‘Afetler toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirir’

Güncelleme Tarihi:

‘Afetler toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirir’
Oluşturulma Tarihi: Mart 05, 2023 07:00

Deprem gibi kriz dönemlerinde kadınların ve kız çocuklarının yaşam koşulları daha da zorlu hale geliyor. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye İletişim Sorumlusu Zeynep Atılgan “Hamilelikler ve doğumlar afet dönemlerinde devam ediyor. Âdet döngüleri de... Deprem bölgesinde şu anda üreme sağlığı hizmetlerine acilen erişmesi gereken yaklaşık 226 bin hamile kadın var. Temel hijyen ihtiyaçlarının yanında, bu kadınların acilen nitelikli, sürekli ve güvenli üreme sağlığı hizmetlerine erişmesi gerekiyor” diyor.

Haberin Devamı

Anlatmaya “Fatma’yla Şanlıurfa’da tanıştık. Depreme Adıyaman’da yakalanmış” diyerek başlıyor Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye İletişim Sorumlusu Zeynep Atılgan. Şöyle devam ediyor: “Üstelik deprem sabahı saat 8.00’de Adıyaman Devlet Hastanesi’nde sezaryen doğum randevusu varmış. Eşi ve çocuklarıyla yalın ayak fırlamışlar dışarı ve kısa süre sonra evlerinin yıkılışına şahit olmuşlar. Fatma 7.00 gibi hastaneye ulaştığında ne yazık ki hastanenin büyük bölümünün hasar gördüğü hatta yıkıldığı gerçeğiyle karşılaşmış. Birkaç gün sonra Şanlıurfa Kadın Doğum ve Araştırma Hastanesi’nde, hastane personelinin fedakâr çabasıyla sorunsuz bir şekilde doğum yapmış. Şimdi Adıyaman’da çadırkentte yaşıyorlar.”

UNFPA’in yardım eli uzattığı bir diğer kadın, Yasmin ise 26 yaşında... En küçüğü altı aylık bile olmayan 5 çocuklu bekâr bir anne... Kendisine fiziksel ve duygusal şiddet uygulayan kocasından ayrılmış. 5 yıl önce Suriye’den Türkiye’ye gelmiş. Şu anda UNFPA’in kadınlar ve kız çocukları için bir spor salonunda kurduğu güvenli alanda kalıyor.

Haberin Devamı

Görünen o ki deprem gibi kriz dönemleri kadınlar ve kız çocuklarının yaşam koşullarını daha zorlu hale getiriyor. Kadınların ve kız çocuklarının güvenlik riski ve açığı ortaya çıkıyor. Hijyen ürünlerine, cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerine erişimi kesintiye uğrayabiliyor. Üstelik psikososyal destek ihtiyacı artan kadınların, bu hizmetlere ulaşması da toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin kalıplar ve sosyal normlar sebebiyle çok da kolay olmuyor. 10 gün boyunca deprem bölgesinde sahada çalışmalara katılan Atılgan bu konuyla ilgili sorularımızı yanıtlıyor.

‘Afetler toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirir’

UNFPA’nın çalışmalarına destek vermek isteyenler internet sitesindeki bağış link’i üzerinden katkıda bulunabiliyor.

UNFPA Türkiye olarak deprem bölgesinde kaç kişilik bir ekiple çalışmalarınızı yürütüyorsunuz?

Kamu kurumlarının koordinasyonunda, ortaklarımızla birlikte ilk günden beri 5 sabit ve 7 mobil hizmet birimi aracılığıyla sahadayız. Üreme sağlığı ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önleme dahil olmak üzere sağlık ve koruma alanında bilgi, malzeme, hizmet, yönlendirme desteği veriyoruz. Ayrıca Mersin ve Ankara’daki UNFPA destekli hizmet birimleri de deprem bölgelerinden bu illere tahliye edilen depremzedelere destek veriyor.

Haberin Devamı

10 Şubat tarihli raporunuza göre bölgede tahminen 226 bin hamile kadın var. Üreme sağlığıyla ilgili olarak bölgede yeterli koşullar sağlandı mı?

