Güncelleme Tarihi:
Dostluğu ve karşılıksız sevgiyi en iyi onlardan öğrenebiliriz. Bize yoldaş oluyorlar. Kapının önüne bir kap mama koyduğumuzda gözlerindeki o minnet duygusunu ve nasıl sevgiye ihtiyaçları olduğunu görüyoruz. Tabii hayvan dostlarımızın daha büyük sorunları var. Açlar, susuzlar, kötü muamele görüyorlar. 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü vesilesiyle Türkiye Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Birgül Rona, Kurtaran Ev Derneği Başkanı Onur Boltürk ve hayvan hakları savunucusu Türkan Ceylan’la görüştük. Bize hayvanların refahını arttırmak için neler yapılması gerektiğini anlattılar.
‘EN FAZLA 3 YIL ALIYOR’
Birgül Rona, Türkiye Hayvanları Koruma Derneği Başkanı
- 1 Temmuz 2004’te Hayvanları Koruma Kanunu yürürlüğe girdi. Bu yasayla belediyelere sokak hayvanlarıyla ilgili görevler verildi. Fakat 20 yılda sahipsiz hayvanlar sorunu çözülmedi, daha da büyüdü. Kanundaki önemli maddelerden biri şu: ‘Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır.’
- Kanunda hayvanlarla ilgili yasaklardan bazıları şunlar: ‘Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek. Hayvanlara işkence yapmak veya acımasız ve zalimce muamelede bulunmak. Ev hayvanını terk etmek.’
- Hayvanlara şiddet uygulayanlar, konuya göre değişse de en fazla 3 yıl hapis cezası alıyor, sonra bu para cezasına çevriliyor. Kanundaki cezalar maalesef caydırıcı değil. Örneğin bu yılın başında Başakşehir’de Eros adında bir kedi İbrahim Keloğlan tarafından vahşice öldürüldü. Katiline 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Adam şu anda serbest, sadece para cezası ödeyecek. Geçen yıl Kırklareli’nde Köpük adında bir yavru köpek Fatih Bücekler tarafından işkence edilerek öldürüldü. Haftada iki gün barınakta hayvanlarla ilgilenmesi koşuluyla serbest bırakıldı.
- Eğer siz de bir kötü muameleye tanık olursanız derhal güvenlik güçlerine başvurun. Olayla ilgili video veya fotoğraf çekip delil oluşturabilirsiniz. Başvurudan sonra dernekleri bilgilendirerek yardım alabilirsiniz. Başka tanıkların olması da oldukça önemli.
‘DAVALAR HUKUKUN GELİŞİMİNİ SAĞLIYOR’
Türkan Ceylan, hayvan hakları savunucusu, veteriner hekim, Barınak Meleği’nin kurucusu
- Hayvan sevgisi benim için hayatımın en önemli dönüm noktalarından biri oldu ve bu tutkuyla veteriner hekim oldum. Her yıl yaklaşık 300 hayvanı Avrupa ve Kanada’da yeni yuvalarına kavuşturuyorum ve bu hikâyeleri Instagram’da ‘Barınak Meleği’ adı altında paylaşıyorum. Ayrıca hayvan hakları davalarına katılıyorum. Elazığ Barınağı’na karşı açtığım davada hayvan soykırımı ve katliamı gibi ciddi suçlamaların olduğu bir iddianame sunduk. Bu davalar hukukun sürekli gelişimine katkı sağlıyor.
‘ÖMÜR BOYU TAKİPTEYİZ’
Onur Boltürk, Kurtaran Ev Derneği Başkanı
- İstanbul’da, 3 farklı lokasyondaki yaşam alanlarımızda 900’den fazla köpek, 300’den fazla kedi, 2 eşek ve 2 ata barınma sağlıyoruz. Kedi ve köpekleri sahiplendiriyoruz ve onları ömür boyu takip ediyoruz. Farklı bölgeler için bizden yardım isteyen gönüllülere mama, tedavi ve kısırlaştırma desteği veriyoruz.
- Herhangi bir doğal afet olduğunda bölgeye giderek arama kurtarma çalışmalarına destek oluyoruz. Kurtarılan hayvanlara kapımızı açıyoruz.
- Cins kedi ve köpek ticareti bitmediği sürece hayvanlar barınaklara düşmeye devam edecek. Bu yüzden ‘Satın alma, sahiplen’ sloganını yaymalıyız. Sokak hayvanlarına hepimizin sahip çıkması gerekiyor, onlar da mahalle sakinleri. Kısırlaştırma çok önemli. Böylece popülasyonu kontrol altına alabilir, viral hastalıkları önleyebiliriz. Ayrıca düzenli besleme yapmalı, mahallemizdeki kedi ve köpekleri tanımalıyız. Bir sağlık sorunları olduğunda tedavisini ve takibini yapabiliriz. Çoğu insan ‘Başkası yapar’ diye düşünüyor ve bu düşünceden çıkmak gerekiyor. Onların zor hayatlarını hep birlikte kolaylaştırabiliriz.