Güncelleme Tarihi:
◊ Üç yıldır müzik dünyasındasınız. Kliplerinizi milyonlar izliyor, konserleriniz dolup taşıyor. Her şey göründüğü gibi parlak mı?
- Bu dünyayı balerinlerin dünyası gibi düşün. Dışarıdan bakınca müthiş bir zarafet, görsellik ve büyülü bir şeyler görürsün. Ama sahne arkasına geçtiğinde balerinlerin ayakları ve dizleri yara bere içindedir. Bizim de dünyamızın görünen kısmı müthiş parıltılı ama perde arkasında büyük bir savaş var. Ben de o savaşlarda yaralandım. Ama hep güçlü durmayı hedeflediğim için kırgınlıklarımı kimseye göstermedim.
◊ Nasıl bir arenadasınız?
- Çok sayıda isim, bu sebeple de büyük karmaşa var. Ama nasıl 90’larda birçok isim çıktı, bir kısmı kalıcı olduysa bizim için de aynısı olacak.
◊ Siz kalıcı isimler arasında olur musunuz?
- Evet, kalıcı olacağım. Çünkü hiçbir zaman günü kurtarma adına iş yapmıyorum, hep geleceği planlayarak ilerliyorum.
◊ Kalıcı olmak için ne gerekiyor?
- Sadece iyi müzik yapmak yetmiyor. Psikolojinin ve gücünün de üst seviyede olması lazım. Düşmeyen, dağılmayan, savaşan ve hep çalışanlar müzikte kalıcı olur.
İnsanların sahtelikleri hayal kırıklığına uğrattı
◊ Müzik dünyasında sizi en çok hayal kırıklığına uğratan ne oldu?
- Hayranlık duyduğun, yanında elinin ayağının titrediği insanların aslında gözünde büyüttüğün kadar büyük olmadıklarını gördüm. İnsanların sahtelikleri beni hayal kırıklığına uğrattı. Bana soğuk demelerinin en büyük sebeplerinden biri, hissetmediğim samimiyeti kimseye yalandan göstermemem. Netliğim, başka insanlardaki sahtelikle çarpışıyor. Rahatsız ediyor. İnsanlar güzel rol yapabiliyor ama ben o konuda başarılı değilim.
◊ Kastettiğiniz, arkadan iş çevrilmesi mi?
- Tabii her sektörde rekabet, arkadan iş çevirme, sahtelik vardır ama müzik dünyasında işin ulaştığı noktalar çok yüksek ve tehlikeli. Gerçekten çelik gibi sinirlere sahip olmak ve her şeye aldanmamak gerekiyor.
◊ Sizi de aşağıya çekmeye çalışanlar oldu mu?
- İsim vermeyeceğim ama oldu. Aslında aşağıya çekmeye çalışanlar değil de, yokmuşum gibi davrananlar oldu. Zamanla üzüntülerim, şaşkınlıklarım ufalıyor. Mesela biri vereceğim konseri iptal ettirip yerine kendini koyuyor, bunlara artık şaşırmıyorum.
Saygımızı, anlayışımızı, içten gelen mutluluğumuzu kaybettik
'Ah Zaman’ yine bir single. Albüm yapmaya cesaretiniz mi yok?
- Aslında albümüm çıkacaktı ama yetişmedi. Sonbaharda bitecek. Üstelik müthiş bir cesaretle, single’ların iş yaptığı bir dönemde çok şarkılı bir albüm hazırlıyorum. İnsanların beni henüz tam olarak anlamadığını düşünüyorum. Albümden sonra fikirleri değişecek.
◊ Neden?
- Beni eller havaya, atarlı, giderli şarkılar yapan kadın olarak görüyorlar. Albümden sonra yazdığım sözlerle ve şarkıcılığımla düşünceleri değişecek. ‘Ah Zaman’ da bunun ilk örneği.
