Güncelleme Tarihi:
Derginizin mottosu ‘Yaşam Kültürü Dergisi’. Nedir yaşam kültürü dergisinin tam karşılığı?
- Ele aldığımız konular bilinçli farkındalık, yoga-meditasyon gibi pratikler, çevreye duyarlı kullanım alışkanlıkları, doğaya saygılı yaşam, bütünsel sağlık... Bunların hepsi bir bütünün parçaları. Dolayısıyla ortaya bir yaşam kültürü çıkıyor.
◊ Neden böyle bir dergi çıkarma ihtiyacı hissettiniz?
- Hayatlarımız her geçen gün daha da stresli ve yoğun oluyor çünkü. Bu döngüyü kırmak istiyorsunuz ama olmuyor. Sade işte bu yolda elinizden tutacak bir arkadaş gibi. Çünkü sosyolojik bir değişim içindeyiz. Bunca zaman hiç ihtiyacımız olmayan şeylere sahip olmak için hem kendi hayatımızı hem de yaşadığımız toprakları, gezegeni mahvettik. Evimizde yaptığımız bahar temizliği gibi hayatımızda da hem maddi hem manevi anlamda
silkinsek epey rahatlarız.
◊ Bu mümkün mü?
- Kimsenin insanları stresten kurtaracak sihirli bir formülü yok. Dertler de farklı farklı. Belki birileri bu aralar çok duyduğu üzere ‘an’da kalmaya çalışıyor ama nasıl yapacağını bilemiyor. Yogaya başlamak istiyor ya da duygusal sebeplerle yemek yediğinin farkında ama hangi duygusu buna sebep oluyor anlayamıyor. İşte bunlara benzer soruların cevapları var dergimizde. Hepsini de işin uzmanları yazdı. Psikiyatr Alper Hasanoğlu, uzman diyetisyen Simge Çıtak, bütünsel sağlık uzmanı Ebru Şinik, yoga eğitmenleri ve daha çok sayıda tecrübeli isim...
◊ Kapak konunuz ‘Hayattaki kilitleri açmanın yolları’; bu tip okumalar yaparak insanlar hayatlarında gerçekten bir şeyleri değiştirebilir ve yeni yollar açabilir mi?
- Elbette yapabilirler. Bazen kendi düşünce kalıplarımıza o kadar takılıp kalıyoruz ki bir şeyleri değiştirebileceğimizi fark edemiyoruz. Psikologların da söylediği üzere düşünceler duygularımızı yaratıyor. Düşünceleri yönetmek de bizim elimizde.
Artık kendimizi yarış atı gibi değil insan gibi hissetmek istiyoruz
Savur, “Bunca zaman hiç ihtiyacımız olmayan şeylere sahip olmak için hem kendi hayatımızı hem de yaşadığımız toprakları, gezegeni mahvettik. Daha çok para kazanmak için şehirlere akın ettik. Binalar yükseldikçe hayatımız daraldı. Kalabalık içinde hayat mücadelesi sertleşince stresimiz arttı. Artık denge istiyoruz, kendimizi yarış atı gibi değil insan gibi hissetmek istiyoruz. O yüzden ister ‘kişisel gelişim’ deyin ister başka bir şey, bu alana ilgi arttı. İnsanlar yardım arıyor, ‘Beni kurtarın’ çığlığı atıyor. Sadeleşme akımı da bunun bir sonucu... Ama sadeleşme de aklımıza birkaç eşyayla yaşadığımız, kimilerine çok keyifsiz görünen hayatları getirmemeli. Herkes bunu kendi ihtiyacına, zevkine göre uyarlayabilir” diyor.
◊ Peki siz dergiye başladıktan ve bu konulara girdikten sonra hayata bakışınızda neler değişti?
- Aslına bakarsan tam tersi oldu. Ben bu konulara girdikten sonra dergi başladı. Galiba bir çekim oldu aramızda. Ben zaten oldum olası pozitif bakmaya çalışırım hayata, şükretmeyi bilirim, iç sesimi dinlerim, o sesle huzur bulurum. Geçen yıl yoğun iş hayatıma bir süre ara verince kendimi yogaya verdim mesela... İç dünyamla daha çok baş başa kaldım, şehir hayatından kaçıp Ayvalık’ta uzun aylar geçirdim, doğaya karıştım. Zaman ve parayla ilişkimiz üzerine düşündüm. Şimdi de keyifle dergiyi hazırlıyorum.
Derginin ilk sayısından bazı başlıklar
Aşama aşama bilinçli farkındalık, Yeni başlayanlar için meditasyon, Yoga aslında nedir, neden yapıyoruz? Seks terapisi nedir? Ay takvimi duygularımızla ilgili ne söylüyor?