Güncelleme Tarihi:
İlk şarkısı ‘Ceketin Bende Kaldı’nın ardından Kardelen yoluna yine bir R&B şarkı, ‘Emanet’le devam ediyor. Prodüktörlüğünü
Mert Demir’in üstlendiği albümün habercisi bu şarkılar müzik platformlarında da çok ilgi gördü. Müzisyen bir aileden gelen Kardelen piyano ve şan eğitimi alan bir konservatuvarlı.
*Önce ‘Ceketin Bende Kaldı’, sonra ‘Emanet’... İlk şarkılarınızı yayımlamak nasıl bir his?
Heyecanlıyım. ‘Ceketin Bende Kaldı’ kendi yaptığım bir parça, en büyük heyecan... Mert’in (Demir) büyük desteği var. ‘Emanet’ ise kafamın içinde, yaşadığı aşka tutkulu fakat çok kırgın bir kadın olarak görselleşiyor. Prodüksiyonunu tamamladığımızda elimizde Bossa Nova ağırlıklı, sakin ama yoğun bir şarkı vardı. Bu yüzden kafamdaki görselin tutkulu tarafını müzik, kırgın tarafınıysa sözler gerçekleştiriyor. Klasik müzikte yüzyıllar önce bestelenmiş eserleri doğru icra etmeye çabalıyorsun. Belirli kurallar var, o kuralları aşamıyorsun. İlk defa kurallarını benim koyduğum bir müzik yapıyorum. Benim için bu şarkı yürümek istediğim yolun ilk adımı oldu.
* Sevgiliniz Mert Demir’in ceketi mi şarkıdaki sizde kalan ceket?
Biz aslında yaşadığımız bir olayı yazmadık. Mert ile çok iyi arkadaştık zaten. Etrafımızda da bir dolu insan olduğu için; birileri ayrılıyor, birileri barışıyor. Bir ilişki kirliliği vardı çevremizde. Artık eski usul bir ilişki olmadığını fark ettik. Sosyal medyadan engellemeler, karşı tarafın evinde bırakılan eşyalar... Bazı ilişkilerde bu kolye oluyor, bazı ilişkilerde şal... Biz ceket olsun istedik. Ben sık sık ceket giyerim, benden bir parça olsun istedim. Şarkıda bir yaşanmışlık var ama bizim üzerimizden değil.
“Modellik de yaptım. Esmer, kıvırcık kız kontenjanını doldurmakla geçti modellik hayatım ve hızlıca bitti.”
* Nasıl tanıştınız?
2019’da üniversite için İzmir’den İstanbul’a taşındım. O süreçte Kadıköy’de takıldığımız tüm mekânlarda ortak arkadaşlarımız vesilesiyle bir araya geliyorduk. Sonra birlikte şarkılar yapmaya başladık. Kapanmada 7-8 şarkı yaptık. Her sabah kalk, yasaklar varken gizli gizli buluşup
şarkı yapıp akşam eve geri dön...
* Okulun müziğinize nasıl bir katkısı oldu?
Ben 5 yaşında, daha alfabeyi öğrenmeden konservatuvara bırakıldım. Piyano bölümünü kazandım. Saatlerce ders... Akşamları metronumun ‘tık tık’ sesiyle ağlayarak piyano çalıştığımı hatırlıyorum. Yıllardır konservatuvar eğitimi almama rağmen kendi müziğimi yapmak da zor geldi. O yüzden vaktimin çoğunu eksikleri gidermekle geçiriyorum… Piyanodan sonra şan bölümüne geçtim. Opera okurken bir yandan R&B müzik yapıyorum. Bu da biraz zor. İkisinin tekniği çok farklı.
‘Cüretkârlığı seviyorum’
* Müzik dışında neler yapmak sizi mutlu eder?
Genelde hobilerim çok hızlı değişiyor. Çünkü insanların hobileri olan piyano çalmak ve şarkı söylemek gibi şeyleri ben yıllarca meslek olarak yaptım. Ama pandemi döneminde evde geçirdiğim vakti yemek yaparak değerlendirdim. Bir de dans etmeyi çok seviyorum. Belirli standartlarda bir sürü dans kursuna gidip şu anda kendi koreografilerimi oluşturuyorum. Klibimdeki dansın figürlerine o gün, klip çekilirken karar verdim.
* Hem klipte hem de albüm lansmanında giydiklerinizle de dikkat çektiniz...
Cüretkâr olmayı seviyorum. İstanbul’a geldiğim zamanlarda modellik de yaptım. Esmer, kıvırcık kız kontenjanını doldurmakla geçti modellik hayatım ve hızlı bir şekilde bitti. Kıyafetlerimi biçip kesmeyi,
yeni şeyler ortaya çıkarmayı seviyorum. Modayı takip ediyorum ama kendi tarzıma uyarlamayı daha çok seviyorum.
* Müzisyen bir ailede büyüdüğünüzü söylediniz. Onlar şarkıyı dinlediklerinde nasıl tepki verdi?
Babam aşırı mükemmeliyetçidir. Şarkıyı çok sevdi ama ilk yorumu “Keşke sesini daha çok kullansaydın” oldu. Genel olarak çok mutlular. Bu yaşta, bu işlere girişmemdeki en büyük cesaret onlardan geliyor.
Z Kuşağı karmaşadan besleniyor
* 2001 doğumlu bir müzisyensiniz... Sizce Z Kuşağı ne tip müziğe ihtiyaç duyuyor?
Artık müziğin ömrü bir hafta. Böyle bir sıkıntı var. Bunu Mabel (Matiz) de yapsa Tarkan da yapsa bir hafta. TikTok, Instagram, bunların hepsi artık bir şeylere olan doyumu hızlandırdı. Bu nedenle tek bir müzik türünde şarkı yapmak günümüzde kimseye yetmiyor. Artık arabesk yapan da müziğinin altyapısına funk baslar koyuyor, R&B yapan Anadolu ezgileri ekliyor. Ben etkilendiğim bütün müzikleri harmanlayıp bir müzik ortaya çıkarıyorum. Bunu 10 sene önce yapsaydık insanlara karmaşık gelirdi. Ama Z Kuşağı karmaşadan besleniyor.