Güncelleme Tarihi:
Petek Dinçöz’le ilk kez röportaj yapacağız. O benim için dansları, şarkıları, yarattığı magazin gündemi ve assolistliğiyle 2000’lerin en önemli figürlerinden biri. Randevu saatine erkenden geliyor. Hazırlıklarını çoktan bitirmiş, kahvesini içiyor. Hep çok güzel; zaten yaş almayı sevmediğini söylüyor ve her gün aynada genetiğiyle oynadığını anlatıyor. Yeni nesil ünlülerin aksine içinden geldiği gibi tüm dobralığıyla başlıyor sohbete...
◊ Uzun süredir ortalarda yoksun. En son Miami’ye yerleştiğini ve evlendiğini duyduk...
Evet. Yıllar sonra ilk röportajım. Çok heyecanlıyım Hakan. Tası tarağı topladıktan sonra ‘Çocuğumun geleceği için Miami’ye yerleştim ve müzik kariyerim de bitti’ demiştim. Ama şimdi yeniden döndüm. Ellerimi tut bak, buz gibi... Yeniden başlıyor gibi, çok heyecanlıyım.
◊ Miami’den dönmeye neden karar verdin? Temelli mi döndün?
Oğlum İrfan Aslan’ın babasıyla boşandık, velayetini ben aldım ve ‘Yurtdışında bir hayat kurup oğlumla orada yaşayayım’ dedim. Annem, ben ve oğlum... İstanbul’daki her şeyimi sattım ve orada okyanus manzaralı bir ev aldım. Oğlumu okula yazdırdım. Bu arada İstanbul’a geldim, beş şarkı hazırlayıp klip çektim. Sır perdesiyle müzik piyasasına giriş yapayım dedim. Ama baktım uzaktan olmayacak. Aslan da zorlanıyor, gel-git için mesafe de uzak. Dönmeye karar verdim.
◊ Bu arada bir de evlendin. Nida Bey nerede bunlar olurken?
Sana en başından anlatayım. Nida (Büyükbayrakdar) benim çocukluk aşkımdı. Aslında ben 17 yaşındayken tanışmıştık.
◊ Aa, sonra ne oldu?
Âşık oldum, sevdim ama yaşım çok küçüktü, o 25 yaşındaydı. Annem de genç evlilik yapmış, beni 17 yaşında dünyaya getirmiş. O sebeple istemedi ve beni İzmir’e kaçırdılar. Nida beni her yerde aramış ama bulamamış. Sonra Nida’nın hayatına çocuklarının annesi girmiş, benim hayatıma başka biri girdi. Film gibi yani...
◊ Yıllar sonra birbirinizi nasıl buldunuz?
Birbirimizi bir şekilde yeniden bulduk. O da evlenip boşanmış. Ben Miami’deydim. Ve ilk kez birbirimizi görüntülü olarak aradık.
◊ 17 yaşındaki aşkını yıllar sonra görmek nasıl bir şeydi?
Elim ayağım titredi. Saat farkı vardı. Saçımı, makyajımı kendim yaptım. Beni gördü, “Petek yıllar seni hiç değiştirmemiş” dedi.
◊ O değişmiş miydi?
Yok, zaten ona da söyledim, “Sen değişmiş olsaydın bir limonata içer, hemen naşlardım” dedim. Nida o konuşmada ilk buluşmamızda üzerimde olan kıyafetlere kadar anlattı. Sanki yıllar geçmemiş gibiydi. Birbirimizin tutkuyla gözlerinin içine baktık ve bakıyoruz. Oğlum Aslan’ın da Nida Abisiyle arası çok iyi. Nida’nın üç çocuğu var. Onlarla kardeş oldu. Hep kalabalık bir aile istiyordum ve Allah nasip etti. Hayatımda çok sıkıntılar yaşadım, benim için hayat bitti mi dediğim çok anlar oldu. Ama şimdi yeniden küllerimden doğdum.
◊ Sizin evlenme sebebiniz olarak hamile olman gösterilmişti. Ne diyorsun bu iddialara?
Fahrettin Aslan ben assolistlik yaparken “Bak, duvarda bir sürü isim ve afiş var. Sen de bu sektöre girdin. Kimsenin söylediğini takmayacak, kavga etmeyeceksin” demişti. Kulağıma küpe oldu bu laf. Çok şey söylendi. Cevap vermek istemedim, istemiyorum. Nida ev aldı dendi, X kişiyle birlikte dendi, hamile mi dendi... Hayır, hamile değilim ama yeniden anne olmak isterim. Ben zamanı kaçırmak istemeyen bir kadınım. Zamana ayak uydurmuyor, zamanı donduruyor, öyle yaşıyorum.
