Ünlülere sorduğu soruları Hakan Gence’ye sorduk... ‘Hayatım, kendi yaşadığım evrenle, ünlüler dünyasında yaşadığım evren arasında geçen bir hikâye gibi’

Bu sayfalarda birçok ünlü ismi ağırladı, onları sorularıyla terletti! Birlikte güldüler, eğlendiler, duygulandılar. Nisan ayından bu yana da Hürriyet Ekler’deki söyleşilerinin yanı sıra Hürriyet’in YouTube kanalında ‘sıkı muhabbet’e devam ediyor. ‘Hakan Gence ile Sıkı Muhabbet’in 30’uncu programı yayımlanıp milyonlarca izlenmeye ulaşınca Hürriyet Hafta Sonu Ekler ekibi olarak Gence’ye ‘kendi ilacından tattırmak’ istedik. Burcu Biricik’ten Kerem Bürsin’e, Hasan Can Kaya’dan Nükhet Duru’ya, Murat Yıldırım’dan İrem Derici’ye, ünlülere sorduğu sorulardan bir seçki hazırladık. Hakan Gence kendi sorularına hazırlıksız yakalandı “Bunları arka arkaya sorunca ne fena oluyormuş. Korkup bir daha kimse bana röportaj vermeyecek!” dedi. Merak etme Hakan seni sadece biz değil herkes pek seviyor, sana hayır demek çok zor!

(Merve Boluğur, 2 Ocak 2021)

Artık YouTuber mı oldun?

Ne haddime... O ne zor şeydir öyle.

Neden?

Çok farklı bir matematiği var. Ve ben hâlâ çözebilmiş değilim.

Nasıl bir matematik?

“Çok derin bir sohbet oldu, bu kesin izlenir” dediğin video tıklanmayabiliyor, pek ümitli olmadığın bir video aşırı izleniyor. Bu arada sokakta takla atan veya kafasında yumurta kıran biri de senden çok talep görüyor. Ben kafamda yumurta kırmaya cesaret edemediğim için konuklarla sohbet etmeye devam ediyorum. Asıl soruya dönersek; bu saatten sonra benden YouTuber falan olmaz. Ama orada sohbet etmek, insanlara o sohbeti canlı kanlı yansıtmak çok zevkli.

(Berkcan Güven, 20 Şubat 2021)

YouTuber’lar arası bir yarış var mı?

Olmaz olur mu! Aksini söyleyen yalan söyler. O dünyada ‘tık’ almak her şey gibi. Tabii bir de sahte tık mevzuları var. Ama ben YouTuber olmadığım için daha derinini bilemiyorum (gülüyor).

YouTuber’ların şarkıcı olmasına ne diyorsun?

Oyuncular şarkı söylüyor, şarkıcılar dizilerde oynuyor, gazeteciler influencer gibi sosyal medyada ürün satıp link veriyor, modeller sunuculuk yapıyor, YouTuber’ların neyi eksik, onlar da şarkı söylerler... Bence önemli olan, yaptığınız şeyi ne kadar iyi yaptığınız. Eğer iyiyseniz bir şekilde kalırsınız.

Programının adı ‘Hakan Gence ile Sıkı Muhabbet’. Nedir bu sıkı muhabbet?

Evin koltuğunda, elinde Türk kahven, kendini gizlemeden saklamadan, frensiz ettiğin sohbetler benim için sıkı muhabbet. Gazetelerde ünlü isimlerin işlerine odaklandıkları söyleşiler okuyoruz. Bu konseptte amaç onları biraz daha yakından tanımak. Hayat hikâyelerini, bilinmeyen yanlarını, aşkı konuşuyoruz.

Reyting ne kadar umurunda?

Tabii umurumda. Sonuçta izlensin diye çekiliyor programlar. Eskiden oyuncular, yönetmenler, yapımcılar “Sabah saat 10.00’da kalkar, reytinglere bakarız” dediklerinde, ‘Öyle de hayat mı geçer’ diye düşünürdüm. Geçiyormuş. İnsanın aklı rakamlara takılıyor. Az izlense neyi yanlış yaptım, çok izlense burada doğru olan ne diye soruyorsun. En iyisi ‘koyver gitsin’ ama o da zor, koyverip gidemiyorsun.

Seni yeni tanıyacak birine kendini anlatman gerekse nasıl anlatırsın?

Alın size klişe bir ünlü cevabı daha: “İnsan kendini anlatamıyor ki!”. Bu cevabı her duyduğumda ‘E o zaman neden röportaj veriyorsun?’ diye düşünürdüm. Ama haklılarmış. Şöyle diyelim, pozitif ve iyi biri olmaya çabalayan, karşısındakini dinlemeyi ve konuşmayı seven, kafasında kurmaya bayılan biriyim...  

Kendini sosyal medyada aratır mısın?

E tabii. Röportajlar yayımlandığı gün tepkilere bakmak için aratırım. Google’larım... Hatta o gün röportajı kimler paylaşmış üstüne bir de gizlice stalk’larım.

