Güncelleme Tarihi:
Ormanda alevlerin ortasında kaldıkları da oluyor, deprem bölgelerinde günlerce uyku uyumadan çalıştıkları da… Dumana boğulmuş binalara içeride sıkışıp kalan canları kurtarabilmek için korkusuzca dalıyorlar. İtfaiye Haftası sebebiyle Kartal İtfaiye İstasyonu ve Yenikapı Şehit Taner Çebi Kara ve Deniz İtfaiye İstasyonu’nu ziyaret ettik. İtfaiye erleri ve amirleriyle zorlu mesleklerinin gerekliliklerini, bu mesleği seçmeye nasıl karar verdiklerini ve yaşadıklarını konuştuk.
Bu gönderiyi Instagram'da gör
‘EVDEN ÇIKARKEN HAKKINI HELAL ET DİYORUZ MUTLAKA’
Melisa Özcan, 23, itfaiye eri
◊ Lisede tercih dönemi geldiğinde bir arkadaşım itfaiyeci olmak istediğini söylemişti. Böyle bir bölüm olduğunu duyduğumda başta çok şaşırdım, sonra tam bana göre olduğunu düşündüm. Aksiyon, hayvanları kurtarmak, insanlara yardım etmek karakterime uygundu.
◊ Yangın sırasında alevlerin arasına dalma konusunda tabii ki endişem oluyor ama bu noktada ekip çok önemli. Bizde bir badi sistemi var; yangına asla tek girmiyoruz. Arkamdaki ekip arkadaşıma güveniyorum. Ben öndeysem bile her an onun elini omzumda hissediyorum.
◊ Birçok büyük yangında görev aldım. Evden çıkarken mutlaka “Hakkını helal et” diyoruz ailemize. Yangın alarm ışığı yandıktan bir dakika sonra nerede olacağımızın garantisi yok.
◊ Dinç ve kuvvetli olmak için spor yapıyorum. Bir kadın olarak hiçbir zorluğu yok bu mesleğin. Ekip arkadaşlarım bana yardım ediyor, kız kardeşleriymişim gibi yaklaşıyor. Olay yerine gittiğimde teyzeler beni görünce çok mutlu oluyor. “İyi ki varsınız” deyip sarılıyorlar.
‘BİR DAHA SEÇME ŞANSIM OLSA YİNE İTFAİYECİ OLMAK İSTERİM’
Nurettin Ünal, 44, İstanbul İtfaiyesi sualtı arama kurtarma amiri
◊ 2005’te itfaiyeye başladım. 2016’dan beri sualtı arama kurtarmada görev yapıyorum. Basınç altında suya indiğiniz için farklı standartlar var. O yüzden itfaiye içinde fiziksel yeterlilik testini geçen personel Deniz Kuvvetleri Sualtı Kurtarma Komutanlığı’nda askeri olarak özel eğitim alıyor. Biz denizde, gölde ve akarsuda boğulma, kaybolma, kriminal cisim arama gibi her türlü olağandışı olaylara müdahale ediyoruz. Suda kaybolmuş, kazaya maruz kalmış her türlü olaya müdahale ediyoruz.
◊ Bir gün bir trafik kazasında bir şahıs kolumu tutup ‘Kurtar beni’ diye gözlerimin içine baktı. Daha sonra elindeki gücün yavaş yavaş gittiğini, gözünün yavaş yavaş kapandığını gördüm. Sonra o arkadaşı kurtardık, ambulansla gönderdik. O günden sonra bu meslek yüreğime işledi. Hayat kurtarmanın hazzını hissedince artık benim için doğru mesleğin bu olduğuna karar verdim.
◊ Evliyim, iki kızım var. Eşim alıştı duruma ama her gittiğimiz olayda tedirgin oluyor. Şehir dışı olaylarında, depremde, selde 10-15 gün kalıyoruz. Onlar da bizimle o heyecanı, o üzüntüyü yaşıyor. Eve döndüğümüz zaman 1-2 hafta bu olayların etkisinden çıkamıyoruz.
◊ 2012’de Zonguldak, Çaycuma’da köprü yıkılmış, 15 vatandaşımız kaybolmuştu. Onları arıyorduk. Bir anne her gün tepeye çıkıp “Irmak evladımı geri ver” diye bağırdıkça o yukarıda, biz aşağıda ağlıyorduk. Hâlâ unutamıyorum o kadının sesini…
◊ Bu işin en zor kısmı, hayatını kaybetmiş birinin yakınına durumu anlatmak. En güzel kısmıysa her kurtardığım hayat veya her gittiğim olayın manevi hazzını sonuna kadar yaşamak. Bir daha seçme şansım olsa yine itfaiyeci olmak isterim.
‘ATEŞTEN KORKMUYORUM, HAZ DUYUYORUM’
Bülent Vuran, 28, itfaiye eri
◊ Yangın, kurtarma olayları, deprem, sel; şehir içi, dışı fark etmeksizin göreve gidiyoruz. Ailemize haber vermek gibi bir vaktimiz olmuyor. Tek düşündüğümüz, olay yerine en kısa yoldan gidebilmek.
