Güncelleme Tarihi:
Turbo adıyla tanınan grafiti sanatçısı Tunç Dindaş’ın 35 yıllık grafiti yolculuğu bir kitapta toplandı. Sanatçının tüm eserleri sayfalar yerine ait oldukları mekânlarda, yani kitabın içerisindeki duvarlarda sergilendi! “Benim başladığım yıllarda sadece buzdolabı boyamak için üretilmiş beyaz renk sprey boyalar vardı” diyen Turbo’yla grafiti sanatını konuştuk.
◊ Sprey boyayla nasıl tanıştınız?
1984’te ‘break dans’ sayesinde hip-hop kültürüyle tanıştım. O dönemde plak kapakları ve video kasetlerde grafitileri görüyordum ama ne olduğunu bilmiyordum. Renkli resimler olarak görüyordum. Sonra ‘Beat Street’ filmini seyredince grafitinin ne olduğunu anladım. ‘Bunu ben de yapmalıyım’ dedim.
◊ O günden bugüne Türkiye’de grafiti hangi noktaya geldi?
Işık yılı mesafesinde gelişme var (gülüyor). O yıllarda çok az kişi yapıyordu. Zaten sprey boya bulabilmek imkânsızdı. Benim başladığım yıllarda buzdolabı filan boyamak için üretilmiş sprey boya vardı. Farklı renk seçeneklerinin olduğu sprey boyalar 87-88 yıllarında gelmeye başladı. Onlar da ateş pahasıydı. Şimdiyse grafiti için üretilmiş spreyler, malzemeler, her şey var. O zaman ne öğreniyorsak deneye deneye öğreniyorduk. YouTube kanalları, kitaplar, Instagram var. Her şeyi öğrenebiliyorsunuz.
◊ Yaptığınız grafitilerin belediyeler tarafından sürekli silinmesi size nasıl hissettiriyor?
Sadece belediyeler değil, insanlar da grafitileri siliyor ya da karalıyor. Başta kızıyordum ama şimdi çok normal karşılıyorum. Kamusal alana grafiti yaptığınızda onun da bir ömrü oluyor. Artık benim için önemli olan çok yaşaması.
Tarihi eserleri boyamam
◊ Yıllardır sokaklarda grafiti yapıyorsunuz, bugüne kadar başınıza dert açıldı mı?
En ilginç olanı söyleyeyim. 1989’da yakalanıp duvara slogan yazmak ve devlet malına zarar vermekten bir yıl hapis cezası almam. Bugünse Türkiye adına boyamam için yurtdışına gönderiliyorum.
◊ Bazen bir metrobüsün, bazen restore edilmiş bir binanın üzerine yapılmış bir grafiti görebiliyoruz. Peki grafitinin bir sınırı var mıdır? Turbo’nun kuralları neler?
Ben tarihi eserler ve dini yapılar üzerine grafiti yapmam. Büyük Valide Han’ın bir kubbesini boyamıştım. Bazı kesimlerden tepki aldım ama çok karalanmıştı. En son ben boyadım ve sonra çatısına çıkışlar yasaklandı galiba.
◊ ‘Sokak’ kelimesi sizin için ne ifade ediyor?
Sokaklar benim oyun alanım, kanvasım, galerim...
www.tuncdindas.com/graffitibook
Bir kitabı hazırlamak 1.5 ay sürüyor
◊ Grafiti ve street art her zaman birbirleriyle karıştırılıyor, ikisinin arasındaki fark nedir?
Grafiti sadece sprey boyayla yapılır. Başka bir gereç kullanılmaz. Street art’taysa ne isterseniz kullanabilirsiniz. Bu, fırça ya da bastırdığınız bir çıktıyı duvara yapıştırma olabilir mesela. Hatta yaptığınız iş bir heykel bile olabilir. Sınır yoktur yani. Grafitinin özü kaligrafik değeri olan yazılardır. Karakterler ya da resimlerse grafitiyi süslemek için kullanılır ama street art’ta illa yazı olacak diye bir şey yok.
◊ Bir dönem dergilerle de çalışmışsınız bildiğimiz kadarıyla?
Evet, ‘Commodore’, ‘Amiga Dünyası’, sonra da 10 yıl ‘Blue Jean’ dergisinde çalıştım. Türkiye’ye grafitinin gelmesi Blue Jean’de hazırladığım hip-hop sayfalarıyla oldu diyebilirim.
◊ Kitap çıkarma fikri nasıl doğdu?
2009’da iki kitap çıkardım. Sokağa yapılan işleri kimsenin arşivlemediğini fark ettim. Bu grafitilerin belgelenmesi gerekiyor diye düşündüm. Günümüzde gençlerin basılı materyallere olan ilgisizliği beni kitaplar yerine videolarla sokakları belgelemeye itti. Şu anda YouTube’da ‘Beat Music Factory’ adlı kanalı hazırlıyorum. Grafiti videoları ve vlog’lar yayımlıyorum.
◊ ‘Turbo’ 35. yıl kitabının diğer kitaplardan farkı ne?
Aslında fikir Rafineri Ajans’tan çıktı. Kristal Elma için bir proje olarak hazırlandı. 2020’de grafitiye başlamamın 35’inci yılı olması güzel bir etken oldu. Kitap 3.199 Euro’dan satışa sunuldu.
◊ Neden bu kadar pahalı?
Kitabın bu kadar pahalı olmasının sebebi her sayfasının duvar dokusunda, diaroma gibi olması. Diorama teknikleriyle her bir sayfa gerçek duvar dokuları, trafolar, kapılar, camlar, tabelalar, kepenkler gibi sokağa ait objelerle süslendi. Grafitiler, UV baskı yöntemiyle duvarlara basılarak, el işçiliğiyle ciltlendi ve son haline getirildi. Her bir kitabın hazırlanması 1-1.5 ay sürüyor. ‘Kitaba sahip olmak istiyorum’ dediğinizde yarın satın alamıyorsunuz. Siparişle hazırlandığından sıraya girmeniz ve hazırlanmasını beklemeniz gerekiyor.