◊ Hiç aldattın ya da aldatıldın mı?
Aldatılmış olabilirim... Kesin aldatılmışımdır ama yakalamadım. Asla kimseyi aldatmadım. Ben at gözlüğü takan, aile mefhumunu çok seven bir kadınım.
◊ Sen sahnede hep cesur kıyafetler giydin. Nida Bey kıskanç mıdır?
Çok kıskanç ama sahiplenilmek hoşuma gidiyor. Evlenmeden önce “Ben işimi yapacağım, 20 sene önce de transparan kıyafetle Günay’da, Maksim’de sahne alırdım, bunlara karışmayacaksın” dedim. Evde Didem, sahnede Petek’im.
◊ Didem senin gerçek adın mıydı?
Evet, ben mahkeme kararıyla mankenliğe başladığım dönem adımı Petek yaptım.
◊ Yeni şarkın ‘Sevgi Arsızı’ kısa süre önce yayımlandı. Sırada neler var?
Evet, beş şarkı hazırladım ve hepsine klip çektik, üçer hafta arayla gelecekler. İki tanesi yayımlandı: ‘Çılgınlar Gibi’ ve ‘Sevgi Arsızı’. Yeni nesle ayak uydurmaya çalışıyorum. TikTok’a falan giriyorum. Her an bir canlı yayın program sunuculuğu sürprizi olabilir. Yurtdışı bağlantılı güzel bir projemiz var. Ayrıca iki ay sonra Orlando’da bir rap’çiyle düet yapacağız. Beni sevmeyenler sevinemeyecekler çünkü geri döndüm!
◊ Sen hâlâ assolist misin?
Göreceli ama ruhuma sorarsan assolistim. Yapacak bir şey yok, ben buyum, assolist ruhu taşıyorum, elimden geldiğince de sesimi geliştirmeye çalışıyorum.
Arkamı dönüyorum, ‘Allah belanı versin’ diyorlar
◊ 17 yaşında Kıbrıs’taki güzellik yarışmasına katılıyorsun, ardından dizi oyunculuğu, sunuculuk, şarkıcılık geliyor... Hayatın bir film olsa türü ne olurdu?
Dram, korku, komedi... Tek bir film olmazdı hayatım zaten, ancak dörtlü bir seri falan yapılabilirdi. Sen 17 yaşında ilk işim neydi biliyor musun?
◊ Neydi?
İstanbul’da araba fuarları vardır ya,
15 dakika mankenler gelip poz verirler... Ben sabahtan akşama kadar orada hosteslik yapıyordum. Ayaklarım su toplardı, evde annemle ayaklarımı tuzlu suya koyardık. Zaten annemle yaşıyordum.
◊ Nasıl bir evdi?
Evde bir halı, bir yer yatağı vardı.
◊ Anne-baban ne zaman ayrılmış?
3 yaşımdayken. Çok genç yaşta da babam akciğer kanserinden vefat etti. Ben annemle kaldım, erkek kardeşim baba tarafında kaldı. Benim biraz erkek ruhum var. Karşında yapma bebek gibi durabilirim ama aileyi geçindiren bendim. Üniversite okuyamadım, birçok arkadaşımıza her fırsatım olduğunda burs verdim, onlar benim en büyük gururlarım oldular.
◊ Oysa biz seni hep dans eden, eğlenen kız sanırdık...
Yok, ben sabır çekmeyi çok erken yaşta öğrendim. Baba olmayınca... Mekânı cennet olsun, şimdi konuşmak da olmaz... İşleri yoğundu, görüşemiyorduk diyelim. Ben hem kız hem erkek evlat gibi kendimi büyüttüm. Zoru başardım, kendimle gurur duyuyorum. Anka kuşu gibiyim, küllerimden doğdum. Şimdi oğlum Aslan uyurken onu izliyorum ve ‘Senin çok güçlü bir annen var, arkandayım dağ gibi’ diyorum. Bu şarkılarım arasında ‘Büyük Ustam’ diye de bir parçam var. Dinlediğimde ağladım ve ağlayarak oğluma okudum o şarkıyı da...
◊ 2000’lerden bugüne Türkiye magazinine damga vurdun. Hayatı bu kadar izlenerek yaşamak nasıldı?
Zordu. Aslında kendimi çok uzak tutmaya çalıştım. Özelim özelde kalsın dedim ama başaramadım. İyi ki de başaramamışım. Yeri geldi üzüldüm, ağladım, yeri geldi sevindim, hiçbir zaman Pollyanna olmadım. Ben maskesiz bir kadınım,
ne hissediyorsam suratıma yansıyor. Ben de her şeyi paylaşmayı seçtim. Beni sevmeyen önyargılı insanlar oldu. Neler yaşadıklarımızı bilmiyorlar. Ben de artık oluruna bıraktım. Mutluysam mutluluğumu paylaşıyorum, saklamıyorum.
