Güncelleme Tarihi:
Hep kilo problemi yaşayan biri miydiniz?
- ‘Çok Güzel Hareketler Bunlar’ zamanı 100-120 kilo aralığındaydım, maksimum kiloya 2013’te çıktım. Son durum 156‘ydı. İlkokul zamanları yaşıtlarımla aynı seviyedeyken, ergenlikle birlikte arkadaşlarımla aramda fark edilir bir irilik başlamıştı.
* Hangi noktada bir şeyleri değiştirmeye karar verdiniz?
- 27 yaşımda bir sabah uyandım ve beş ilaç içmek zorunda olduğumla yüzleştim. O gün “Ya geri kalan hayatını elinde tutacaksın ya da 50 yaşı görürsen şükredeceksin” dedim. Hayat daha tatlı tabii!
* Geçirdiğiniz mide ameliyatının üzerinden uzun zaman geçti. Verdiğiniz kilolar için ‘50-60-70’ diyenler oldu. Son durum nedir?
- Dört yılımı doldurdum, toplamda 93 kiloyla vedalaştım.
* Nasıldı o süreç?
- Kolay sanılsa da yeniden doğmak, bebek gibi beslenmek sonra küçüldükçe büyümek gibi. Düşünün ki iyi yemek yapan, yemeği de seven ben, çocuk maması gibi zevksiz ama o süreçte faydalı besinlerle bir ay geçirdim. Sıkıntılı durumlar da vardı. Mesela ilk yıl dökülen saçlar...
* Derilerinizin sarktığı doğru mu?
- 93 kilo verip deforme olmamak imkânsızdı. Bunu uçan bir balonun havasını söndürmek gibi düşünebilirsin. Geçen sene ‘360 body fit’ ameliyatı oldum. Şimdi asıl enerjik görüntüsüyle eşleşen Pelin’i yaşıyorum.
* Kilolu olduğunuz dönemde aldığınız eleştirilerden çok çektiniz mi?
- Kilo verince de eleştiri alıyorsunuz, sonuç değişmiyor. Kilo verince “Biraz daha ver”, az daha verince “Yüzün çöktü, daha verme, al biraz...” Farkında olmadıkları şu; kimseyi mutlu etmek için yaşamıyorum, zayıflamıyorum, değişmiyorum. Bu kendim için seçtiğim bir yol. Kilolu olmak da sağlıksal sorunlarım hariç 27 yıl benim tercihimdi, aynı şimdi ki yaşamımın olduğu gibi...
* Yer aldığınız skeçlerde bile esprilerin bir kısmının kilolarınız üzerinden yapılması sizi nasıl etkilemişti?
- Görünen köy kılavuz istemez. Kimden neyi saklayabilirsiniz ki? Ben de saklayamıyordum. O espriler her zaman yüzlerde tebessüme sebep oluyordu. Hâlâ eski Pelin’in daha eğlenceli olduğunu düşünüyorum.
* Siz en rahatsız eden cümle neydi?
- Net bir tavırla “Sen kesin çok tatlı yiyorsun” gibi nokta atışı yaptığını sanan, kendinden emin cümlelerin hastasıydım. Zayıflayınca gelenler emin olun kiloluyken gelen cümleleri döver; “İçinden insan çıktı” gibi...
* Sektörün oyunculara dayattığı zayıflık algısına gelirsek...
- Saçma buluyorum. Biz Türk kadınları olarak her zaman etine dolgun, balıketli olmuşuzdur. Dizide izlediği olayın kahramanı aslında senin benim gibi. “Zayıf değilseniz başrol oynayamazsınız!” Neden? Benim yaşadığım aşka mı inanmayacaklar yoksa seyirciye 50 kilo olmadığım için çektiğim ayrılık acısı mı inandırıcı gelmeyecek? Ben doğru bir dayatma olduğunu düşünmüyorum.
* Bu baskının bugün zayıflamanızda etkisi var mı?