◊ Bu şarkı listelere üst sıradan girdi. Nedir şarkıyı bu kadar sevdiren?
- Herkes hayatta zamana sitem ettiği şeyler yaşar. Ülke olarak çok mutsuzuz, bu yüzden şarkı insanların bir tarafına dokunuyor.
◊ Klipte zamanla değişen teknolojileri ve alışkanlıklarımızı görüyoruz. Sizce zaman bize neleri kaybettirdi?
- Teknoloji çok güzel ama ürkütücü. Saygımızı, anlayışımızı, hoşgörümüzü, huzurumuzu ve içten gelen mutluluğumuzu kaybettik. Bunda teknolojinin payı büyük. Olmaması gereken yerde fışkıran özgüvenler ortaya çıkardı. Bu sebeple mütevazılığımızı da yitirdik.
Artık yüzüm hep gülüyor
◊ Erkek arkadaşınız Asil Gök’le nasıl tanıştınız?
- Dört sene önce müzisyen arkadaşlarımız sayesinde tanıştık. Müzisyenliğine bayıldım, arkadaş olduk. İstanbul’da bir yerde sahneye çıkmaya başladım, o da bana çalmaya başladı. Böyle böyle yakınlaştık.
◊ Hep çok sert duruyorsunuz. Bu asık surat ne zaman gülecek?
- Artık yüzüm gülüyor. Bunu da ilk kez bu fotoğraflarda görecekler.
◊ Nedir bu duruşun sebebi?
- Babam ben küçük yaştayken iş için yurtdışına gitti. Senede bir, 20 günlüğüne gelmeye başladı. Ablam ve abimin ergenlik dönemiydi. Biz ablamla evin erkeği gibi olduk. Bu zamanla kendimi korumak adına bir koruma kalkanı oluşturdu. Şimdi biraz törpülemeye çalışıyorum.
◊ Kendinizi seksi bulur musunuz?
- Hiç aşırı seksi bulmadım. Aşırı açıklığı sevmiyorum. Ucuz duruyor. Kaliteli olan birazını göstermektir. Ben birazını bile göstermiyordum, şimdi yavaş yavaş içimden gelmeye başladı.
Burnum sürtüldü, dizlerim kanadı, sindirerek o yolları geçtim
◊ Üç sene önce çıkardığınız ‘Okyanus’ şarkınızın klibi 150 milyondan fazla izlendi. Hit şarkı yapmanın sırrı ne?
- Sözle müziğin öpüşmesi. Zaten öyle bir şarkı dinlediğimizde tüylerimiz diken diken oluyor. Anlatım dili de çok önemli. Sadece kendi yaşadıklarından yola çıkmaman gerek.
◊ Bir gecede ünlü oldunuz. Bu kadar kolay mıydı her şey sizin için?
- Ne bir gecede meşhur oldum ne de her şey çok kolay oldu. Burnum sürtüldü, dizlerim kanadı. Sindirerek o yolları geçtim. Ve her şeyi geç elde ettim. İlk single’ımı 30 yaşımda çıkarabildim. Bu noktaya gelebilmek için de sinirlerimden, duygularımdan, zamanımdan ödün verdim.
◊ Şöhret hayatınızda neleri değiştirdi?
- Üzerime sorumluluk bindi. Eskiden tek başımaydım. Şimdi benimle 25 kişi çalışıyor. Onlara karşı sorumluluğum ve ağır bir yüküm var.
◊ Tanınır olmanın en kötü tarafı ne?
- Herhangi bir yere gittiğimde sırf ben orada olduğum için şarkılarımı çalmaları.
Caz albümüyle çıksaydım,bu röportajı yapıyor olur muyduk?
◊ Son dönemde parlayan Simge, Merve Özbey ve Ece Seçkin gibi kadın şarkıcılardan farkınız ne?
