‘Pat pat pat diye, terminatör gibi içimden geleni söylerim’

Yılbaşı çekimi için buluşuyoruz Feyza Civelek’le. Üzerinde gösterişli bir kırmızı tuvaletle çekime hazır. O doğal haliyle esprili olabilenlerden. Her an bir ‘spoiler’ patlatmaya hazır, “Aykırı olmayı seviyorum” diyor. Canlandırdığı karakterle o kadar bütünleşmiş ki kafamda bazen ona “Feyza” değil “Nilay” diye sesleniyorum. Ve başlıyoruz muhabbete...

Annen Melis Civelek senarist. Bu yıl ‘Altın Kelebek’ de kazandı. Senarist bir annenin kızı için tek seçenek oyuncu olmak mıydı?

Aslında tam tersi. Annem bu sektörde olmamı hiç istemedi.

Neden?

Çünkü belirsiz ve zor bir sektör, kaygan bir zemin. Ama ben oyuncu olmaya karar verince de bana destek oldu, arka çıktı.

Oyuncu olmaya nasıl karar verdin?

Kamerayı sevdim hep. Daha çocukken kendime videolar çekerdim. Şimdi 29 yaşındayım ve 15’imden beri dizilerde oynuyorum.

Oyunculuk eğitimi aldın mı?

Harvard Üniversitesi’nde ve New York Film Academy’de oyunculuk eğitimi, Ümit Çırak ve Merve Taşkan’dan dersler aldım. Şimdi de Beykent Üniversitesi’nde oyunculuk okuyorum.

Annenin yazdığı dizide oynuyorsun. ‘Torpillidir’ gibi önyargılarla çok karşılaştın mı?

Çok karşılaştım ama meyve veren ağaç taşlanır, insanlar oyunculuğumu görünce torpilli olmadığımı anlıyor. Ancak çok yıpratıcı ve zorlayıcı dönemlerim oldu.

Annen sana torpil geçmez mi?

Asla çünkü inanılmaz adil bir kadındır. ‘Kızılcık Şerbeti’ne girerken de deneme çekimine girdim ve öyle seçildim.

Senaryoya yazılırken hiç müdahale ettiğin olmaz mı?

‘Adını Feriha Koydum’da birkaç kez müdahale etmeye çalıştım ama hiçbir zaman realize olmadı. Zaten artık profesyonel baktığımdan ağzımı açmıyorum.

Sonraki bölümlerde neler olacak biliyor musun?

Hayır, hem adil olması için hem oyunculuğum etkilenmesin diye. Herkesle aynı anda bileyim ki ona göre tepki vereyim.

Çok küçük yaştan beri setlerdesin. Neler yaşanıyor setlerde?

Mesela sevgiliyken dünyanın en büyük âşıkları gibi davranıp ayrılınca sonra düşman kesilenler oluyor. “Ben bu rolü oynamam” diye yapımcıya kadar arayanlar oluyor...

ZAYIFLAYINCA BİR SÜRÜ TEKLİF GELDİ

Bir dönem kiloluydun, sonra kilo verdin, zayıfladın... O dönemde sektörde baskı yaşadın ve zorlandın mı?

Tabii yaşadım çünkü bizim ülkemizde kilolu oyuncuya başrol vermiyorlar, görüntü çok önemli. Bana da başrol vermediler ama daha sonrasında kendimi hazır hissettim ve 21 kilo verdim. Zayıflayınca bir sürü teklif geldi, çok etkisini gördüm.

Neler yaşadın?

Eskiden kilolu zamanımda mesela kıyafetim large (büyük) beden oluyordu. Etiketini yırtıp oraya small (küçük) etiketi dikiyordum.

Ama karşındaki seni görüyor... Bu neyi değiştiriyordu?

Bu bir şekilde kendimi avutmaydı aslında.

Instagram’ında çok güzel, seksi pozların var. Sosyal medyada kendine ne kadar filtre ve Photoshop uyguluyorsun?

Zayıflatma anlamında çok Photoshop kullanmıyorum. Renk veriyorum sadece, natürellik bence her zaman daha iyi.

Seni artık canlandırdığın karakter ‘Nilay’ gibi görüyoruz. Bu da herhalde bizi ne kadar inandırdığının bir göstergesi. Sen rolünü benimsedin mi?

Nilay’ı çok benimsedim, çok kendim gibi görüyorum artık. Bazen ‘Feyza’ gibi değil ‘Nilay’ gibi düşünmeye başladım biliyor musun? Gerçekten rolü çok benimsediğim için de iyi çıkardığımı düşünüyorum.

Sana benzeyen tarafları var mı?

Bazı huyları... Ben de bazen patavatsızım, pat pat pat diye, terminatör gibi içimden geleni söylerim. Böyle olduğum için hayatta çektiğim de oldu ama daha çok iyi yönlerini görmeye çalışıyorum.

Nilay bazılarına göre sevimli bazılarına göreyse kötü bir karakter, sence?

Kötülük biraz göreceli bir kavram. Yeri geldiğinde evet kötü bir karakter ama sevgi görmemiş bir kız, o yüzden sevgi görmek için binbir türlü numara yapıyor. Oysa içinde iyiliği barındıran, vicdanlı da bir kız olduğunu düşünüyorum.

Sende kötülük var mı?

Çok kötüyüm. Şaka yapıyorum. İyi bir insanım, iyilikten kaybettiğim de çok oldu.

O KADAR ÜZÜLDÜM Kİ SEDEF HASTASI OLDUM

Saçların peruk mu?

Evet.

Neden?

Sedef hastasıyım.

Geçmiş olsun...

