Sonbahar ruhunu evimize taşıyalım

Hepimizin yağan yağmuru izlemek için pencere önü çiçeği olmak istediği aylardayız. Yumuşacık battaniyenin altına girip kitap okumak, film izlemek de bu günlerin en keyif verici aktiviteleri. Madem yılın bu zamanı evde zaman geçirmeyi tercih ediyoruz, üstelik kış da kapıdayken, ortamımızı daha keyifli hale getirelim.

‘YATAĞIN ÜSTÜNE SICAK TEKSTİL...’

İlke Yılmaz, Evim dergisi editörü

◊ Sonbaharın ruhunu belirleyen en büyük bileşenlerden biri mevsimin renk haritası. Toprak tonlarını dengeleyen hâki yeşiller, çikolata, latte gibi sıcak renk notaları, günbatımı tonları ve balkabağı turuncuları olmazsa olmazlardan. Sarı, pudra pembe, amber, hardal tonlarıyla sıcak bir atmosfer yakalanabilir.

◊ Mevsime vurgu yapan kırlentlerle şık köşeler oluşturabiliriz. Kırlentlerde tuşesi (Kumaşın dokunulduğunda bıraktığı his) yüksek dokular tercih etmemiz etkiyi maksimum düzeye çıkarır. Kadife, şönil, kaşmir, yün ya da yapay kürkler her zaman iyi bir fikir. Kanepe ve berjerlerde koltuk şalları ve diz battaniyeleri de sıcaklık katsayısını arttırır.

◊ Son dönemlerin en popüler eğilimlerinden biri olan köşesiz hatlar sonbaharın DNA’sını kusursuz biçimde yansıtan bir tasarım diline sahip. Yumuşak ve kıvrımlı mobilyalarla yaşam alanlarının her metrekaresinde huzur ve konfor yakalanabilir.

◊ Sağlıklı bir yaşamın ilk adımı uyku odalarını organize etmekten geçiyor. Su yeşilleri, dingin mavileri pastel sarı ve turuncularla dengeleyebiliriz. Ana yaşam alanlarında olduğu gibi yatağın üzerinde de bolca sıcak tekstile yer açalım.

◊ Evde daha çok vakit geçirmeye başladıysak o halde ‘Kendim köşesi’ de oluşturabiliriz. Sıcak bir kahve eşliğinde kıvrılabileceğimiz bir okuma köşesi gibi... Rahat bir sallanan koltuk, puflu bir berjer bunun için yeter de artar bile.

◊ Dostlar ya da aile üyeleriyle sohbetli akşamlar için mobilya düzenini gözden geçirebiliriz. Birbirine bakan kanepe ve berjerler sosyal etkileşimi perçinleyeceği için mobilyaları içe dönük ve karşılıklı olacak biçimde yerleştirelim.

◊ Sonbaharda evimize çekicilik katmak için hem mumları hem de çubuklu kokularla doğal yağların iyileştirici ve rahatlatıcı yönlerini yeniden keşfedebiliriz.

◊ Uyuduğumuz yastığa biraz yastık kokusu da serpiştirebiliriz. Sonbaharın favori koku atlasınıysa hiç kuşkusuz ki yanık amber, sıcak çikolata, karabiber, vanilya, sedir ve sandal ağacı kokuları oluşturuyor.

◊ Davetkârlığın dozajını arttırmak için aydınlatma faktörünü es geçmeyelim. Tavan modülleri genel aydınlatmalar için olmazsa olmazlardan; ancak samimi ve sıcak ortamlar için yerden aydınlatma modülleri kilit rol üstlenir. Abajur, aplik ve lambaderler sonbahar evlerinin mutlaka bir parçası olmalı.

‘FAZLALIKLARDAN KURTULALIM’

Gülce Akol, iç mimar ve konsept danışmanı

◊ Sonbaharda ve yeni yıla girerken evimizi öncelikle A’dan Z’ye hafifletelim. Düzen ve organizasyon her zaman iyidir. İstifçiliğe son verme vakti. Dönüştürmek, paylaşmak, arınmak diğer alternatifler olabilir. 