- Üretebiliyorum. Yazıyorum, beste yapıyorum. Erkek arkadaşım Asil’in (Gök) hayatımda olması büyük bir şans. Onunla kendi müziğimizi
oluşturabiliyoruz.
◊ Şarkılarınızın belirli bölümlerini genelde bağırarak söylüyorsunuz. Bu, “Benim sesim var” demek mi?
- O bağırmak değil. Opera eğitimi aldım ve sahnede teknik kullanıyorum. Benim şarkılarımın ses aralıkları geniş. Sözlerde de bir acı çekiş varsa ben de bunu dile getiriyorum.
◊ Türk sanat müziği ve opera eğitimi gördükten sonra ‘atarlı, giderli’ pop şarkıları söylemeye başladınız. Sebep para mı?
- Caz albümüyle çıksaydım şu an bu röportajı yapıyor olur muyduk? Yoksa gönlümüzden neler geçiyor... Ayrıca şan ve caz derslerine devam ediyorum. Caz repertuvarı yapıyorum. Kendimi popa sürüklemiş değilim.
Sokakta top sektirerek büyüdüm
Fenerbahçe’yle ilgili “3 Temmuz bir kumpastır. Aynı zamanda diriliştir, direniştir” diye bir tweet attınız. Trabzonsporluların tepkisiyle karşılaştınız. Trabzon’da vereceğiniz konser iptal edildi. Nedir yaşanan olay?
- Uzamasını istemediğim bir konu. Ben fanatik bir Fenerbahçe taraftarıyım. Ama hiçbir zaman birilerini hedef gösteren ya da başka takımların taraftarlarını rahatsız edecek şeyler yazan biri olmadım. Sadece kendi takımımı destekleyen hatta bazen eleştiren şeyler yazdım. O tweet’te de başkasına bir hakaret yoktu. Trabzonspor’u hedef almak, onlara imada bulunmak aklımın ucundan geçmedi. Aslında olay çok basit, Trabzonsporlular o sene şampiyon olduklarını savunuyor. Biz de haksızlığa uğradığımızı düşünüyoruz. Herkes kendi özgür düşüncesini söyleyemeyecekse, bu ülkede kimse yaşamasın ya da konuşmasın. Herhangi bir konuda konuştuğunda, “Sen şarkını söyle” diyorlar. Neden? Ben bu yaşıma kadar sadece şarkı söyleyerek mi geldim? Hiç mi eğitim almadım? Genel kültürüm yok mu?
◊ Siz nasıl duydunuz tweet’e aldığınız tepkileri?
- Trafikteydim, erkek arkadaşım arayıp, “Twitter gündeminde bir numaradasın” dedi. Şarkı patladı diye şaka yapıyor sandım. Trabzonsporluları anlıyorum. Ama benim o tweet’i attığım gün, Trabzon’da konser vereceğim Akçakoca Belediye Başkanı da Trabzonspor’u savunan bir tweet attı. Ben onun söylemine saygı duydum.
◊ Çok üzüldünüz mü?
- Üzülmedim. Çünkü yanlış bir şey yapmadım. Benden özür dilemem beklendi. Ben de, “Özür dileyecek bir şey” olmadığını söyledim. Gerçekten yok. Birine hakaret edip gönlünü kırmış olsam, dilerdim. Uzasın da istemiyorum. Çok aşırı hakaretler ve tehditler hakkında da suç duyurusunda bulundum.
◊ Fenerbahçe yönetiminden sizi aradılar mı?
- Başkanımız Ali Koç aradı. Beni bir gün arayacağı aklımın ucundan geçmezdi, “Dik duruşun için teşekkür ederim. Biz senin yanındayız” dedi.
◊ Koyu bir futbol taraftarı mısınız?
- Evet. Sokakta top sektirerek büyüdüm. “Elinin hamuruyla futbola karışma” yazıyorlar. Futbol konuşmak ya da oynamak benim için anormal bir durum değil. Ben zaten böyle büyüdüm ve normalim.