◊ En büyük pişmanlığın ne?
Çok var ama söyleyemem. Şanslıyım, oğlum var, Nida ile evliyim ve sekiz sene sonra yeni şarkılarımla karşınızdayım.
◊ Şarkıcılığını beğenenler, eleştirenler oldu. Sence iyi bir şarkıcı mıydın?
Şarkıcılığıma şimdi güveniyorum. Çok ders aldım, çalıştım. Ben oldum demiyorum, hâlâ eğitim alıyorum. Mankenlikten şarkıcılığa geçtiğim için de herkeste bir önyargı vardı. Ama şimdi portföy o kadar genişledi ki; sanal ortam var, YouTube, TikTok... Bir şarkı anında patlayabiliyor ve müzik sektörü değişiyor. Biz şanssızdık, işlerimizi paylaşamıyorduk. Şimdi başarılı bulduğum Aleyna Tilki var, o da hatalar yaparak doğruyu buluyor. Ben de öyle şeyler yapmıştım. Ama zamanla hoş görmeyi öğreniyorsun.
◊ Çok başarılıyken bir anda yok oldun. Müzikal olarak önün kesildi mi?
Sence? Yaşadıklarımı da yaşayamadıklarımı da duymuşsundur. Şanssızlıklar yaşamışımdır ama şu an buradayım.
◊ Bu sektör içinde bunca yıl sonunda dostlukların var mı?
Bu piyasada bir tane bile dostum yok. Yüzüme karşı “Çok sevindim geri dönmene” diyorlar; arkamı dönüyorum, “Allah belanı versin” diyorlar. Yeni başlayacaklara da söyleyeyim, kimseye güvenmesinler.
◊ 17 yaşında Petek’i bugün görsen ona ne söylerdin?
Her şey güzel olacak. Yaşaman gereken her şeyi yaşayacaksın; bunlar seni büyütecek, devam et.
Eskiden biraz denyoydum,
şimdi çok sabırlıyım
◊ Oğlun Aslan 7 yaşında...
Ne çabuk büyüdü, inanılmaz. Annelik çok farklı bir şey gerçekten. Kendimden önce oğlumu düşünüyorum her zaman. Annelik beni olgunlaştırdı, sakinleştirdi. Eskiden biraz denyoydum, şimdi çok sabırlıyım.
◊ Bir de bebek kaybettin sanırım. Oğlunun doğumundan sonra mı olmuştu?
Hayır, öyle bir şey yok. Ben olduğunu zannetmişim. Kader; alnımıza
ne yazıldıysa o oluyormuş. Ama inşallah Nida’dan da bir çocuğum olur.
◊ Bir röportajında “Anne olmak kendimi seksi hissetmemi sağladı” demişsin. Öyle mi gerçekten?
(Gülüyor) Benim doğuma bir girişim var Hakan. Takma kirpikler, kaynaklar... Çocuk beni güzel görsün istedim. Bazen öyle çılgınlıklarım olabiliyor.
◊ Hep mi bakımlısın?
İkizler burcuyum; bir dönem ruj bile sürmem, bir dönem sabah kalkınca bile şıkır şıkır makyajlı olurum.
Her gün aynada
genetiğimle oynuyorum
◊ Yaş almakla aran nasıl?
Yaş almayı sevmiyorum. Türkiye’deki idolüm Ajda Pekkan. Eğer oyuncu değilsen, göz önünde bir sahne kadınıysan muhakkak kendine bakmak, frapan olmak zorundasın. Bir doğallıktır gidiyor. Kuaförlük yapanlar, fön çekmeyi, maşa yapmayı unutacaklar. Beyoncé, Shakira ve Jennifer Lopez’e bak, öyle mi? Sahnede doğal olmayacaksın. Sahnede olabildiğince frapan, kokoş olmak istiyorum. Bambaşka bir ruh haline giriyorum.
◊ Güzelliğin genetik mi?
Açıkçası ben beyin ve düşünce gücüne inanıyorum. Her gün aynada genetiğimle oynuyorum.
◊ O nasıl oluyor?
Delirmişim gibi bakma, gayet iyiyim (gülüyor). Her gün aynanın karşısına geçip kendimi motive ediyorum. Şu bardaktaki suyu içerken ‘Bana şifa olacaksın, beni gençleştireceksin’ diye suyu bile kodluyorum.
◊ Estetik yok mu hiç?
Yalan söylemeyeceğim, estetiği çok seviyorum. İmkânın varsa yaptırabilirsin. Ben gözüme ne hitap ediyorsa, kendim için muhakkak küçük rötuşlar yapıyorum.