Sesini soluğunu bulmuş bir sinemacı: Emin Alper

Güncelleme Tarihi:

Sesini soluğunu bulmuş bir sinemacı: Emin Alper
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 29, 2020 07:00

SİYAD Ödülleri’ne ‘Kız Kardeşler’ tam anlamıyla damga vurdu. Bu vesileyle 8 dalda ‘mutlu son’a ulaşan filmin yönetmeni Emin Alper’in sinema serüvenine ve bundan sonra yapacaklarına göz atalım dedik.

Haberin Devamı

Tüm sanat dallarında olduğu gibi sinemada da yaratıcının kendi sesini, ruhunu, üslubunu bulması ve kariyeri boyunca belli bir tutarlılıkla yoluna devam etmesi çok önemli bir kriter… Sinemamızın (artık) orta yaş yönetmenlerinden (1974 doğumlu kendisi) Emin Alper, ilk adımı olan ‘Tepenin Ardı’, sonrasında gelen ‘Abluka’ ve nihayetinde ‘Kız Kardeşler’ düşünüldüğünde kuşağının etkili ve derin yaratıcılarından biri.

‘Üniversitenin sinema kulübü benim için okul gibiydi’

Geçen pazar gecesi YouTube üzerinden yapılan SİYAD ödül töreninde tam sekiz dalda ‘mutlu son’a ulaşan ‘Kız Kardeşler’in yaratıcısının sinematografik yolculuğuna baktığımızda yaşadığımız coğrafyanın dertlerini çatısı iyi kurulmuş öyküler ve senaryosu sağlam yazılmış filmlerle perdeye taşıdığını görüyoruz.

Sesini soluğunu bulmuş bir sinemacı: Emin Alper
Kız Kardeşler

Haberin Devamı

Uzun metraj serüveni 2012 tarihli ‘Tepenin Ardı’yla başlayan Alper, sinemacı olmaya nasıl bir motivasyonla başlamış? Cevabı kendisi veriyor: “Ortaokul yıllarından beri hikâye anlatmaya ve anlatı sanatlarına karşı yoğun bir ilgim vardı. Üniversitenin ilk yıllarında da zamanımın önemli bir kısmını tiyatro, sinema ve edebiyatla geçiriyordum. Birkaç yıl içinde sinema bunların arasından biraz daha öne çıktı. Boğaziçi Üniversitesi Sinema Kulübü’nde geçirdiğim yıllar benim için bir sinema okulu işlevi gördü.”

Her sinemacının etkilendiği öncüleri, sevdiği, dünyasına ilgi duyduğu isimler, yaratıcılar vardır muhakkak. Bize bu derin ve dertleri olan filmleri sunan Alper’inkiler kimler acaba? “Visconti, Rossellini, Ettore Scola, Taviani Kardeşler, Fassbinder, Louis Malle, Kubrick, Haneke ilk aklıma gelen isimler. Bende derin izler bırakan filmleri düşününce de ilk elde aklıma Leo Carax’ın ‘Kötü Kan’ı, Lilliana Cavani’nin ‘Gece Bekçisi’, Marcel Carne’nin ‘Cennetin Çocukları’, Kieslowski’nin ‘Öldürme Üzerine Bir Film’i geliyor. Yakın zamanda çok etkilendiklerim arasında ‘Son of Saul’u sayabilirim” diye cevap veriyor.

Haberin Devamı

‘Çok komiktir ama bunu yakınlarına gösterir’

Peki, Emin Alper sinema dışında nasıl biri? Çok yakın arkadaşı, spor yazarı Bağış Erten anlatıyor: “Her şeyden önce çok komik bir adamdır. Ama bunu sadece en yakınlarına gösterir. Yakın ilişkilerinde oyuncudur çok. Egosu yoktur hiç. Çocuklarla arası iyidir. Gençlere ilgisini esirgemez. Senaryolarını okur, yorum yapar, onların davetlerine hayır demez. İyi bir edebiyat okurudur. Yeni yerler görmeyi çok sever. Yunanistan’ın Pelion bölgesini apayrı sever. ‘Mana mou Hellas’ şarkısına hastadır...”

‘Yeni projem popülizm üzerine olacak’

“Yeni projemizi 2021 yazında çekmeyi planlıyoruz. Bir kasabaya yeni atanan genç bir savcıyla yörenin belediye başkanı arasındaki çatışmayı konu alıyor. Biraz popülizm üzerine, biraz siyasi yalnızlık ve izolasyon hisleri üzerine düşünen bir film olacak sanıyorum.” 

Haberin Devamı

‘Alef’te kazandığım tecrübeden memnunum

“‘Alef’ dizisinde kendi filmlerimde sahip olmadığım prodüksiyon olanaklarıyla çalıştım. Kendi filmlerimde çekmeyi tahayyül bile edemeyeceğim büyüklükte sahneler çektim. Kazandığım tecrübeden ötürü memnunum.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!