Açtık ellerimizi, bal duasına çıktık

Güncelleme Tarihi:

Açtık ellerimizi, bal duasına çıktık
Oluşturulma Tarihi: Haziran 23, 2019 08:00

Haftanın gündeminden: Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da arıcılar bal duasına çıktı. Birleşmiş Milletler raporunda yıl sonuna kadar arıların yüzde 40’ının öleceğini öngörüyor. Çevrebilimciler uyarıyor: “Tehlikenin farkında mısınız?” Peki arıların ekosistemden silinmesi halinde bizi neler bekliyor?

Haberin Devamı

Küresel iklim değişikliğine bağlı olarak görülen aşırı sıcak, aşırı yağış, kuraklık gibi sert iklim olayları artık hayatlarımızın bir gerçeği. Bu felaketlere dayanma kapasitemiz yüksek gibi görünse de durum hiç de göründüğü gibi değil. Çünkü tehlike birçok yönden geliyor. Örneğin arı ölümleri! Ülkenin hemen hemen tüm bölgelerinde iklimdeki dengesizliğe bağlı olarak yaşanan arı ölümleri ve bal kaybı daha sezonun başında olunmasına karşın ciddi boyutlara vardı. Arıcılar bir mucizeye tanık olmamaları halinde bu yıl yaşanacak arı ve bal kaybının yüzde 40’ları bulacağını, bazı bölgelerde bu rakamın çok daha yukarılara çıkacağını söylüyor.
Çam balını bilirsiniz; ağacın kokusu, aroması, özü siner içine. Aslında arı o balı çamdan yapmaz. Kendine o çamı mesken tutan asalak bir böceğin yardımı gerekir çam balı için. Basra böceğinin...
Basra böceği yaşamının tamamını çam ağacı üzerinde yerleşerek ve çam ağacının özsuyunu emerek geçirir. Bu özsuyunda yaklaşık olarak yüzde 80 karbonhidrat, yüzde 20 protein bulunuyor. Basra böceği protein kısmını kendi beslenmesi için kullanır, artan karbonhidratlı bileşiği ise salgıyla atar. İşte bu salgıya çam balı çiği deniyor. Bal arılarının toplayıp çam balını ürettiği öz işte bu... Ağustos, eylül, ekim ve kasım ayları ise bu balın en yoğun üretildiği zamanlar. Ne var ki ısıttığımız dünyada yeni oluşan şartlara uyum sağlayamayan canlılardan biri de Basra böceği.
Bu ülkesel bir sorun
İklim değişikliğinin oluşturduğu koşulları “Şu an ne arı ne de arıcılar bu değişikliklere uyum sağlayabilecek kadar esnek” diye açıklayan Çevre ve Arı Koruma Derneği (ÇARIK) Yönetim Kurulu Başkanı Şamil Tuncay Beştoy, “Marmaris ve Datça’da şu anda sıcaklık 36 derece. Bu nedenle 0-100 metre arasındaki Basra böcekleri sıcaktan ölüyor. Çok ciddi sayıda Basra böceği kaybı var. Marmaris ve civarına her yıl 3 milyondan fazla kovan çam balı için gelir. Bu, Türkiye’deki kovanların neredeyse yarısına denk geliyor. Bu yıl çok kötü gidiyor ve arıcılar bu gidişle son umutları olan çam balını da bulamayacak” diyor.
Arıcıların her daim iklime göre şekillenmiş, açan çiçekleri takip eden bir rotası olduğunun altını çizen Şamil Tuncay Beştoy, “Örneğin yaylaya çıkıyoruz. Bunun zamanını açan çiçek, hava koşulları belirler. Yaylaya gidiyoruz ve orada yıllardır alıştığımızın dışında üç dört gün yağışa maruz kalıyoruz. Bu yıl tam da bu aylarda aşırı hava olayları nedeniyle 10 günde 4 kere yer değiştiren arıcılar var. Her nakil 4-5 bin lira masraf demek. Daha önemlisi arının güçlenmesi, çoğalması gereken dönemde zayıflaması demek. Böyle giderse şu andaki kaybımız yüzde 40’ları bulur” diyor ve ekliyor: “Bu artık arıcıların sorunu olmaktan çıktı. Bu ülkesel bir sorun.”
Dünyayı terk etmek üzereler!
Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2018 verilerine göre, iklim değişikliği ve tarımda kullanılan zehirler nedeniyle arılar ve diğer polenleyici türlerin nesli tükenme tehlikesi yaşıyor. BM verilerine göre yüksek sıcaklıklar, kuraklık ve seller gibi aşırı iklim olayları ile çiçeklenme zamanındaki değişimler nedeniyle dünya genelinde arıların yüzde 40’ı yok olma riskiyle karşı karşıya.

Bu hale nasıl geldik?
İklim değişikliği ve etkilerinin Türkiye’de en fazla hissedildiği yerlerden olan Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki arıcılar ise ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.Van Arıcılar Birliği Başkanı Halil Tandoğan geçen yıl aşırı yağışların, bu yıl ise aşırı kuraklığın Van ve çevresindeki arıcıları bitme noktasına getirdiğini söylüyor: “Geçen yıl baharın gelişiyle birlikte arının tam sahaya çıkacağı zamanlar çok fazla yağış oldu. Arılar içeride aç kaldı ve çalışamadı. Bu yıl ise tam çiçeklenme zamanı hiç yağış almadık ve bu defa da her şey kurudu, çiçek kalmadı. Şu an ne ot var, ne çiçek. Normalde iyi bir sezonda kovan başı15 kilo civarı bal alıyorken bu yıl 5 kiloya kadar düşeceğini tahmin ediyorum. Geçen yıl yağmur, bu yıl kuraklık bizi bitirdi.” Halil Tandoğan, Van ve çevresinde bulunan 115 bin civarındaki kovanın yüzde 60’ının yok olması tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor.

Açtık ellerimizi, bal duasına çıktık



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!