Sağ ol, köpeğimi kaybedince o kadar üzüldüm ki sedef hastası oldum. O benim her şeyimdi. Sonra arkadaşım yurtdışından bir ilaç getirdi. Onu kullandım, komple saçım döküldü. Şimdi mezoterapiye gidiyorum. Altı ay sonra peruk çıkacak, kaynak takılır hale gelecek. Ama bu durum beni çok üzdü.

Kaç peruğun var?

Bir tane fiks kullandığım var.

Normalde de kapalı olduğun için peruk taktığını düşünenler olmuştu... Daha önce hiç başını kapatmış mıydın?

Bana çok yakıştığını söylüyorlar ama hiç kapanmadım.

Role nasıl hazırlandın?

Kitap okudum, film izledim, kapalı insanları gözlemledim, birkaç kapalı arkadaşım var, onlardan esinlendim. Ama karakterin fitne fesatlığı kendi doğallığımdan.

AŞK İÇİN GURURUMU AYAKLAR ALTINA ALIRIM

Sizin hikâyede aldatma konusu da hep gündemde. Senin aldatmaya bakışın ne?

Başıma gelmesini istemediğim hiçbir şeyi başkasına yapmam. Erkek de kadın da yapmamalı. Bana göre bir insanın sadakati asaletidir. Benim başıma gelse ayrılırım, çocuğum için bile aynı evde yaşayamam. Bir insan sana bunu yapıyorsa ayrılacaksın.

Şimdi hayatında biri var mı?

Dokuz aydır beraber olduğum biri var. Ailelerimiz falan da tanıştı. Ciddi görünüyor, düğüne bekliyorum Hakancığım (gülüyor).

Oyuncu mu?

Hayır, turizmle ilgileniyor. Sektörden biriyle olma fikrine hiç sıcak bakmadım.

Nasıl bir âşıksın?

Aşk gündüzleri onu görmek için uyanma, geceleri onu görmek için uyuma sebebim. Beni tamamlayan şey. Ben aşk kadınıyım, hayatımdaki en önemli şey aşk, aşksız bir hayat düşünemiyorum.

Sevgilin Ali Can’ın neyine vuruldun?

Yaşam tarzlarımız birbirine yakın, iyi anlaşıyoruz, birlikte eğlenebiliyoruz. Birbirimizi çok seviyor, aşkımızı sahipleniyoruz.

Sen de ‘Nilay’ gibi aşkın için mücadele eder misin ve ne kadar ileriye gidersin?

Sonuna kadar giderim. Aşk için gururumu da ayaklar altına alırım. Ama aldatılmayı asla affetmem.

O DİZİDE KAYBOLAN ÇOCUK ASLINDA BENİM

Senin hikâyen nerede başlıyor?

İstanbul Şişli’de doğdum. Annem Hataylı, babam İzmirli. Depremde 50’den fazla arkadaşımı ve büyüğümü kaybettim.

Nasıl bir çocukluk yaşadın?

Ben evin gözbebeğiydim, bir de erkek kardeşim var. Koç Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’nde okuyor. 2000 doğumlu. Kardeşim, ben ve annem çok mutluyuz.

Baban?

Çok görüşmüyoruz.Çok ilgili bir baba hiçbir zaman olmadı. Ama büyüdükçe görüyorum ki bu durumu yaşayan çok çocuk varmış...

Senin hayatından etkilerini dizilerde görüyor muyuz?

Çok yeni gördünüz...

Aaa, hangi sahnede?

Annem ‘Sandık Kokusu’nu da yazıyor. Oradaki kaybolan çocuk aslında benim.

Ne zaman kayboldun?

5 yaşında otobüsle Hatay’dan İstanbul’a gidiyorduk. Babam tuvalete gitmek için otobüsten inmişti, ben de arkasından indim. Sonra başka bir yere giden otobüse binmişim. Babam sabaha kadar beni bulamadı, anneme de fenalaşır falan diye söylememiş. Sabaha karşı bulunmuşum.

Başka böyle ilginç şeyler var mı?

‘Adını Feriha Koydum’ ilk oynadığım dizi, oradaki kapıcı kız bizim mahallede görevli bir apartman görevlisinin kızıydı. Arkadaşımdı benim. O karakterin yalan söylemelerinde falan oradan esinlenmişti.

2023 denince yüzünü en gülümseten şey neydi?

İki şey var; biri aşk, diğeri ‘Kızılcık Şerbeti’nin başarısı.

Yeni yıl dileğin ne bu sene?

Mutlu, huzurlu, başarılı, aşk dolu ve kariyerimde daha da merdivenleri çıkacağım bir yıl diliyorum. Ülkemiz ve dünya adına da artık şiddet olmasın diyorum.

Çapkın mısın?

Eskiden hızlı zamanlarım vardı, şu an değilim.

Nasıl tavlarsın?

Bakışlarımla... “Şeytan tüyü var” diyorlar. Ağzım da iyi laf yapar.

Hayatındaki en büyük dönüm noktası neydi?

‘Kızılcık Şerbeti’ne başlamak.

Biriyle baş başa yemek yeme şansın var, kim olabilir?

Lady Gaga, hayatımdaki tek idolüm.

Seni sen yapan özelliğin...

Doğallığım.

Arkadaşlarının sende en çok değiştirmek istediği özellik ne?

Takıntılı olmam. Bir şeyi on kere söyleyebiliyorum. Bir de düzensizliğim.

Oyunculuğunun dışında adın söylendiğinde akla ilk ne gelir?

Çılgın Feyza, aykırı olmayı seviyorum.

En beğendiğin jön kim?

Oyunculuk anlamında Halit Ergenç.

Aldığın en ilginç teklif neydi?

Geçen gün biri yazmış: “Lütfen sizi bir dakika göreyim, 100 bin TL veririm.”