Güncelleme Tarihi:
Binlerce yolcu, önceki yıllarda olduğu gibi 2017’de de uçuş telaşıyla çok sayıda eşyasını havalimanında unuttu. Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Funda Ocak, bunların en ilginçlerini Twitter’dan paylaştı: Otomobil direksiyonu, araba tamponu, İskoç gaydası, gelinlik, geyik eti, tuğla, avize, 120 inç televizyon, semaver, yazıcı... Bu eşyaları, satışa çıkarıldıkları Avcılar Çağatay İş Merkezi’nde inceledik.
Başka nerelerde neler unuttuğumuzu da araştırdık. AVM ve sinema salonlarını gezdik; taksi şoförleri, bar şefleri ve restoran işletmecileriyle konuştuk. Gördük ki ilk sıraları cep telefonu ve gözlük alsa da barda sevgilisini, restoranda çocuğunu unutan bile var...
Hiç kullanılmamış elektronikler, üç ay boyunca piyasa değerinin yarı fiyatına
Prosedüre göre havalimanında unutulan eşyalar altı ay kayıp eşya servisinde bekletiliyor. Sahipleri gelip teslim almazsa her yıl ihaleyle satışa çıkarılıyor. Uzun yıllardır da bu ihaleyi Avcılar Çağatay İş Merkezi’nde dükkânı bulunan Aziz Korkmaz alıyor. Dükkânda okuma gözlüklerinden kol saatlerine, bebek arabalarından yepyeni valizlere kadar birçok eşya yer alıyor. Unutulan baston sayısı ise şaşırtacak kadar fazla. Elektronik eşyalar arasında cep telefonu, laptop ve tabletin yanı sıra printer ve kamera aküleri de dikkat çekiyor. İş merkezinin girişine asılı kocaman gelinlik “Bunu da mı unutmuşlar!” dedirtiyor. Unutulan valizlerin içinden çıkan giysilerse türüne ve markasına göre tek tek ayrılıp stantlara asılıyor. Marka eşyalar piyasanın yarı fiyatına alıcı buluyor. Korkmaz’la birlikte çalışan dokuz kişi eşyaların orijinal olup olmadığını kontrol ettikten sonra kullanılma oranına göre fiyat belirliyor. Kullanılmış eşyalar piyasa değerinin üçte birine, az kullanılmış ve yeni olanlarsa yarı fiyatına satılıyor. 2016 yılının son altı ayı ve 2017 yılının ilk altı ayında havalimanında unutulan eşyaların satışı 9 Şubat’ta başladı. Sekiz TIR dolusu eşyayı ihaleyle alan Aziz Korkmaz, satışın üç ay devam edeceğini söylüyor.
Kız arkadaşımı unuttum, hâlâ burada mı?
Çağlar Yılmaz (Bar şefi/The Bar With No Name): En çok cep telefonu unutuluyor. Başımıza gelen en ilginç olay, bir erkek müşterinin hesabı ödedikten sonra kız arkadaşını barda unutup gitmesi oldu. Şarjı da olmadığı için yarım saat sonra geri dönerek bize “Kız arkadaşımı unuttum, hâlâ burada mı?” diye sordu.
İsmail Çimentay (Bar şefi/Kozmonot Pub): Kışın unutulan şemsiyelerle bir dükkân açabiliriz. Yağmur birden bastırdığında o şemsiyeleri başka müşterilere vererek sayıyı azaltıyoruz. Cep telefonu, güneş gözlüğü ilk sıralarda. Bir gün de biz içeride bir müşteri unuttuk! Biz kapatmaya hazırlanırken o tuvalete girip uzun süre kalmış. Bizi tanımadığı için arayamamış. Çıkamayacağını anlayınca iki bira daha içip bir koltukta uyumuş.
Her gün biberon ve emzik buluyorum
Yıldıray Dikici (Taksi şoförü): Unutulan eşyayı hemen fark etmediysem sahibini bulmam imkânsız oluyor. Aracı duraktan çağıranlara bir şekilde teslim ediyoruz ama yoldan binenler telefon unutmadıysa zor. En çok cep telefonu, cüzdan ve para düşürülüyor. Bir ara her gün biberon ve emzik topluyordum. Tek çocuk ayakkabısı da çok oluyor. Havalimanına gidenlerin çoğu, “Arkada valiziniz var” diye uyarmasam bırakıp gidiyor.
Poşetlerini unutan turistler geri dönüp alamıyor
Serkan Demir (İşletme müdürü/The House Cafe): En çok cep telefonu unutuluyor. Alışveriş poşetlerini bırakıp gidenler de var ve eğer turistse geri dönüp alamayabiliyor. Bir keresinde bir kadın çıktıktan üç-beş dakika sonra arayıp “Çocuğumu orada unuttum, beş yaşlarında bir erkek, hâlâ orada mı?” diye sordu. Yaşadığım şaşkınlığı anlatamam.
Meriç Akalı (Şef garson/Black Bistro): Bir turist yemek yedikten sonra hesabı ödeyip gitti. Yan sandalyesinde bir tablet çantası unuttuğunu fark ettik. Açınca pasaportunu gördük. Instagram’dan bulup mesaj attık ama dönmedi. Bu defa, birçok fotoğrafında yer alan kız arkadaşına mesaj gönderdik. Kız mesajımıza geri döndü ama cevabı “Ne! John Türkiye’de mi?” oldu. Sanırım adamın yakalanmasına sebep olduk ama geri geldiğinde pasaportunu bulduğu için mutlu görünüyordu.
Oyuncak mağazası açabiliriz
Bu haber için film çıkışlarında sinema salonlarını kontrol ettik; genelde koltuklarda eldiven teki ve bere, yerlerde ise bozuk para gördük. Görevli Saadet Ersin ise alışveriş poşetlerinin çok unutulduğunu, çantasını bırakıp çıkan kadınlar olduğunu söylüyor. Ersin’e göre çocuk filmi çıkışlarında topladıkları oyuncaklarla bir oyuncak mağazası bile açılabilir!