◊ Olay yerine yaklaşırken çıkan dumandan yangının büyüklüğünü tahmin etmeye çalışıyoruz. Ekip arkadaşlarımızla nasıl bir müdahale yapabiliriz diye istişare ediyoruz.
◊ Yangın yerinde patlama, çökme, binanın yıkılması, yolda giderken trafik kazası geçirme gibi birçok tehlike var. Öncelikle kendi sağlığımızı düşünerek hareket etmemiz gerekiyor. Biz herhangi bir tehlikeye karşı hazır ve sağlam olmazsak yangına veya kurtarma olayına müdahale edemeyiz.
◊ Ateşten korkmuyorum, hatta haz duyuyorum diyebilirim. Beni cezbediyor yangında çalışmak. Yangını söndürmek beni daha da teşvik ediyor. Bu yaşımda hayat kurtarmaya yönelik çalıştığım mesleğimi çok seviyorum.
‘BÜTÜN MAHALLE APARTMANIN ÖNÜNDE BENİ BEKLİYORDU, GÖZYAŞLARIMI TUTAMADIM’
Nihat Acun, 51, amir yardımcısı
◊ Türkiye’deki hemen her afette bulundum. 1999 depreminden 6 Şubat depremlerine kadar… Depremlerde ilk 72 saatin çok önemli olduğunu gördüm.
◊ Gerçekten teşkilatı seven insanlar bu işe kahramanlık gözüyle bakarlar. Ben itfaiyeciliği kendime yakıştırıyorum. Hiperaktif yapımın bu mesleğe uyduğunu düşünüyorum. İtfaiyeciler insanlar tarafından saygı görüyor, seviliyor. Mesela Antakya’da 11 gün çalışıp döndüğümde eşim ve çocuklarımla birlikte bütün mahallenin bizim apartmanın önünde beni beklediğini gördüm. Gurur duyduklarını söylediler, ben de o an duygulandım, gözyaşlarımı tutamadım.
◊ İtfaiyeci yangıncı olarak bilinir ama itfaiyeci, kurtarılması gereken her şeye koşan kişi demektir. Biz öyle gördük, öyle yaşadık. İtfaiyecilik zor bir iş, hem bilgi birikimi hem de güç olarak kendinizi yetiştirmeniz lazım. Bunun için teşkilat içerisinde spor etkinliklerimiz, spor salonumuz var. Her gün bir saat spor yapıyoruz.
◊ 2000’de Yakacık’ta bir orman yangını olmuştu. Ormanda yangın çok hızlı bir şekilde ilerler. 17 arkadaş ormanda, alevlerin ortasında kaldık. Amirimiz telsizle daire başkanını anons etti, “Bizi helikopterle alın, alamazsanız hakkınızı helal edin” dedi. Yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu. Çok şükür rüzgâr bizden yana oldu, yangın diğer tarafa döndü, helikopter gelmeden kurtulduk. Eskiden olsa eşim yangına giderken endişe duyardı ama 26 yılı devirince o da alıştı.
‘SÜPERMEN GİBİ HİSSEDİYORSUN KENDİNİ’
Çağrı Ömer Murat, 38, ekip amiri
◊ Başlarda trafik kazası, yangın gibi olaylara giderken çekincem oluyordu, sonra alışıyorsunuz. Ailemde benden sonra itfaiyeci olmaya merak saran akrabalarım oldu. Hem adrenalin hem de hayat kurtarmak güzel bir duyguymuş. Onu tadınca zaten vazgeçemiyorsun.
◊ Bir keresinde Basın Ekspres Yolu’nda zincirleme bir trafik kazası olmuştu. Üç arabada da yaşamını yitirenler vardı. En arkadaki arabada bir kadın vardı. Yanındaki genç vefat etmişti. Kurtardığım kadının titreyerek gözümün içine bakması beni bayağı etkilemişti. Olayın üzerinden zaman geçmişti. Bir gün Bakırköy’de yürürken birisinin bana baktığını fark ettim. “Sizi tanıdım, itfaiyecisiniz. Beni kurtarmıştınız” dedi. “Hatırlamam mı, sizin hatırlamanız bana çok enteresan geldi” dedim. Birinin bu şekilde sizi tanıması karşısında seviniyorsun, Süpermen gibi hissediyorsun kendini. Gömleğimi çıkardığımda içimde Süpermen varmış gibi bir his oluyor.
İSTANBUL’DA KAÇ İTFAİYE VAR?
◊ Avrupa Yakası’nda 65, Anadolu Yakası’nda 34 itfaiye istasyonu var.
◊ İtfaiye aracı sayısı 837.
◊ 116’sı kadın, 4 bin 45’i erkek olmak üzere personel sayısı 4 bin 161.