Güncelleme Tarihi:
Kendi deyişleriyle “Bir kadın uzman bulsak da haber için ondan görüş alsak” diye epey debelendikleri zamanlar oldu. Mayıs 2019’da Azeri meslektaşlarına “Keşke kadın haber kaynaklarının olduğu bir fihrist olsa...” dedikten sonra birbirlerine dönüp “Neden kendimiz yapmıyoruz” diye sordular. Gazeteciler Ayşe Karabat ve Semin Gümüşel Güner, sivil toplum alanında tecrübeli üç kadınla, Ayşe Yırcalı, Sabiha Senyücel Gündoğar ve Özge Genç’le bir araya gelerek ‘Bana Kadınlar Anlatsın’ projesini hayata geçirdiler. Ekibe sonra, sosyolog Berfin Coşkun da dahil oldu.‘Bana Kadınlar Anlatsın’ kadınların medyada görünürlüğünü iyileştirmeyi hedefleyen, kâr amacı gütmeyen bir proje. Gazetecileri ve panel düzenleyicilerini sensizolmazsessizolmaz.org adresine kaydolmuş uzman kadınlarla bir araya getiriyorlar.
Yapay zekâ konusunda bir haber hazırlanıyor veya panel düzenleniyor diyelim. İnternet sitesine girip ‘arama’ kısmında ‘yapay zekâ’yı seçiyorsunuz, karşınıza bu konuda uzmanlığı olan kadınların listesi çıkıyor. Özgeçmişlerini, görüş verebilecekleri konu başlıklarını ve konuyla ilgili yayınlarını görebiliyor, onlarla iletişime geçebiliyorsunuz.
Sitesi yeni açıldı ama şimdiden 200’e yakın uzman kaydoldu bile. Proje ekibi medyaya haber kaynağı olmak isteyen kadınlara eğitimler de verecek. Planladıkları, kadınların medyayı verimli kullanmalarına yönelik bir eğitim...
Karabat ve Güner “Kadınlar çekinmesin; aksine, çalışmalarını ve fikirlerini anlatmak, seslerini daha yüksek çıkarmak için onları cesaretlendirelim istiyoruz” diyor.
SEMİN GÜMÜŞEL GÜNER: TÜRKİYE’DE CESARETLENDİRİCİ ÖRNEKLER VAR
- Özellikle kadınları ilgilendiren konularda erkek konukların konuşması çok eleştiriliyor. Medyanın bahanesi de hazır: “Vallahi istiyoruz ama kadın uzman bulamıyoruz.” Bizim bu yola çıkma nedenimiz o bahaneyi ortadan kaldırmak. Bu fihrist, panel ve konferans düzenleyenler için de gerekli, görüşünü ve bilgisini paylaşmak isteyen kadınların görünür olması için de...
- 2019’da yapılmış bir araştırmada Hindistan, Kenya, Nijerya, Güney Afrika, Birleşik Krallık ve ABD’de yayımlanmış haberler incelendi. Bu altı ülkede haberin konusu olan veya uzman olarak görüş veren kadınların oranı yüzde 14’le yüzde 30 arasındaydı. En yüksek oran yüzde 29’la İngiltere’de. Bu açıdan karnesi muhteşem bir ülke yok. Ama önemli çabalar var. BBC’nin 50:50 projesi gibi... Konukların yüzde 50’sinin kadın olması hedefi önce bir programla başlıyor, BBC bunu çok benimseyince bu, şu anda 35 ülkede uygulanan bir hedefe dönüşüyor. 2018’de kadın konuk ve kadın uzman oranı yüzde 34’ken Mart 2020’de yüzde 64’e çıktı.
- Bloomberg kanalı da 2018’de haber kaynaklarının sadece yüzde 10’unun kadın olduğunu fark edince bunu değiştirmek istedi. 2018’in başında kadın konuk oranı yüzde 10’ken yıl sonunda yüzde 15’e çıktı.
- Türkiye’de cesaretlendirici örnekler var. Gazeteci Işın Eliçin, Medyascope’ta gündemdeki konuları sadece kadın konuklarla konuştuğu ‘femfikir’ adlı bir program yapıyor. ‘Mor Fihrist’ var, KA.DER’in benzer bir havuzu var.
- Uzmanlığı olan, deneyimlerini paylaşma konusunda kendini yeterli gören kadınlar, lütfen sitemize kaydolun. Toplumumuzda kadınların görünürlüğü çok desteklenen bir şey değil. ‘Türkiye Gazeteciler Sendikası Etik Gazetecilik İçin Cinsiyet Eşitliği Rehberi-2019’a göre Türkiye’de medyada kadınların görünürlüğü yüzde 19 ve bu tablodan rahatsızsak kadınlar olarak bir şey yapmalıyız. Bilgimizi paylaşmayı, görüş vermeyi bir sorumluluk olarak görmeliyiz. Burada ciddi bir kadın dayanışması var. Farklı kesimler bir arada. Çatımız, işlevsellik. Uzmanlığı olan bütün kadınlar davetlimiz!
AYŞE KARABAT: ‘MUHATABIM ERKEK OLSAYDI BU SORUYU SORAR MIYDIM?’
- Muhabirlik ve editörlük yaparken deneyimlediğimiz birkaç sorun vardı. Biri, gazetecilerin haber kaynağı veya görüş aldığı uzmanların çoğunlukla erkek olması... Burada bir kasıt olduğunu düşünmüyoruz, hatta gazetecilerde bu konuda bir hassasiyet var. Bu, daha çok erkeklerin müsait olması nedeniyle oluşmuş, yanlış bir tablo. Doğru kadın uzmanı bulsanız bile onları habere konuk etme, yayına çıkarma konusunda ikna sorunları yaşanabiliyor. Bir kadının işi dışında yüklendiği pek çok sorumluluk var.
Kadınlar genel olarak, erkeklere nazaran daha mükemmeliyetçi. Bir konuya tam hazırlanmak isteyebiliyor, linç edilmekten korkuyorlar.
İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili programlarda dahi erkekler konuştu. Ama kanallar, sözleşmeyi konuşacak kadın isteseler, bulurlardı.
- Türkiye’deki akademinin yüzde 45’i kadın, medya bu kadınlara mikrofon uzatmıyor. Kadınların haber kaynağı olduğu haberler onları çok dar alanlara hapsediyor. Moda, çocuk bakımı vs. Bir de “Kadınlar bu haberin neresinde” perspektifi eksik. İklim değişikliğinden yeni gelmiş bir vergi düzenlemesine kadar her konuda, o haber konusunun toplumun yarısını oluşturan kadınları etkileyecek bir tarafı vardır. Kadın perspektifini o haberde görmüyorsanız, bu eksik bir haberdir. Ayrıca cinsiyetçi bir dil kullanılıyor; “Kadın olmanıza rağmen bunu nasıl yaptınız” gibi sorular soruluyor, ‘Tırnaklarında oje yerine motor yağı vardı’ gibi başlıklar atılıyor. Gazeteciler, bir kadına soru sorarken kendilerine de şunu sormalı: “Muhatabım erkek olsaydı bu soruyu sorar mıydım?”