11 ilde depremlerden etkilenen 15,8 milyon kişinin yarısını kadınlar ve kız çocukları oluşturuyor. Hamilelikler afet dönemlerinde de devam ediyor, doğumlar da öyle. Adet döngüleri de... Deprem bölgesinde şu anda üreme sağlığı hizmetlerine acilen erişmesi gereken yaklaşık 226 bin hamile kadın var. Bunların tahmini 25 bini bir ay içinde doğum yapacak. Temel hijyen ihtiyaçlarının yanında, bu kadınların acilen nitelikli, sürekli ve güvenli üreme sağlığı hizmetlerine erişmesi gerekiyor.

Bölgede sağlık tesisleri ne durumda?

Haberin Devamı

Kadın doğum hastaneleri ve çok sayıda birinci basamak sağlık kuruluşu da dahil olmak üzere 11 ilde çok sayıda hastane hasarlı. Deprem bölgesinde yaşanan ulaşım aksaklıkları ve bölgede yolların büyük bir kısmının molozla kaplı olması nedeniyle depremden etkilenenlerin sağlık hizmetlerine erişim sorunu devam ediyor. Bunun yanı sıra bölgedeki önemli sayıda sağlık hizmet sunucusu ya yaşamını kaybetti ya yaralandı ya da uzun vadede bölgeden ayrılmayı planlıyor.

‘Afetler toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirir’

Kadınların ihtiyaçları arasında neler öne çıkıyor? Örneğin, temel hijyen malzemesine ulaşmakta güçlük yaşanıyor mu?

Depremzede kadınların pek çoğu şu anda çadırlarda ya da özellikle kırsalda geçici barınaklarda, düzensiz biçimde yaşıyor. Temel ihtiyaçlara erişim, özellikle âdet hijyen ürünleri, temizlik ürünleri ve temiz iç çamaşırı olmak üzere, depremden etkilenen bölgede ciddi bir sorun. Hem depremden etkilenenler hem de bölgede çalışan gönüllülerin temiz su, duş, tuvalet ve el yıkama noktalarına erişimi sınırlı. Bu sebepler bulaşıcı hastalıkların yayılması riskini arttırıyor.

Haberin Devamı

Yardımlarla ilgili ‘cinsiyet körlüğü’ yaşandığını belirtiyorsunuz. Bu konuyu biraz açar mısınız?

Afetler cinsiyetten bağımsız olaylar gibi gözükse de aslında sonuçları itibariyle toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirirler. Özellikle afet yönetimlerinde kadın, erkek, kız çocukları ve oğlan çocuklarının farklı ihtiyaçları ortaya çıkar ancak bu ihtiyaçlar iyi tespit edilip planlanmadığı zaman bu grupların sorunları daha da artar. Barınma, yemek gibi hayati olan acil ihtiyaçların yanında kadınlar ve kız çocuklarına özgü ihtiyaçların özellikle acil durumlarda göz ardı edilme eğiliminde olması nedeniyle, bu tür ihtiyaçların giderilmesi özellikle önemli.

Haberin Devamı

Deprem bölgesinde toplumsal cinsiyete dayalı şiddet olayları görülüyor mu? İleride bunun artma olasılığı var mı?

Kriz durumlarında, kadınlar ve kız çocukları ve diğer kırılgan gruplar artan şiddet riskiyle de karşı karşıya kalıyor. Ortaya çıkabilecek olan güvenlik riski ve açığı, çocuk yaşta evlilik, kadın ve çocuklara yönelik şiddet vakalarının, istenmeyen gebeliklerin ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların artmasına neden olabiliyor. Özellikle çadırkentler gibi ortak yaşam alanlarında mahremiyetin olmaması, banyo ve tuvaletlerin uzak yerlere yapılması ve yeterli aydınlatmanın olmaması nedeniyle kadına yönelik şiddetin afet sonrası dönemde de artma eğiliminde olduğunu biliyoruz. Deprem bölgesinde çok sayıda kadın ve çocuk travmatize oldu ve psikososyal desteğe ihtiyaç duyuyor. Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman’da kadına yönelik şiddet vakalarına müdahale hizmetleri sunan kamu tesisleri yıkıldı. Şiddete maruz kalanlar ve depremin ardından hassasiyetleri artan kırılgan gruplar için daha uzun süreli, güvenlikli barınaklara ihtiyaç devam ediyor.