◊ Japandi stilini sonbahar için evlerimizde benimseyebiliriz. Japandi; sıcaklığa, minimalizme ve doğanın sakinleştirici etkisine odaklanarak Japon ve İskandinav hassasiyetlerini birleştiren bir iç tasarım stili. Bu tarz ahşap, taş, bambu, ince dallar veya çimenler gibi doğal malzemelerden yararlanarak dış mekânı içeriye taşıyor ve dinlendirici, doğadan ilham alan bir ortam yaratılmasına yardımcı oluyor.

◊ Evimizin kalbi sayılan mutfağımızda kaynatmış olduğumuz su içine tarçın, karanfil, yıldız anason, kurutulmuş limonlar, portakallar ve sevdiğiniz esans yağlarını ekleyerek muhteşem bir sonbahar kokusunu tüm evimize yayabiliriz.

◊ Hem sonbahar için hem 2024 iç mekân tasarımlarında trend renklerden biri tozlu mor. Bunun yanında bordo, magenta, yağ yeşili ve şeftali rengi de var.

◊ Yine yumuşak olan dokular, örnek olarak teddy (tıraşlanmış pelüş) kumaşlarla bir süre daha yaşayabiliriz. Döşemeli ürünlerde, yastıklarda ve özellikle koltuk üstü battaniyeleriyle bizi tam sonbaharda hissettirecektir.

◊ 1970’lerin sıcak tonları ve rattan, bambu gibi malzemeler kadife, keten ve bukletle harmanlanarak mekânlara damgasını vurmaya devam edecek.

‘HER BİTKİ BUDANMAK İSTEMEZ’

Naz Irmak Saf, bitki bakım uzmanı

◊ Bazı yapraklarda sararma, bazı çiçekli türlerde çiçeklerin solması, bitki gelişiminin yavaşlaması gibi durumların çoğu mevsimsel etki. Eğer bitkinin ciddi boyutta değişimler yaşadığını düşünüyorsak o zaman endişe edebiliriz.

◊ Dış mekândaki bitkileri iç mekânda uygun bakım koşullarını sağlayacak şekilde yeniden konumlandırabiliriz. Yine alacakları ışık miktarına göre iç mekândaki bitkileri gün ışığına biraz daha yaklaştırabiliriz. Bunun için kademeli bitki köşeleri oluşturarak hem bitkilerimize sağlıklı bir ortam yaratabilir hem de gözümüze hitap eden bir bitki alanı oluşturabiliriz. Eğer çok küçük ve yerden yüksek pencerelere sahipsek tavandan asılan saksılıklardan da rahatlıkla faydalanabiliriz.

◊ Sonbaharı bitki bakımı için değerlendirebiliriz. Birçok bitki kışın uyku dönemine geçer. Uyku dönemi, bitkinin gelişimini durdurması demek değildir. Aksine köklerini geliştirmeye, ilkbahar için hazırlık yapmaya başlar.

◊ Yaz döneminden çıktığımız için toprak hemen soğumaz. Bu yüzden değişimi soğumadan yapmak gerekir. Toprak kullanırken bitkimiz için uygun olmasına çok dikkat etmeliyiz. Verimini arttıracak destekleyici malzemelere yer vermeye çalışmalıyız (kompost, ponza gibi).

◊ Saksı tercihimizi hava deliği birden fazla olanlardan yana kullanabiliriz. Saksı seçerken ev dekorasyonumuza uygun renkler tercih edilebilir. Plastik saksıları makromelerle, halat ipiyle süsleyerek daha sıcak bir görünüme taşıyabiliriz.

◊ Eğer ilkbaharda toprağı değiştirdiysek bu dönemde sadece sulamayla çöken ve sıkılaşan toprağı havalandırabiliriz.

◊ Sararan ve kuruyan yaprakları, dalları temizlemek için iyi bir dönem. Ama unutmayalım, her bitki budanmak istemez.