milletler için 192 adet elkitabı yayımladık. Bütün hükümetlerden istediğim temel bir şey var: Toprağı iyileştirmek dendiğinde gübreler, kimyasal maddeler, organik tarım ve daha bir sürü unsur sayılabilir. Her şeyden önce toprağı canlı tutmalıyız. Ondan sonra o diğer süslü şeyleri yapmaya başlayabiliriz. Hükümetlerin atacağı ilk adım, toprağın organik içeriğini yükseltmesi için çiftçiye teşvik sağlamak olmalı. İkinci adımda işletmeler devreye girerek çiftçiyi bu konuda desteklemeli. Organik içerik en az yüzde 3 seviyesine ulaştıktan sonra toprakta yetişen gıdaların besin değeri çok daha yüksek olmaya başlıyor. Üçüncü adımdaysa yükselen besin değerinin topluma sağlayacağı tüm faydalar anlatılmalı. Benim toprağım yüzde 3 organikse elmam kaliteli olur, seninki yüzde 6 ise senin elman daha da kaliteli olur. Tüketici besin değerinin ve kalitenin farkını anlayınca, çiftçi market raflarından başarısının karşılığını alır.
* Toprağı korumak için bireysel olarak ne yapmalı?
İnsanın kendi bahçesinde toprak için bir şeyler yapmaya çalışması sadece kişisel bir tatmin yaşatır… Ancak kişisel tatmin zamanlarını çoktan geçtik, küresel aksiyon alınması gerekiyor. Hükümetleri doğru politikaları uygulamaya itmeliyiz. Ben kendi toprağımı, sen kendininkini korursun ama gelecek nesillerin ne yapacağını nereden bileceğiz?
O yüzden toprağın yasalarla korunması gerekiyor. Bireylerin yapabileceği tek şey hükümetlerini yönlendirmek. Her yerde çok mümkün olduğunu söylemiyorum, politik konulara da girmek istemiyorum. Hükümetlerin 5 yıl süresi vardır ve insanların vekâletiyle, onların ihtiyaçları için hareket ederler. Hangi ülkede insanlar hükümetlerine uzun vadeli, sürdürülebilir, sağlıklı yaşam kalitesi için vekâlet vermişler? Hiçbir yerde! Böyle şeyler hiç konuşulmadı. İşte ‘Toprağı Kurtar’ hareketinin konusu tam olarak budur. Dünya nüfusunun yüzde 60’ı bunu konuşmaya başlarsa hükümetlerin kayıtsız kalma şansı olmaz.
* Bizde “Coğrafya kaderdir” diye bir söz var. Toprağın insanın yaşam amacıyla ve kaderiyle (dharma) bir bağlantısı var mı sizce?
Ne kadar şaşaalı bir hayat yaşarsan yaşa, öldüğünde muhakkak toprağa geri gideceksin. Asıl soru şu, toprağın her zaman bir parçası olduğunu ancak ölünce mi anlayacaksın, yoksa yaşarken farkına varacak mısın? Benim dileğim, herkesin yaşarken fark etmesi ve gelecek nesillere de zengin ve bereketli topraklar kalması.
Sadhguru kimdir?
Yogi, mistik ve vizyoner bir halk karakteri olan 64 yaşındaki Sadhguru, Hindistan’ın en etkili 50 ismi arasında. Birleşmiş Milletler, Dünya Ekonomik Forumu gibi küresel forumlarda sosyoekonomik çeşitlilik, liderlik ve spiritüallik üzerine sunumlar yapan Sadhguru, Harvard, Yale, Oxford, Stanford, MIT gibi üniversitelere konuşmacı olarak davet ediliyor. Öğretilerinde inanç yapılarına ve dini görüşlere yer vermediği için klasik gurulardan ayrılıyor. Sadhguru’nun ‘İçsel Mühendislik’ adlı yöntemi dünya çapında milyonlarca kişi tarafından uygulanıyor.