Kız çocuklarının eğitimiyle ilgili ne gibi önlemler alınmalı? Erken yaşta evlendirilme riskinden bahsettiniz…

Küresel çapta gerçekleşen tüm afetler ve çatışmaların bize gösterdiği bir gerçek var; çocuk yaşta, erken ve zorla evlilik bu tür zorlu dönemlerde artma eğilimi gösterir. Afetlerin ardından eğitimin kesintiye uğramaması gerekir ve cinsiyet gözetmeksizin tüm çocukların eğitime 18 yaşına kadar kesintisiz devam etmeleri, çocuk yaşta evliliğin engellenmesi için en önemli faktörlerdendir. Buna ek olarak, farklı yaş ve cinsiyet gruplarını hedefleyerek bilinçlendirme kampanyaları ve riskli ailelerin istihdamına yönelik çalışmalar yapılmalı.

‘Afetler toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirir’

‘Onları dinlemeli ve desteklemeliyiz’

Kız çocukları için çalışan girişim Suna’nın Kızları, geçen günlerde afet sonrası çocukların karşılaşabileceği riskler ve alınabilecek tedbirlere dair birlikte çalıştığı 32 örgütle bir mutabakat metni oluşturdu. Bu metinde kız çocukları için gözetilmesi gereken öncelikler de belirlendi. Girişimden Aysel Madra, Burcu Gündüz Maşalacı ve Melda Akbaş anlatıyor...

◊ 2017’de yayımlanan bir rapora göre, küresel ölçekte doğal afet ve insani kriz durumlarında kadınların yüzde 70’i toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kalıyor. Afet ve insani kriz dışı durumda bu oran yüzde 35.

◊ London School of Economics akademisyenlerinin yürüttüğü ve 141 ülkede 1981-2002 yılları arasında gerçekleşen krizlerin kadınlar üzerindeki etkisini inceleyen bir araştırmaya göre, afetler kadınların yaşam beklentisini erkeklere göre daha fazla düşürüyor.

Deprem bölgesinde kız çocuklarına yönelik güvenli alanlar oluşturmak kritik önem taşıyor. Geçici barınma alanlarında ve çadırlardaki giyinme yerlerinde, tuvaletlerde ve banyolarda mahremiyet ihtiyacı gözetilmeli. Kız çocukların ped, ıslak mendil, iç çamaşırı gibi kişisel hijyen malzemelerini çekinmeden ve güvenle alabilmeleri kolaylaştırılmalı. Özellikle başka bakım yükleri de üstlenmek zorunda kalan 15-18 yaş arası kız çocukların akranlarıyla buluşup birbirlerine destek olabilecekleri güvenli alanlar oluşturulmalı.

◊ Depremden etkilenen bölgede çocuk işçiliği ve çocuk yaşta, erken ve zorla evlilik risklerinin yüksek olduğu yerler olabilir. Bu risklerle karşı karşıya olan nüfus içinde kızların eğitim olanaklarına ulaşmaları ve eğitimlerine devam etmeleri mutlaka sağlanmalı.

◊ Çalışma yaşamını ilk kez dahil olacak kadınlar için çocuk bakım hizmetlerinden esnek çalışma saatlerine, mesleki olarak destek alabilecekleri alanların yaratılmasından güvencesiz işgücünün önüne geçmeye kadar planlaması gereken pek çok süreç var.

◊ Öte yandan, kadınların beklenti, ihtiyaç ve endişelerini anlayabilmenin yolu kendilerini ifade edebilecekleri, görüşlerini samimiyetle dinleyecek ve destekleyecek mekanizmalarla mümkün.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!