Güncelleme Tarihi:
Bir ihtimal, hayranlarını şaşırtmak istemiyor ve kendisinden bekleneni yapıyor. Bir ihtimal de (ki bu da bir önceki ihtimalin devamı) başka türlüsünü, kimselere dinletemeyeceğini düşünüyor olabilir.
Genellikle bir yaz şarkıcısı olarak bildiğimiz Serdar Ortaç, bu yazı Sinan Akçıl ile ‘Yüzyılın Aşkı’nı arayarak geçirmiş, daha keskin bir hareket çekmemişti. Meğer sonbaharı, kışın yaklaşmasını bekliyormuş. Şaşırtma adına bu var; sayılır mı, ayrı konu.
İlk albümü ‘Aşk İçin’, 90’ların o bolluğunda bir ‘çeşit’ olarak görülmüş, hemen hemen hiç kimse ikinci albümünü yapabileceğine ihtimal vermemişti. Hepimizi yanılttı. Öyle bir nokta geldi ki ‘Serdar Ortaç müziği’ diye tabir edilen şekil/anlayış, pop piyasasının 1 numaralı şekli/anlayışı oldu.
Az müzik, üzerine bol laf, birinci özelliğiydi. Az müziğin de mümkün olduğunca tatsız/lezzetsiz ama ritimden yana göbek atmalık olması şarttı.
‘Gıybet’in kaldığı yerden başlıyor sözüne. Çok basit, hatta hafif tenekemsi bir girişten sonra, albüme adını veren şarkıyla saydırdıkça saydırıyor. Mesele her zamanki gibi: Uğruna şarkı yazılmış her kimse, Serdarımızın kıymetini bilmemiş. Elbette, o kadar da mutsuz olmadığını gösterecekti: “Şimdi sahneye çıkıcam, çıkıcam, çok güzel bir aşk yapıcam, yapıcam.”
Albümün ikinci şarkısı (‘Havalı Yârim’) Yıldız Tilbe’nin varlığı sebebiyle bir parça havayı değiştirir sananlar, yanılıyor. Ortaç, vokal biçimine hafif Tilbemsi bir şeyler katmış ama tersi daha keskin; Tilbe genellikle gel/gitli olagelmiş vokal tarzına, Ortaçımsı bir şeyler katmakta, bir an bile duraksamamış: “Zehirli bal gibisin, fırtınalısın...”
Albümün sonrası da aynı. Hep aynı. Müzik mi? Aynı bile değil. Hep aynı şarkı demek, daha mantıklı. Müzik adına bir şey olmasa da, tiyatro adına çok şey var albümde. Ortaç, sesiyle/vokaliyle kestiği rol sebebiyle bir ödülü hak ediyor. P.M. Dawn’ın Boy George’lu single’ı ‘More Than Likely’yi tost-modern çizgilerle tekrarlamış bir kapağa sahip ‘Cımbız’, popun son nefesini vermek üzere olduğunun acıklı bir belgesi.