Siyah susam, çörekotu, kakaosu yüksek latte’ler veya çikolatalı humus... Siyah renkli besinlere yer açın
Güncelleme Tarihi:
Yeni yıl için kendinize koyduğunuz bir beslenme hedefi var mı? Daha çok su içmeniz mi lazım, daha fazla uyumanız mı? Beslenme ve diyet uzmanı Dilara Koçak’ın hazırladığı ‘İyi Yaşam Günlüğü’ sayesinde neyi ne kadar yaptığınızı not edip rutininizi yakın takibe alabilirsiniz. Koçak’la bu işe yarar günlüğü, gelecek yılın beslenme trendlerini ve yılbaşı gecesi hem sağlıklı hem de leziz bir sofra kurmanın ipuçlarını konuştuk.
Beslenmenin de bir trendinin olması garipsediğiniz bir şey mi, normal mi buluyorsunuz?
- Yeme alışkanlıklarımız, genetik yapımız aileyle şekillense de sosyal çevre ve diğer faktörler zaman içinde daha ön plana geçiyor. Besin trendleri de böyle ortaya çıkıyor. Artık moda renkler, masa düzeni, vitrinler, hediye paketleri bile aynı çizgide ilerliyor. Sonbaharda turuncu yiyecekler, yaz aylarında açık tonlar gibi soframızda da bu esintiyi görebiliyoruz. Geçen ay gıda fütüroloğu Morgaine Gaye’le geniş bir sohbet yaptım ve önümüzdeki yıl mutfağa siyahın hâkim olabileceğini söyleyebilirim. Mürekkepbalığı kullanılmış spagetti ve noodle’lar, siyah susam, çörekotu, kakaosu yüksek siyah latte’ler, çikolatalı humus gibi...
Bu beslenme trendlerini belirleyenler kimler, neler?
- Teknoloji ve global trendler tüketiciyle çok hızlı buluşuyor. Sosyal medyada paylaşılan fotoğraflar iki saat içindeki yiyecek seçimlerimizi etkiliyor veya bazı çalışmalar beyindeki tatmin bölgesinin, fotoğrafın beğeni almasıyla harekete geçtiğini söylüyor. Bu durumda bazı yemek seçimleri beğeni almak veya moda olanı yemek gibi de gelişebiliyor.
Hepimiz bir damlayız
2018’de hangi besinlerin öne çıkmasını bekliyorsunuz?
- Dünyada böcekler gündeme gelecek ama ülkemiz için bunun erken olduğunu düşünüyorum. Biz nohut ve mercimeği çok konuşacağız. Nohut ve nohut unuyla tarifler artacak, çikolatalı humus tariflerine hazır olun. Matcha ve yosun bazlı ürünleri duymaya devam edeceğiz. Aromalı sular ve daha sağlıklı içecekler karşımıza çıkacak; az şeker, bol yeşillik yiyeceğiz.
Vegan beslenmeyi de daha çok konuşur olduk...
- İlginin artışı, doğaya saygı, aile bağlarının kuvvetlenmesi, köklerimize dönüş ve sürdürülebilirlik kavramlarının öne çıkması bunda etkili diye düşünüyorum. Bu yıl daha fazla duyabiliriz. Kozmetikten tekstile, günlük hayatımızın her noktasında hayvanla, doğayla ilgili farkındalık artıyor. Vegan bireylerin deri çanta, ipek kıyafet seçimlerini reddetmesi, bal dahi yememesi ve bu trendin çok konuşuluyor olması, gençleri etkisi altına alıyor. Doğa dengesini buluyor. Aşırı etle beslenmenin karbon ayak izi ve su maliyeti, sebzeyle beslenmeye göre çok yüksek. Belki de artan veganlık, yıllarca süren çılgın etobur üstünlüğü karşısında, doğanın dengesini sağlayabilir. Çünkü öğle yemeğinde verdiğiniz sipariş, Afrika’da bir çocuğun susuz ve aç kalmasına kadar dalga etkisi yapıyor. Hiçbir su damlası kendini selden sorumlu tutmazmış ama hepimiz bir damlayız aslında.
Dilara Koçak’a göre siyez buğdayı, mercimek, bulgur, kefir, sebze-meyve, zeytin-zeytinyağı ve kuruyemiş zenginliğimize daha fazla sahip çıkmalıyız. ‘İyi Yaşam Günlüğü-2018’, Alfa Yayınları etiketi taşıyor.
Le Figaro’daki bir makalede, insanların yediklerini internette paylaştıkları için daha revaçta olan ürünler kullanmaya teşne oldukları, sosyal medyada yer alacağı için daha süslü tabaklar hazırladıkları ve dolayısıyla beslenme işinin artık daha fazla estetik kaygılar barındırdığı yazıyordu. Katılır mısınız?
- Tabakların daha genç ve eğlenceli olması arzusu var, sunumlar da bu yönde değişiyor; dediğim gibi, sosyal medya bizi etkiliyor. Biraz gülümsetecek bir cevabım var: Bana kimi takip ettiğini söyle sana beslenme tipini söyleyeyim! Aslında ‘influencer marketing’ güçlü ama sağlık boyutunda endişe verici. Çünkü yüksek takipçili ama uzman olmayan birinin paylaşımı, o kişinin estetik duruşu ve beden algısıyla özdeşleşiyor. Bazı kişiler “Ben kendi deneyimimi paylaşıyorum, amacım diyet vermek değil” dese de gençler bu durumdan etkileniyor. Bu noktada markaların işbirliği konusunda daha titiz olmaları gerektiğinin altını çizmek isterim.
Salatayla başlayın
Yılbaşı gecesi için sofra kurarken neye dikkat edelim?
- Yemeğe mutlaka salata veya çorbayla başlayın. Araştırmalar salatayla başlayanların yüzde 25 daha az kalori aldığını söylüyor. Örneğin balkabaklı bir çorba veya nar taneleriyle süslenmiş bir salata, yılbaşı sofralarına çok yakışır. Sınırsız tüketebileceğiniz salatalık, biber, marul yaprağı, çiğ karnabahar, kabak, kereviz sapı gibi sebzeleri yağsız yoğurt veya düşük kalorili soslarla birlikte, masanın en güzel yerine koyun. Ana yemek olarak, kırmızı ete göre daha az yağ içerdikleri için varsa hindi eti, yoksa tavuk veya balık daha iyi seçimler. Sofrayı siz hazırlıyorsanız, hafif meyve tatlıları veya sütlü tatlılar tercih edebilirsiniz. Bu yılın trendlerinden çikolatalı humus (1 su bardağı haşlanmış nohut, 3 yemek kaşığı kakao, 5-6 hurma, 1 tatlı kaşığı bal ve 1 tatlı kaşığı hindistancevizi yağını robottan geçirin; humusunuz hazır) güzel bir seçenek olabilir. Ertesi gün de bol su içmeyi ve kahvaltıda ananas, bol limonlu maydanoz gibi ödem attırıcı besinler tercih etmeyi unutmayın.
Pofuduk Yılbaşı Ağacı
