Güncelleme Tarihi:
‘Yeni nesil’ yahut ‘modern meyhaneler’ hayatımıza böyle girdi, şimdi başta İstanbul, kent yaşamının en baskın yeme-içme ve eğlence konsepti.
Elinizi sallasanız yeni nesil meyhaneye çarpıyor,
anlı şanlı restoranlar birer birer kapanıp modern meyhaneye dönüşüyor.
Gümüşsuyu’ndaki koskoca ‘fine dining’ Topaz artık Râna. Karaköy’deki Zelda Zonk artık Endam. Şişhane’de, İKSV’nin terasındaki Vietnam restoranı Saigon
artık Firuze...
Babadan kalma mezeleri yeniden yorumladılar, bazen de cılkını çıkardılar... Bakınız: Belkıs Pera’nın kılıçbalığı pastırmalı paçangası. Uzak durunuz: Barbounia’nin
nutellalı künefesi...
Dededen kalma müzikleri değiştirdiler, bazen de çocuksulaştırdılar...
Dinleyiniz: Şişhane’deki Duble Meze’de ‘Arkadaşım Eşek’... Kaçınız: Talimhane’deki Bi Daha’da çıtır hamsi eşliğinde ‘O sen Olsan Bari’...
Onun dışında bahşiş için kulağınıza klarnet sokulmaması, görece eli yüzü düzgün servis, günümüze uygun dekorasyonlar da modern meyhanelerin artıları.
Peki yeni nesil meyhaneler, klasik meyhane kültürümüzün bir alternatifi ya da düşmanı mı?
Farkında olmadan yüzlerce yıllık bir birikimimizi yozlaştırıp yok mu ediyoruz?
Yoksa kentteki güvenlik, yeni ahlak normları ve ekonomik nedenlerle İstanbul kendisine yepyeni bir mekân konsepti mi yaratıyor?
KİM, HANGİSİNE GİDER?
Klas bir adam olarak tercihim tabii ki klasik meyhane. Nedir klasik meyhane? Meze, birkaç kadeh içki ve bol sohbet... Bunlara müzik de eşlik ederse eyvallah! Müzik dediysem, öyle bangır bangır, sohbete limon sıkan cinsten olmayacak. Belki hüzzam, belki de nihavent... Arada şarkıya eşlik etmek, anıları hatırlayarak derin bir “Aahhh” çekmekte bir sakınca yok. Hatta bu “Aahhh”lar darlandığınız, sıkıldığınız bir konuyu kapatmanın da kibar bir yoludur aslında. Ama yeni nesil meyhanelerin mezelerine sözüm yok. Çoğu klasik meyhanelerden esinleniyor ama farklı farklı ve lezzetli. Tek sıkıntım gürültü. O hamam gibi uğuldamaya katlanamıyorum. Yanındakiyle konuşurken bile bas bas bağırman gerekiyor. DJ sahne alınca kaçmak lazım. Klasik meyhanede bu gürültü cinayet sebebidir. Genç meyhaneler gençlerin olsun, yaşasın klasik meyhaneler! (Gurme-yazar Mehmet Yaşin)
BİRAZ ABARTIYOR OLMAYASINIZ ESKİ MEYHANELERİ?
O kadar az kaldı ki gerçek meyhane... Müdavimleri de öldü, genç kuşaklara aktarılamıyor. Kimse kendini kandırmasın. ‘Modern meyhane’ dedikleri şey, meyhane falan değil. Bunlara giden de kendisini meyhaneye gittim sanıyor. Meyhane dediğin bir kültürdür, adaptır, okuldur. O masanın konuşma sırasından içki servisine kadar bir edebi, adabı vardır. Öyle masanın üstüne çıkıp göbek falan atamazsın.
(İşletmeci Ece Aksoy)
YENİ NESİL MEYHANEDE NE ÇALAR?
PEKİ TÜRKİYE’Yİ KİM KURTARACAK?
MEYHANE KÜLTÜRÜMÜZ MÜ YOZLAŞIYOR YOKSA GÜNÜMÜZE UYGUN YENİ BİR KONSEPT Mİ ORTAYA ÇIKIYOR?
Bakış açıları birbirine tamamen zıt iki görüş var: Kimi, “Meyhaneme dokunma!” diyor: “Daralan hayat alanımda bir meyhanem kalmıştı, onu da sulandırmayın...” Diğerleriyse, “Geleneklerimize bağlıyız tamam da yerinde duran hiçbir şey yok, dünya değişiyor, günümüzü de bu evrilme içinde yeniden yapılandırmalıyız” görüşünde. “Hangisi doğru?” dersen, bence ikisi de kendi içinde tutarlı. Kendi tarzının karşılığını nerede buluyorsan, git orada mutlu ol. Yenisinin gelenekselden farkı ne?
(Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Kaya Demirer)
NİÇİN BÜTÜN MEKÂNLAR KAPANIP BİRER BİRER YENİ NESİL MEYHANEYE DÖNÜŞÜYOR? BU İŞ NEREYE KADAR GİDECEK?
Elini sallasan, yeni nesil ya da modern meyhaneye değiyor. Sektörde yaratıcılık kalmadı. Yaratıcılığın yerini taklitçilik aldı. Bizde bir iş tuttu mu, herkes aynı şeyi yapmaya çalışıyor. Bu akım nereye kadar gidecek, bekleyip görmek lazım. Bu gidişi hiç doğru bulmuyorum. Bir sene sonra sıkılırsak ne olacak? (People, Hazine, Grey, Nezih ve Carbon’un işletmecisi Tayfun Topal)
BU ASLINDA BİR KUŞAK ÇATIŞMASI MI?
Kızımdan ve arkadaşlarından biliyorum, 25-35 yaş arası gençler yeni nesil meyhaneleri, onların meze ve diğer yemeklere yaptıkları yorumları çok seviyor. Yemekte yaratıcılığı desteklerim ama benim gibi geleneksel meyhanede yetişmiş biri için yeni nesil meyhane mönüleri biraz ‘hafif’ kalıyor. Taramada, favada, patlıcan salatasında, humusta, lakerdada, fasulye pilakisinde alışkın olduğum tadı arıyorum. Evet, bir bakıma bu bir kuşak çatışması. Ben ve benim gibi düşünenler geleneksel mezeleri bulduğu meyhanelere devam etmeli ama genç kuşaklara bunu dayatamayız. Onlar için de kendi iklimlerine uygun yeni nesil meyhaneler olmalı... (Gurme-yazar Müge Akgün)