Hayatın bir film olsa ne olurdu?

‘Matrix’. Çünkü hayatım, kendi yaşadığım evrenle ünlüler dünyasında yaşadığım evren arasında geçen bir hikâye gibi. Hangisi gerçek, hangisi kurgu bilemiyorum. Henüz filmin finali çekilmedi.

(Amine Gülşe, 15 Şubat 2015)

Sana dair her şey dört dörtlük görünüyor. Seninki bir peri masalı mı?

Yok canım neredeee... Böyle peri mi olur Allah aşkına! Yaptığım meslekten dolayı hayatımı harika zannedenler var. Öyle görünmesi de normal olabilir. “Sen haftada en az beş gece dışardasındır”, “Ooo ne şanslısın... Ne eğlenceli iş”... Ama her şey ünlü isimle çekilen, eğlenceli bir fotoğraf karesinden ibaret değil. İşin bir de görünmeyen tarafı var. Bir insanla söyleşi yaptığınızda onun hakkında yıllarca kalacak bilgileri, Türkiye’nin en büyük gazetesinde yayımlıyorsunuz. Karşınızdaki insana karşı sorumluluğunuz büyük. Bir espriyi bile karşı tarafa yanlış geçirmek büyük sorun olabilir. Hep enerjik olmanız lazım. Karşınızdakini yükseltmeli, düşürmemelisiniz. Pozitif olmalı, ağzından laf almalı, germemelisiniz. Dikkatiniz açık olmalı, söylediği cevaptan soru çıkarmalısınız. Ben evinde Crocs’larıyla oturup soru hazırlamak için konuşacağı kişilerin hayatını okuyan, dizilerini izleyen, çekimlerini, styling’lerini ayarlayan, kasetlerini çözen biriyim...

UTANGAÇLIK İŞE YARIYOR

(Serkay Tütüncü, 29 Mayıs 2021)

Seks sana ne ifade ediyor?

Terbiyesiz misiniz? Ne biçim sorular bunlar. Yerine koyacak başka şeyler bulunabilir ama yine de olmazsa olmaz.

Seks senin için tabu mu? Konuşurken yüzü kızaranlardan mısın?

Söyleşilerde sorarken önce kendim kızarıyorum, sonra karşı taraftan cevap bekliyorum. Bu utangaçlık genelde de işe yarıyor.

Libidon yüksek mi?

Karşı taraf söylesin bunun cevabını ama libido yükselttiğim söylenir.

Kıvanç Tatlıtuğ ile  ilk karşılaştığında “Vay be, çok yakışıklı” dedin mi?

“O insansa ben neyim” dedim (gülüyor). Aslında bunu söyleten de birçok oyuncu var tabii.

GAZETECİLİK BENİM ÇOCUKLUK HAYALİMDİ

(16 Ocak 2021, Funda Eryiğit)

En yaralı duygun?

Bu hayatta asla ödenmeyecek şeyler var. Yenen hak, alınan hak. En yaralı duygum vefa, vefasızlık.

(15 Mayıs 2021, Nur Fettahoğlu)

Bu sene 41 yaşına giriyorsun. Nasıl hissediyorsun?

Ne yaptınız canım siz de, 40’a giriyorum. Daha olgun, kendinde yeni birçok duyguyu keşfettiğin yaşlar. 20 yaşında gelecek korkusu yoktu. 40’ta neyi yapmadım, hayat nereye gidecek, beni ne mutlu ediyor soruları kafanda uçuşuyor. Bir yandan da kendi değerini daha iyi anlıyorsun.

Geçen 40 yılda hayattan aldığın en büyük ders ne?

Karşındakini sev, güvenilir ve iyi olmaya çalış, empati yap... Bunları az çok başardığın zaman karşındaki de anlıyor ve hayat seni bir şekilde ödüllendiriyor.

(Mustafa Sandal, 29 Temmuz 2018)

Mesleğe başladığında 24 yaşındaydın. O Hakan’ı görsen ne öğütlersin?

Koşarak kaç! Şaka tabii. Gazetecilik benim çocukluk hayalimdi. Hele ki hafta sonu ekleri. Her hafta sonu birçok gazeteyi ekleri için alıp satır satır okurdum. Onlardan birinin içinde olmak... Uff... O yüzden o Hakan’a korkmamasını, önüne çıkan engellere takılmamasını söylerdim.

Bu sektörde seni en çok ne zorladı?

Sadece kendi yetkisini göstermek için altındakileri ezmeye çalışan, az çalışıp çok çene yapan ukalalar zorladı.

Senin için başarı nedir?

Devamlılık. Bir hafta, bir ay iyi isimlerle röportaj yapabilirsiniz. Ya sonra? Önemli olan o çizgiyi sürdürmek.

(Hande Yener, 10 Temmuz 2016)

Hayatta nelerle derdin var?

Kötü niyetli ve samimiyetsiz olanlarla...

HAKAN GENCE’NİN ‘EN ÇOK’LARI...

En çok kime soru sorarken rahattın?

