Güncelleme Tarihi:
Yıllar önce Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni kazandı. Evlendi, eşinin yurtdışı görevi için 3’üncü sınıfta okulunu bırakmak zorunda kaldı ama bu, onun bir gün doktor olmasına engel olamadı. 74 yaşında olsa bile... Nimet Süner Torun’la, hayallerini yarıda bırakanlara umut olacak bir söyleşi yaptık...
Tıp fakültesine ilk giriş tarihiniz nedir?
1964’te İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girdim. Ondan sonra bir süre ara verdim tahsilime. Geri döndüğümde, devamsızlıktan dolayı kaydımın silinmiş olduğunu gördüm. Aşağı yukarı 50 sene geçti üzerinden. Bir gün televizyonda af çıktığını öğrendim ve döndüm okuluma. Çok şükür de bitirdim.
Okulu neden bırakmak zorunda kalmıştınız?
Evlendim, kısa bir ara vermem gerekiyordu bu yüzden. Evlilik arifemde eşimin yurtdışı görevi söz konusu oldu. O bir-iki sene sürdü. Döndüğümde fakülte haklı olarak devamsızlıktan dolayı kaydımı silmişti. Annem, babam ve kardeşlerim çok üzülmüştü. Hatta kız kardeşim şimdi “Annem ve babam bu dünyada değil, öbür tarafta onları mutlu ettin” diyor.
HAFIZAM ZAYIFLAMIŞTI
Ailenizin ve çevrenizin tutumu bu süreçte nasıl oldu?
Çok çok memnun oldular. Özellikle ailem ve 60 senelik arkadaşlarım... Beni tanıyan kim varsa takdir etti. Okulunu bırakmış olanlar benden sonra okullarına başlamak istedi. Herhalde en çok sevinen torunum oldu diyebilirim. Torunum birinin bir yerinde ufacık yara görse hemen “Benim babaannem doktordur, o size gelip baksın” diyor. İftiharla bahsediyor benden. Örnek alıyor babaannesinin yaptığını.
Önyargılı tutumlarla karşılaştınız mı okula döndüğünüzde?
Okul sürecinde genç arkadaşlarım oldu tabii. Önce beni yadırgadılar, kim olduğumu anlayamadılar. Öğrenci miyim yoksa onların dersini takip eden bir öğretim görevlisi miyim, anlamakta zorlandılar. Yavaş yavaş yanıma yaklaştılar. Öğretim üyelerinin dikkatini çok çektim. “Siz niye buradasınız, kimsiniz” gibi sorular sordular. Öğrenci olduğumu duyunca çok sevindiler aslında ama yadırgayanlar da oldu. Mesela “Ben profesör oldum ama şu yaşta başla deseler tıp fakültesine başlamaya cesaret edemezdim, tebrik ederim” gibi yorumlar yapanlar da oldu. “Bu saatten sonra aldığın diplomayı ne yapacaksın, duvara mı asacaksın” diye şaka yapan öğretim görevlileri de... Ama genel olarak tüm personelle aram çok iyiydi.
Gençlere, yaş alanlara, kadınlara, pek çok insana ilham oldunuz. Neler tavsiye edersiniz insanlara?
Hayallerinin peşinde koşsunlar, gerçekleştirmek için ellerinden ne geliyorsa yapsınlar. Evlilik de dahil, hangi nedenlerle olursa olsun hayallerinden vazgeçmesinler.
Yaşın okul hayatında bir engel olmadığını gösterdiniz bize. Bu süreçte zorluk yaşadınız mı?
Zorluk yaşanmaz mı, elbette yaşanır. 20’li yaşlardaki çocuklarla aynı kulvarda koşuyorsunuz, bu gerçekten zorlayıcı. Gençlerle başa çıkmak çok zordu, onlar bir çalışıyorsa benim beş çalışmam gerekiyordu. Zaman zaman hafızamın zayıflamış olduğunu fark ettim. Ben hafızama güvenen bir insanım aslında ama baktım ki bir okumak yeterli gelmiyor, birkaç kere okumam gerekiyor... Sosyal hayatta çok fazla kopukluk oldu. Ben yurtiçi ve yurtdışı seyahatlerine sık giden ve bu seyahatleri seven bir insanım. Önceden çok sosyal bir insandım ama bunları unuttum. Oğlumun evine misafirliğe gidecek zamanım bile olmadı. Oğluma “Ertesi gün sınavım var, gelemem” gibi şeyler dedim. Ayrı geçirdiğim yılbaşları ve bayramlar oldu.
Tüm bu süreçte hobilerinize, kendinize zaman ayırma fırsatınız oldu mu peki?
Kendime hiç zaman ayıramadım. İspanyolca dersleri alıyordum, dans derslerine gidiyordum, pilates yapıyordum, sirtaki oynuyordum, bilgisayar dersleri alıyordum... Tüm bunlara ara vermek zorunda kaldım çünkü vaktim asla yetişmiyordu.
İdealinize kavuştuğunuzda neler hissettiniz?
Ben herhalde çok soğukkanlı bir insanım çünkü bu durumu çok doğal karşıladım. ‘Olması gereken oldu’ gibi düşündüm. Keşke gençler gibi mezun olduğum için atlayıp zıplayıp ortalarda dans etseydim... Ama son derece ‘cool’ bir duruşla izledim.
Uzmanlığınızı ne üzerine yapacaksınız? Hedefleriniz ne?
TUS’a girmeyi pek göze alacağımı zannetmiyorum. 74 yaşındayım ve artık son çeyreğe girmiş durumdayım. Gençlikte hedefim genel cerrahi veya kadın doğum alanında uzmanlaşmaktı. Ama şimdi çok zor. Başlangıçta sadece bitirmek üzerine bir hayalim vardı ama şimdi düşündüğümde aile hekimi olabilirim, işyeri hekimliği yapabilirim. Çok uzun soluklu bir şeye başlamayı düşünmüyorum. Ömrüm bu kadar uzun değil. Hayatımla ilgili de, yeniden seyahat planları yapmayı düşünüyorum. İşyeri hekimliğinin kursları var, bunları almak istiyorum mesela.