Güncelleme Tarihi:
2017’de Chanel, markanın yaratıcısı Coco Chanel’in ruhunun yansıması olan bir koku yarattı: Gabrielle Chanel. Koku kısaca Gabrielle ‘Coco’ Chanel’in, Coco Chanel olmadan önceki kadını anlatıyordu. Sonuç, büyük bir başarı... Parfüm Olivier Polge ve Chanel işbirliği işe ortaya çıkan Gabrielle Chanel Essence ise bu kokunun yeni uyarlaması... Tecrübeme göre daha çekici, daha yoğun, daha feminen ve akılda kalıcı... Parfüm 1 Eylül’de satışa çıkacak. Ama öncesinde bu parfümün yaratıcısı Olivier Polge büyük bir gizlilik içinde buluştuk ve Gabrielle Chanel Essence’ı keşfettik.
◊ Bu yeni koku üzerinde ne kadar çalıştınız?
-Yaklaşık bir sene uğraştım. Parfüm yaratmanın zorluğu bu işte; bir sezonluk bir şey yaratmıyorsunuz. Sonsuza kadar kullanılacak bir şey yaratıyorsunuz. Çünkü parfüm, kendinizi ifade etme biçimlerinden biri. Tıpkı hareketleriniz, ya da giysileriniz gibi... Hiç konuşmadan kendiniz hakkında kuvvetli bir mesaj veriyorsunuz. Parfümün ayrı bir dili var.
◊ Evet, kesinlikle çok şahsi bir şey. Bu yüzden az üretilen niş parfümler son dönemde popüler oldu. Ama siz tüm dünya çapında satış rekorları kıracak bir koku üretiyorsunuz. Nasıl şahsi olabilir?
-Bu trendi anlayabiliyorum. Bu yüzden biz de exclusive koleksiyonlar yaratıyoruz. Ama şunu ayırt etmek lazım: Az üretiliyor diye güzel olacak kaidesi yok. Küçük markalar parfüm yaratırken kısıtlı imkânlara sahip. Bizim parfümerimizde hiçbir markanın sahip olmadığı esanslar, distilasyon konusunda hiçbir yerde bulamayacağınız gelişmiş teknolojilerimiz var. Ayrıca şunu unutmayalım: Parfüm tende hayat bulur. O zaman uyanır. O yüzden her parfüm, sıkanın teniyle farklı bir şeye dönüşür. Yani şu elimdeki koku, size sıktığımda farklı bir şeye dönüşecek zaten. Cildinizin yapısı, yediğiniz-içtiğiniz şeyler... Bunlar hep etkendir. Her koku herkese yakışmaz.
Bir kadının kokusunu duyduğumda ruhunu okuyabilirim
◊ Bu parfümün notaları neler peki? Farkı ne?
- Haydi keşfedelim... (Önümde dizilen dört küçük şişeyi göstererek) 4 beyaz çiçeğin etrafında bu parfüm: Yasemin, portakal çiçeği, ylang ylang ve sümbülteberi... Yasemin bizim için önemli bir koku. Derinliği var ve çok baştan çıkarıcı. Aynı zamanda feminen. Çünkü Chanel’in DNA’sına uygun. Aynı şekilde ylang ylang da No:5’in önemli notalarından biri. İkisini birleştirdik.
◊ Bu bir yaz kokusu mu, yoksa kışın mı kullanmalı?
-Herhangi bir mevsime sığabileceğini sanmıyorum. Bu zamansız bir parfüm...
◊ Bu aralar bir de ‘cinsiyetsizlik’ trendi var. Unisex parfümler raflarda yer buluyor. Sizin yaklaşımınız ne bu konuya?
-Chanel feminen bir marka. Erkek koleksiyonumuz yok. Erkek parfümleri üretiyoruz ama onlar da feminen notalar içerir. Bence bir parfümün feminen ya da maskülen olmasının bir anlamı var. Ama bu kadın kokusunu sadece kadınlar kullanır erkek kokusunu sadece erkekler kullanır anlamına gelmesin...
◊ Peki ne belirliyor neyin kadın neyin erkek kokusu olduğunu?
-İçindeki notaların ne olduğu ile alakalı. Bazı erkek parfümleri feminen kokulara sahip olabiliyor. Erkek parfümünü kadın sürdüğü zaman güzel bir sonuç verebiliyor. Mesela siz Chanel’in Egoiste’ini sürebilirsiniz, size yakışabileceğini düşünüyorum.
◊ İlk görüşte bir kadına hangi parfümün yakışıp yakışmayacağını tahmin edebiliyorsunuz yani...
-Tabii ki. Bir kadının kokusunu duyduğumda onun dünyasıyla, estetik anlayışıyla ve kendini ifade ediş biçimiyle ilgili fikirlerim olur. Yani bir kadının kokusunu duyduğumda ruhunu okuyabilirim. Ama bence daha önemlisi onun nelerden hoşlandığı ve kendini nasıl ifade etmek istediği. Parfüm de bunun araçlarından biri.
◊ Parfümeride başka bir trendden bahsetmek istiyorum. Neredeyse her marka ‘ud’ bazlı parfüm yarattı. Ama siz yapmadınız. Neden?
-Ud, Chanel’le uyuşan bir koku değil. Chanel’in estetik anlayışında yer almıyor. Bir koku popüler oldu diye gidip markanın stil kodlarına uyumsuz bir parfüm yaratmayı asla düşünmedim. Bunu fırsatçılık olarak görüyorum. Ben yapamazdım.
◊ Markanın bu kadar belirgin stil kodları olması sizi zorluyor mu?
-Ben bunu bir zorluk değil, fırsat olarak görüyorum... Sınırları zorlayarak aynı zamanda markanın mirasına ve ruhuna da uygun bir parfüm yaratmaya çalışıyorum. Ama tabii bir de sıfırdan yeni parfüm de yaratmam gerekiyor. Yapılmışı yapamam. O yüzden modaevinin ruhunu, mirasını ve verdiği mesajı çok iyi özümseyerek, ona uygun davranmak gerekiyor.
BABADAN PARFÜMCÜ
Dünyanın en önemli parfüm yaratıcılarından biri olarak siz ne sürüyorsunuz?
-Parfüm sürmüyorum. Koku alma hislerimin, tamamen üzerinde çalıştığım işe veririm. Bir ara kendim için de parfüm üretmeye çalıştım. Çok sıkıldım. İstediğin kadar bir işte uzman ol, iş kendine gelince, aynı performansı sergileyemiyorsun.
◊ Bizde ‘terzi kendi söküğünü dikemez’ diye bir deyim vardır.
-Akıllıca...
◊ Kokuya karşı ilginiz ne zaman başladı? Ya da bu konuda bir kariyer yapmaya ne zaman karar verdiniz?
-20 yaşımdayken. Yani yaklaşık 25 sene önce.Babam Chanel’in parfümlerini yaratıyordu, o emekli olunca görevi ben devraldım.
◊ Sizin ev sevdiğiniz koku ne?
-Benim için koku demek, hatıra demek... Fransa’nın güneyindeki evimizle ilgili anılarım bana her zaman mutluluk verir. Maki kokusu, deniz kokusu, lavanta, güneşin kavurduğu otların kokusu... Bunlar bana mutluluk veren şeyler.