- Kilo vermenin rol çeşitliliği sağladığını söyleyebilirim ama asla olmam gerekenden veya sağlıklı olmam gerekenden fazlasını vermek için kendimi zorlamıyorum.
* Babanız Rasim Öztekin’den dolayı hayatınız kulislerde mi geçti?
- Aynen, daha kırkım çıkmadan Ses Tiyatrosu’nun kulisindeymişim. Ekipte ilk baba olan da babammış, dolayısıyla ilk bebek coşkusundan nasibimi almışım. Sonra bana Feruş (Ferhan Şensoy) ve Daduş (Derya Şensoy) katıldı. Fuaye, kulis eğlencelerimiz başladı. Kendi yaşıtlarımız parklarda oynarken biz babalarımız oyunda ya da provadayken fuayede kendi oyunlarımızı yazıp oynuyorduk.
* Babanız başlarda oyuncu olmanızı istememiş. Neden?
- Piyasayı bilen bir babanın korkuları olması çok normal. Tabii bana bunu çok sonra ‘itiraf etti’. İlk zamanlar çok kızmıştım. Ne yapmak istesem red cevabı alıyordum. Ferhan Abi’nin (Şensoy) yazdığı bir oyun vardı, Feruş’la Daduş‘un da rol aldığı o kadroda ilk ben de vardım ta ki babamın izin vermemesine kadar. Yıllar sonra “12 yaşında profesyonel iş hayatına girmen çocukluğunu senden almak olacaktı” dedi. Haklıymış. Teşekkürle babiş!
* Sizinle aynı mesleği yapan bir babanız olunca kaçınılmaz torpil mekanizması da işliyor mu?
- Oyunculuğum hakkında her yoruma açığım, tek kabullenmediğim torpil olayı. İşsiz kaldığım günlerde, sezonlarca süren işlerin bir parçası olduğum zamanlar da oldu ama hep kendim olarak bunu başardım. Her şeyi babama danışsam da iş hayatında bize hiç torpil işlemedi.
* Peki kendinizi ispatlamak için daha mı çok çalışmanız gerekiyor?
- Hem daha çok çalışmak, hem de doğru yerde doğru zamanda doğru konumlandırmayı yapabilmek. Ben gizli gizli ajansa kayıt olarak ilk 2005’te ‘Hayat Bilgisi’ dizisine girdim, orada birlikte rol aldığım oyuncu arkadaşlarım sayesinde yeni eğitim sürecine başlayan BKM Mutfak’la tanıştım. Sonra zaten sizlerin gözleri önünde gelişerek ilerledim.
Dibe vurmadan sıçrayamazsınız
* Yeni diziniz ‘Koca Koca Yalanlar’. Dizinin ilk bölümüyle “Aldatılmayı meşrulaştırdınız” ve “Aldatılan hep kadın olarak gösteriliyor” şeklinde eleştiriler aldınız. Katılıyor musunuz?
- Aldatılanın hep kadın olduğuna inanmıyorum ama sanırım çoğunlukla aldatılan taraf kadınlar oluyor. Biz işimizle aldatmayı meşrulaştırmak yerine kadınlara aslında senin, benim, yan komşun Aslı’nın, spor hocan Duygu’nun, teyzen Zeynep’in başına gelen gerçekleri trajikomik anlatmak istiyoruz. Tepkilerde “Kadınları eziyorsunuz” diyorlar ama yanılıyorlar. Biz kadın gücünü göstermek istiyoruz. Önce neler yaşadığımızı göstermeliyiz. Dibe vurmadan sıçrayamazsınız. Kadınları aldatırken aslında erkeklerin nasıl aldandıklarını yeni bölümlerde görecekler.
* Bir dizinin izleyici üzerinde ‘aldatmayı meşrulaştırma’ gibi bir etkisi olabilir mi?
- Herhangi bir diziyi izleyerek katil, tecavüzcü, hırsız olunmuyorsa aldatan eş olmak niye meşrulaştırılmış olsun?
* Siz hiç aldattınız ya da aldatıldınız mı?
