Güncelleme Tarihi:
Mangal nerede?
Bakın bu soru başka yerlerde pek sık sorulmaz. Çünkü mangal genelde bahçede durur, yeri yurdu bellidir. Bizde mangal yakmak bir nevi bayrak dikmek, o bölgedeki varlığımızı kanıtlamak anlamına da geldiğinden; her yerde olabilir, her yere taşınabilir. Park, bahçe, kaldırım, balkon gördük mü, “Burada güzel mangal yakılır” deriz. Ayrıca bir meteorolojik terimdir mangal: Hava açarsa, kaparsa, güneş çıkarsa, kar yağarsa bize “Tam mangal havası” olur. Aradığınız mangal da arabanın bagajındadır, bu arada muhtemelen en son oradaydı.
Bunu saymıyoruz
Misafirle içeride bir tur vedalaşılır, kapının önünde biraz daha sohbet edilir, sonra inilir, bir de aşağıda vedalaşılır. Misafir giderken mümkünse arabadan el sallayarak ya da yine kornayla bir dıt dıt yaparak son bir “Allahaısmarladık” der. Birbirimizden kolay ayrılamayız, üstelik bunu da saymayız, bize de bekleriz. Bir o kadar da uzun selamlaşır, yeri geldiğinde saatlerce telefonda konuşur, WhatsApp gruplarını sallarız. Hem sosyalizdir hem birbirimize düşkün.
Çay varsa her şey tamam
Çay konusunda ritüellerimiz ve de prensiplerimiz var. Her girene ikram eder, her girdiğimiz yerde içeriz. Demlemenin türlü türlü tekniklerini geliştirir, işin Ar-Ge kısmına kafa yorarız. Bardağa çay doldurmadan önce sıcak suyla çalkalarız. Biri oturuyorsa, önünde de boş çay bardağı varsa o bardağı doldururuz. Her yıl yeter miktarda turistin başını aşırı çay ikramıyla döndürüyoruz.
Asıl memleket neresi?
Birbirimizle sohbet açmayı severiz. Bu sohbeti açmanın en kısa yolu da “Memleket nere?” sorusu... Eğer buradan yeterli ve uygun malzeme çıkmazsa karşımızdakinin genlerinin izini sürmek amacıyla ailen nereden geliyor anlamında “Asıl memleket nere?” diye sorarız. Oralardan bir tanıdık çıkabilir. En kötü ihtimalle cevap hiç bilmediğimiz bir yerden gelirse “Nesi meşhur oraların?” deriz.
Örtüler, örtülerimiz
Neredeyse herkes annesinin televizyonun üzerine veya zigona koyduğu dantelden bahsederken sarkastik bir hava takınır. Ama kuşaklar değişse de evlerimizde o dantelleri yine de görüyoruz. Şimdi kafanızı kaldırın ve etrafınıza bakın. Dantel olmasa da olur, bir yerde örtü var değil mi? Danteller ve örtüler bizim bir uzantımız, fark etmesek de bir yere bir tane mutlaka seriyoruz. Akvaryumun üzerine dantel koymuşluğumuz var neticede.
Senin paran burada geçmez
İlelebet payidar kalacak bir alışkanlık: Hesabı ödeme tartışması... “Ya Allah aşkına bırak” diye başlar, başlıktaki cümleyle devam eder. Taraflar uzatırsa birbirlerinin elini tutmaya, hesabı çekiştirmeye kadar yolu var. Gölgesinden hızlı kredi kartı çekmek konusundaki iddiamız bir anlamda toplumumuzun çimentosu. Bu meselenin büyüyüp masanın tadının kaçmasının eşiğinden dönülen anlar bile yaşanabilir.
Biraz daha futbol?
İzleriz, biliriz, şut atabileceğimiz bir pozisyon oluşursa koşullara bakmaz atarız. Kot pantolon, forma, takım elbise, pijama fark etmez top varsa biz de varız. AVM’de karşısına çıkan balona rövaşata atmaya kalkan vatandaşımız var bugüne bugün. Eğer gün boyunca sokakta üç saniyeliğine bile olsa, futbol oynayan kimseyle karşılaşmadıysanız, büyük ihtimalle Türkiye’de değilsiniz. Halı saha kelimesinin bu coğrafyadaki önemineyse girmiyoruz bile.
Sen sus da kornan konuşsun
İtalyanların dertlerini anlatmak için sürekli oynattıkları elleri varsa bizim de kornamız var: Selam, n’aber, yol benim, teşekkürler, ileride çevirme var, az bakar mısın, binecek misiniz, görüşürüz... Bunların hepsini ve daha fazlasını araba kornasıyla söyleyebiliyoruz.
Azıcık ekmek ye
Kendi aramızda kilo ve beslenme takibi yaparız. Canan Karatay bir yandan, modern çağın beslenme kuralları diğer yandan, ekmeğe karşı çok cepheli bir savaş sürüyor olabilir. Ama o mücadele bir yere kadar gider. Neticede hâlâ zayıf gençlerimize “Hiç ekmek yememişsin, azıcık ekmek ye” diyoruz, onlar da kibar oldukları için “Ya size ne bizim kilomuzdan, arabaya mı koşacaksınız” demiyorlar. Diğer yandan bunun “Ekmeği kes, kilo almışsın” varyantı da var...
Her kediye iki anahtar
Kedilerimizin evleri vardır. Kartondan strafora, plastikten tahtaya geniş yapı malzemesi seçeneğiyle kedi evleri inşa ederiz. Ayrıca güvercinimize yem, köpeğimize su temin ederiz. Güvercinler vesilesiyle piyango bileti aldığımız, kedilerimizin heykelini diktiğimiz, köpeklerimize yapılan haksızlığın peşine düştüğümüz de çoktur. Hasılı, bol miktarda sokak hayvanımız ve kendileriyle derin bir hukukumuz vardır.