Edis... Kariyerinin başlarından beri tanıştığımız ve sohbet ettiğimiz için onunla rahat oluyorum.

Söyleşi bittikten sonra sohbet etmeyi en çok sevdiğin?

Bunun cevabı çok uzun. Engin Altan Düzyatan, Kerem Bürsin, Berkay, Kenan Doğulu, Kenan İmirzalıoğlu, Hande Yener, Nurgül Yeşilçay... Bu liste uzar gider.

En açıksözlü?

İrem Derici. Her cümlesi bir bomba etkisi yaratıyor.

En çok kime soru sorarken gerildin? Yılmaz Erdoğan. Hem bir usta, hem az röportaj veriyor. Ama gerilecek bir şey yokmuş anladım, o beni samimiyetiyle çok rahatlattı.

Seni en çok şaşırtan kim? Acun Ilıcalı. Bütün yoğunluğuna ve medyadaki önemine rağmen çok samimi, egosuz, anlayışlı ve her sohbeti çok öğretici.

En kısa süren söyleşin kiminleydi? Megan Fox. 10 dakika sürdü sanırım. Ama tam sayfa yazacak kadar malzeme verdi.

ÇAPKIN YA DA ROMANTİK DEĞİLİM AMA FLÖRT ETMEYİ SEVERİM

(İsmail YK, 22 Şubat 2015)

Kendini yakışıklı bulur musun?

Yook. Bana da hep sevimli derler zaten. Yanaklarımı sıkarlar. Daha “Ne seksisin” diyene denk gelmedim.

(Oğuzhan Koç, 6 Şubat 2021)

Temiz aile çocuğu duruşun var. İlişkilerde bunun ekmeğini yedin mi?

Günde üç öğün yiyorum...

(Murat Ünalmış, 13 Şubat 2021)

Şimdi âşık mısın?

Bana hep şöyle cevaplar veriliyor: “Aşk sadece karşı cinse duyulan bir şey değil. Çiçeğe, böceğe, kelebeğe de âşık olabilirsiniz...” En sinir olduğum cevap ama haklılarmış, ben de böyle cevap vereyim.

Flörtöz bir tarafın var mı?

Flört etmeyi de benimle edilmesini de severim.

(İlayda Alişan, 10 Nisan 2021)

Nasıl biri seni etkiler?

Çok klasik ama komik ve zeki.

(Serkay Tütüncü, 29 Mayıs 2021)

Peki, bir ilişkide fizik ne kadar önceliğin?

Hiç değil, içi boş olunca fiziğin bir önemi olmuyor.

Çapkın mısın?

Hiç değilim.

(Kubilay Aka, 5 Haziran 2021)

Tavlar mısın tavlanır mısın?

Tavlanırım.

Seni ne tavlar?

Güler yüz.

Aşkta gururunu kaybettiğin oldu mu hiç?

Evet, aşkta gururumu kaybettim... Tam bir başlık sorusu. Bunları arka arkaya sorunca ne fena oluyormuş. Ben karşımdakilere arka arkaya sormuyorum. Vallahi korkup bana röportaj vermeyecekler.

Romantik misin?

Hiç değilim, bana yapılmasını severim ama ben yapmayı beceremem.

HER STÜDYODA BİR TAKOZUM VAR

(Hazal Kaya, Aralık 2017)

Takoz mevzusunu soralım o zaman. Çekimlerde takoz kullanıyor musun?

Yeni nesil gerçekten çok uzun. Erkek oyuncuların en kısası 1.85. O yüzden her fotoğraf stüdyosunda bir takozum var.

(Deniz Baysal, Nisan 2021)

Bir süper gücün olsa ne olurdu?

Beyin okuma... Röportaj sırasında söyledikleriyle düşündükleri ne kadar aynı merak ederim.

Seninle tanışanları rahatsız eden özelliğin ne?

Tanıştıktan beş dakika sonra insanlara hayatlarına dair sorular sormaya başlıyorum. Sana ne karşındakinin aşkından meşkinden ama mesleki deformasyon sanırım.

Ayıp olmasın diye yaptığın şey var mı?

Sürekli gülüp neşeli görünmek...

(Ziynet Sali, Nisan 2021)

Yıllardır bu sektördesin, dostun var mı?

Var tabii...

Hiç kazık yedin mi?

Mutlaka ama öyle büyük kazıklar yemedim de atmadım da.

İstanbul’da doğup büyüdü. Anne ve baba mesleği gazetecilikti. Çocukluğu arkadaşlarıyla sokaklarda oynayarak geçti. Gazetecilik hep hayaliydi. Üniversitede gazetecilik okumak istedi ama şehir dışına çıkmak gözünü korkutunca İstanbul Üniversitesi’nde arkeoloji bölümünü bitirdi. Ardından iletişim yüksek lisansı yaptı. ‘Nasıl Star Oldular’ isimli bir söyleşi kitabı çıkardı. 16 yıldır Hürriyet Hafta Sonu Ekler’de çalışıyor. Ünlülerle ses getiren söyleşilere imza atmaya devam ediyor.