- İlk flört zamanlarımda olmuştur belki. Şu yaşlarımda yaşadığım ilişkilerim için bir şey deyip kimsenin hakkına giremem. Eğer yaptıysa ruhum bile duymamış demek.
* Karakteriniz Canan sizin gözünüzden nasıl biri?
- Canan’la ortak noktamız aşk kadını olmamız. Üç kadın arasında okumuş, kendi işini yapan, kızına bakan bir anne. Masumluğunu, kanıp gitmelerini ve patavatsızlıklarını çok seviyorum. Canan son zamanlarda kendimden bir şeyler katmak için heyecanlandığım bir karakter.
* Dizide üç kadının dostluğunu görüyoruz ama bir yandan “Kadın kadının kurdudur” derler. Katılıyor musunuz?
- Eskiden komşuculuk, dert ortaklığı daha fazlaydı. Hemcinslerden yana darbeler biraz araların açılmasına neden oldu. Ama ne yazık ki kabul etmeliyiz, kadınlar olarak bizi bizden iyi kimse anlamıyor. Biz üç kadın; Evrim, Selen, Pelin olarak eski dayanışmayla güç bulduğumuz günlere geri dönerken sizi de birbirinize kenetlemek istiyoruz.
Eski Pelin yaptığında sevimli gelen hareketlerim şimdi öyle algılanmıyor
* Kilo vermek hayatınızda neleri değiştirdi?
- Her şeyi... Uykumu, yürüyüşümü, görünüşümü, gülüşümü... Eski Pelin’den sadece kiloları götürüp yeni tecrübeler, öğretiler, deneyimler ekledi... Mesela dolap yenilenmeyi geçti, tur bindirdi. 60 bedenden 38 bedene kolay geçiştirilecek bir süreç değil. Dolaba ilk yerleşenler stilettolar ve türevi topuklulardı. Son bir yıldır bikiniler ve azıcık göbek dekolteli tişörtler katıldı.
* Sevimliden seksi kadına evrilmek nasıl?
- Korkutucu. Asla nerede nasıl davranacağımı kavrayamıyorum. Eski Pelin yaptığında sevimli gelen hareketlerim şimdi öyle algılanmıyor.
* Kilo verdikçe kadınlığa dair yeni şeyler öğrendiniz mi?
- Duruş, oturuş gibi yenilikler kendiliğinden paket program gibi geliyor. Özellikle giyim kuşam konusunda ilerlemeler kaydediyorsunuz. Hayatınıza moda giriyor. 60 bedenken mahrum kaldığınız tüm kıyafetler “Gel biraz da beni giy” diyor.
* Aşka dair değişimler neler?
- Yengeç burcuyum, yükselenim de Akrep. Haliylefazla duygusal, suyun içinde sıkışmış kalmış biriyim. Aşk her zaman önceliğim olmuştur. Bir kalbin, bir başka kalple bir oluşunu fazla büyülü buluyorum. Ama bu konudaki düşüncelerim 153 kiloyken de 68 kiloyken de aynıydı. Yani aşk, tutku, ruh değişmez.
* Hakkınızda “Kilo verdi, sevgilisini değiştirdi, nişan attı” diye açılan sözlük sayfaları var. Gerçekten sebep zayıflamak mıydı?
- İki kişinin yaşadığı ilişkinin, kimin isteğiyle bittiği bile meçhulken çok net biliyorlarmış gibi yazıyorlar. Aşk tükenebilir, sevgi bitebilir, bazı egolar savaşa dönüşebilir. Önemli olan bittikten sonra her iki tarafın mutlu olması. Ben kendi adıma gayet mutluyum.
* Çapkın bir kadına dönüştüğünüz doğru mu?
- Düzeni ve devamlılığı seviyorum. Her çiçekten bal almak yorucu ve sonu belirsiz.
Pelin Öztekin, beş yıl önce ‘Çok Güzel Hareketler Bunlar’ sahnesinde...
Pelin Öztekin’in başrollerinde olduğu ‘Koca Koca Yalanlar’ pazartesi 20.00’de Kanal D’de.