Güncelleme Tarihi:
Salgından önce ‘evden çalışmak’ tatlı bir hayalden ibaretti; herkes öyle daha verimli çalışacağına inanıyor, bu sistemin yaygınlaşacağı günü iple çekiyordu. Ancak koronavirüs bize bu işin öyle hayal edildiği gibi olmadığını gösterdi. İki haftadır birçok ‘şanslı’ evinden çalışıyor ama düzen tutturamadıkları için daha çok çalışmak zorunda kaldıklarını söylüyorlar. Uzun yıllardır ‘serbest’ ya da ev-ofis çalışanlara evden çalışmaya yeni başlayanlar için tavsiyelerini sorduk...
Melis Çalapkulu (Serbest editör): Çocuk çığlığını artık önemsemiyorum
◊ Evden çalışmak demek mesainin neredeyse hiç bitmemesi demek. Bir iletişimci olarak gece-gündüz e-posta, telefon, WhatsApp, hatta sosyal medya üzerinden her an iş yapabilir durumda oluyorum. Buna engel olmak isterseniz -ki ben olamadım- belli bir saatten sonra e-posta, mesaj ve aramalara cevap vermemeyi tercih edebilirsiniz. Ancak bunun için akıllı telefonunuzdan fiziksel olarak uzak durmalısınız.
◊ Evden çalışmak bazı sağlık sorunlarını da getirebiliyor; postür bozukluğu gibi. Çünkü kanepede, yatakta çalışmak insanın kolayına geliyor. Bilgisayarı masa üzerinde, göz hizasında tutmanızı ve rahat bir çalışma koltuğu edinmenizi öneririm.
◊ Çocuklarla bir aradaysanız, ellerine gerçekten ilgilerini çekecek bir oyuncak verip varsa çalışma odanıza kapanabilirsiniz. Ona “İşlerimi hızlıca bitirebilirsem birlikte kurabiye yaparız” gibi vaatlerde bulunursanız, kapınıza dayanma ihtimalini azaltırsınız.
◊ Üç öğünü de evde yemek zorunda olunca kendimi sürekli yemek hazırlarken buluyorum. Sürekli evde olduğumuz için dağınıklık ve bulaşık da artıyor.
◊ Çalışma düzeni açısından en zoruysa çocuklarla boğuştuğun bir anda önemli bir telefon gelmesi... Artık karşı tarafın çocuk çığlığı duymasını çok da önemsemiyorum.
Ofissizler (Serbest çalışanları bir araya getiren dayanışma ağı)
Egzersiz yapın, rutinler oluşturun
◊ Düzenli dinlenme zamanları yaratabilmek evden çalışmanın olmazsa olmazı…
◊ Daha kolay odaklanabilmek için çalışma alanını evin farklı bir yerinde, diğer kişilerden ayrı bir şekilde hazırlamakta fayda var.
◊ İşverenlerin, çalışanlarından normalden daha fazla iş bekleme eğilimleri olabilir. Bununla mücadele etme yolları yaratmak da önemli. En azından kendinizi daha iyi ifade etmelisiniz.
◊ Genel kanı, rutinler oluşturmanın çalışmayı olumlu etkilediği yönünde. Bazı ‘Ofissizler’, disiplinli olamasalar da egzersiz yapmayı veya öğün saatlerini sabitlemeyi deniyor. Düzenli yürüyüş de yine benimsenen rutinlerden...
◊ Görüntülü görüşmeler yüz yüze toplantı duygusu yaşatabiliyor fakat sayı arttıkça akışı olumsuz etkileyecek durumlar olabiliyor. Sesli görüşme yapmak daha verimli sonuçlar doğurabilir.
◊ ‘Ofissizler’ olarak yürüttüğümüz araştırmaya göre kadın freelancer’lar (serbest çalışanlar) ev ve çocuk bakımı konusunda partnerlerinden daha çok sorumluluk alıyor. Bu konuya dikkat etmeli, partnerinizle her tür ev ve çocuk sorumluluğunu paylaşmalısınız.
Doğu Akarca (Lojistik sektöründe, yarı serbest çalışan)
Evcil hayvanlar neşe kaynağı
◊ Freelancer değilim ama bir şirkete bağlı olarak uzun süredir evden çalışıyorum. Disiplinli çalışmak, motivasyonu yüksek tutmak, yapılan işleri sık sık paylaşmak ve raporlamak, bilgi teknolojileri güvenliği için tedbir almak yapılması gerekenlerin başlıcaları…
◊ Geçiş aşamasında zorlanmamak için ‘pomodoro tekniği’ni önerebilirim. Her 25 dakikalık çalışmanın sonunda
5 dakikalık molalarla sonuca gitmeyi öngörüyor. Bunu dört kez tekrarladıktan sonra da uzun bir mola veriliyor.
◊ Her sabah işe gider gibi, aynı rutinle ve evin içinde küçük esneme hareketleriyle güne başlamak faydalı olabilir.
◊ Biz, toplantılar için görüntülü görüşme olanağı sağlayan servisleri tercih ediyoruz; sunum dahi yapabiliyoruz.
◊ Bir kedim ve bir köpeğim var. Böyle zamanlarda neşe kaynağı oluyorlar.
Şenay Aydemir (Freelance sinema yazarı)
Güne ofisteymiş gibi başlıyorum
◊ En büyük verimi mesai saatlerini takip ederek aldım. Yaklaşık altı yıldır sabah kahvaltıdan sonra gündemi takip edip sonra çalışıyorum. Akşam 16.00-17.00 gibi de çalışmayı sonlandırıyorum. Uzun yıllar gün içi mesaiye alıştığım için çalışma disiplinimi de bu saatler arasında kurmaya çalıştım ve başardım sanırım. Tavsiyem, herkesin bildiğine yakın bir çalışma formu oluşturması. Buna çalışma ve mola saatleri de dahil.
◊ Eğer kısa bir görüşme yapacaksam sesli aramayı tercih ediyorum. Ama uzun ve tartışmalı geçecek bir görüşmeyse karşıdakinin mimiklerini görebilmek, kendi mimiklerimi ona göstermek için görüntülü aramayı tercih ettiğim oluyor. Koronavirüs günleri öncesindeyse mümkün olduğunca yüz yüze görüşmekten yanaydım.