Güncelleme Tarihi:
Tanışmaları tıpkı bir film sahnesi gibi. Hamburg’da bir plakçıda çalışan genç adam, neredeyse her gün dükkâna gelip plakları inceleyen müşteriyle arkadaş olur. Birlikte önce DJ’lik yapmaya başlarlar, sonra da prodüksiyon. Müzik tutkuları onları yıllar boyunca bir arada tutar... Jens Moelle ve İsmail Tüfekçi’nin kurduğu Digitalism’in hikâyesi özetle böyle. Elektro ve house müziğin enerjik ikilisi bugün MIX Festival kapsamında canlı performansıyla sahnede olacak.
◊ Elektronik müziğin sınırsızlığı beni büyülüyor. Sizin için durum nedir?
İstediğiniz her şeyi yaratabilir ve sonra onu öyle bir bükebilirsiniz ki, daha önce hiç duymadığınız bir şeye dönüşebilir. Ne kadar deneysel olmak isterseniz o kadar olabilirsiniz ya da daha doğrudan bir yaklaşım seçebilirsiniz. Elektronik müzisyenler olarak, bu kadar çok ses oluşturma seçeneğimiz ve aracımız olmasını seviyoruz. Kolayca sıkılıyoruz, bu yüzden bu bizim için de harika!
◊ Digitalism, 20 yılı aşkın süredir var. Bir yandan siz yaş alıyorsunuz, diğer yandan müzik endüstrisi değişiyor. Sizi bir arada tutan şey ne oldu?
Arkadaşlığımız, vizyonumuz ve tutkumuz. Çevremizdeki parametreler değişse bile bu, kendi yolumuzu takip etmemizi engellemiyor. Dünyadaki en güzel şey, müziğimizin insanlara duygusal olarak dokunması, bir bağ kurmamız. Bu, motorlarımızı çalışır halde tutuyor.
◊ Çalışma ortamınızdan biraz bahsedebilir misiniz?
Stüdyomuz ve üssümüz hâlâ Hamburg’daki 2. Dünya Savaşı’ndan kalma bir sivil sığınakta. Kalın, gri beton duvarları olan, penceresiz ve kışın ısıtması olmayan bir yer. Burası bizim gibi renkli ama ham müzik yapanlar için mükemmel.
◊ Bugün seyircileriniz arasında sizi ilk günden beri takip edenler de olacak, ilk albümünüz çıktığında küçücük olanlar da...
En büyük hayranlarımızdan bazıları ilk plaklarımızı çıkardığımızda henüz doğmamıştı bile. Bizim için bu, uzun ömürlülüğün bir işareti. Bizde herkese yer var!
◊ İstanbul’daki konserinize gelecekler için öneriniz var mı?
Yanınıza yedek kıyafet alın, sıcak ve terli olacak.
MIX’in kare ası
◊ Starsailor: 2000 yılında kurulan İngiliz grup melankolik sound’uyla kalbimizde özel bir yere sahip. Yarın gece hatıralar canlanacak, şarkılar hep bir ağızdan söylenecek.
◊ Lucky Love: Onda star ışığı var. Tam da gözleri kamaştıran cinsten. Son dönemin yükselen isminin cüretkâr sahnesini kaçırmak olmaz.
◊ Trentemoller: Indie’den shoegaze’e, post-punk’tan elektronik müziğe farklı türleri harmanlayıp eşsiz bir atmosfer yaratıyor. Festivalin ağır toplarından.
◊ Local Natives: Kaliforniyalı Indie rock grubu yaşadıkları çalkantıları şarkılarında dürüstlükle dile getirirken dinleyicileriyle arasında güvene dayalı bir bağ kurdu. Bu bağa canlı tanık olabileceğiz.