Güncelleme Tarihi:
◊ Helediye bünyesinde bir bisiklet şefliği kurma fikri nasıl gündeme geldi?
Bu yılın başında bir bisiklet çalıştayı yaptık. Bisiklet kullanıcılarını, dernekleri, sivil toplum kuruluşlarını çağırıp bir yol haritası oluşturmak istedik. Ben öncelikli olarak bisikletli ulaşım farkındalığının arttırılmasını istiyordum. Çalıştaydan da böyle bir sonuç çıktı. Yüzlerce kilometre bisiklet yolu yapabilirsiniz ama önce yayalara ve araç sürücülerine bisikletin bir ulaşım aracı olduğunu anlatmak lazım. Bisiklet şefliği de buradan hareketle doğdu.
◊ Daha önce de işe bisikletle gidip geliyor muydunuz?
Yaklaşık beş-altı senedir bisiklet kullanıyorum. Üç senedir de işe bisikletle gidip geliyorum. Üç sene önce İBB binasına bisikletle alınmamıştım!
◊ Nasıl yani?
Güvenlik görevlileri, müdürler geldi. “Bu katlanır bisikleti içeri alırsak insanlar nasıl yaklaşır? Ya ertesi gün başkaları da gelirse ne yaparız” dediler. O günden bugüne gelmek, bisiklet şefi olmak hem benim için hem de bisiklet kullanıcıları için umut oldu.
“Bir sen eksiktin” diyorlar
◊ İstanbul’da bisiklet kullanırken ne gibi sorunlarla karşılaşıyorsunuz?
Güzergâha göre değişiyor. Ümraniye’den Kadıköy’e bisikletle giderken Göztepe’ye kadar çok sıkıntılı bir yolculuk yapıyorum. Göztepe’den sonra rahatlıyorum. Hem çevresel faktörler hem de kültürel farklılıklar devreye giriyor. Ümraniye’de araç sürücüleri bisiklete alışık değil. Minibüs, otobüs şoförlerinin mesafeyi korumamasından kaynaklanan sorunlar yaşıyorum. “Kaldırımdan gitsene”, “Bir sen eksiktin yolda” diyorlar. Çok sabırsızlar. Bisiklet maksimum 25 kilometre hızla giden bir araç. O yüzden sağ şerit bizim hakkımız, hakkımızı da söke söke alırız!
◊ Trafikteki davranışlar dışında İstanbul’un yokuşları da zorluyor mu bisiklet sürücülerini?
İstanbul yedi tepe üzerine kurulmuş bir şehir. Topografik kısıtlamaları çok fazla. Ama çözümler oluşturulabilir. Toplu ulaşımla entegrasyon sağlanabilir. İnsanlara kısa mesafelerde bisiklet kullanabileceklerini anlatabiliriz. Tabii her yere bisiklet yolu yapmak mümkün değil. Ama toplu taşımaya entegre olmuş bir sistem kurulursa insanlar İstanbul’da daha çok bisiklet kullanacaktır.
Hayat ritmini düzenliyor
Ümraniye’deki evinden bisikletle yola çıkıp Üsküdar’a giden Rukiye Demirci, orada bisikletini katlayıp Marmaray’a biniyor. Yeni Mahalle’de yine bisikletine atlıyor, Bakırköy’deki İBB Binası’na varıyor. Demirci “Binalara tıkılıp kalıyoruz. Bir de trafik çekiyoruz. Telaşlı bir hayatımız var. Bisiklet ise beni dengeliyor. Hayat ritmini düzenliyor. Özgüven hissi veriyor insana. Ve bence çok entelektüel bir ulaşım aracı” diyor.