Güncelleme Tarihi:
Gizem: Melis 1 aydır çocuklarla İzmir’desin. Nasıl geçiyor tatil, keyfin yerinde mi? Ben Lorin’in okulunun açılmasını dört gözle bekliyorum da...
Melis: Pardon, tatil derken! Kime göre, neye göre tatil?
Gizem: Nasıl yani?
Melis: Bu bana tatil değil Gizem, orası net. İzmir yanıyor ve bu sıcakta ikizlerin mütemadiyen bana yapışmalarından fenalık basmış durumda. Yetti gari!
Gizem: Ah! Ciddi misin? Hani çocuklar denize doyacaktı, onlar doğaya karışırken sen ayaklarını uzatıp kafanı dinleyecektin...
Melis: Hayaller ve hayat... Denize giriyorlar tabii. Ama denizin içinde bile benim sırtımda olmak istiyorlar. Kaydırmaca oynamadığımız anlarda yani! Biraz çıkıyorum bir kahve-kitap keyfi yapayım diye. 3 dakika sonra geliyorlar: “Anneeee, bir daha ne zaman gireceksin?”
Gizem: Arkadaş ortamı bulamadılar mı?
Melis: Buldular aslında. 20’nci günün akşamında bir basket sahası keşfettik. “Ohh” dedim. Fakat onu da domuz bastı.
Gizem: Şaka yapıyorsun değil mi?
Melis: Yooo. Eve ağlayarak geldiler. Domuz gelmiş parka. Belediye görevlileri arıyormuş onu, bulamıyorlarmış. Benimkiler buldu. Memo bütün gece kâbus gördü. “3 metreydi boyu anne” diye ağladı. Bütün gece uyumadık. Sabah 6.30’da da ev sahibimizin yeni aldığı horozun sesiyle uyandık.
Gizem: İnanmıyorum ya!
‘Ayrışma’ olmadığında ‘yapışma’ oluyor.
Melis: Senin nasıl geçiyor yaz ‘tatili’!
Gizem: Ha ha ha... Bizde de durum az farkla seninkine yakın sayılır. Biz yaz okuluna verecektik biliyorsun. Ama her ay birkaç tatil programı yapınca vermedik. Ve bu sırada kurallar bitti Melis. Sosyalleşme problemi yok. Mahalledeki çocuklar, kuzenleri derken asosyal kalmadı. Ama kaprisler, paylaşmamalar, uyumamalar... Aşama kaydettiğimiz her şeyde başa döndük. Yalan yok, ben de saldım gitti. Okulda tekrar alışır diye düşünüyorum. Fakat okulun açılacağı gerçeğini reddediyor, alıştı bizimle takılmaya.
Melis: Bak ben “Yandım Allah” diyerek psikolog Oya Çanak’ı aradım. “Bu çocuklar neden yazın bize böyle yapışıyor Oya Hanım, ne yapmalıyız” diye sordum.
Gizem: Çok iyi yapmışsın, ne dedi?
Melis: Meğer olay akranlarıyla sosyalleşip aynı zamanda enerji atacakları aktivite ihtiyacıymış. Bak söylediklerini okurlarımızla da
paylaşayım özetle...
Yaz okulu pek çok ihtiyacı karşılar
Uzman danışman psikolog Oya Çanak
* Tatil sürecinde çocukların karakter gelişimini besleyen rol modelleri, öğretmen ve arkadaş ilişkileri eksiliyor. Ebeveynler bunun yerine alternatif ilişkiler koyamadığında çocuk dolmayan ruhsal ihtiyaçlarını düzenlemekte zorlanıyor. Yani ayrışma ihtiyacı karşılanmadığında ebeveyn-çocuk ilişkisinde ‘yapışma’ deneyimleniyor. Bu nedenle yazın çocuklar anne-babaya daha fazla ihtiyaç duyuyor.
* Ortak zaman planlaması yapmak doğru bir başlangıç olur. Yaz döneminde ebeveynliği ön plana almak özellikle ekran bağımlılığının önüne geçer.
* Çocuk için ebeveyninin çalışma süresini anlamak ve bunu zihninde somutlaştırmak zordur. Çocuğunuza çalışma düzeninizle ilgili bilgi verebilir, küçük çocuklara bunu çizimle anlatabilirsiniz.
* Okula ara verilince ailelerin rutinleri değişti. Özellikle kadınlar, annelik ve iş yaşantılarında rol çatışması deneyimliyor. Burada babaların, babalık yapmaya açık olması, annelerin yaşadığı rol çatışmasını dengeler. Çocuk için ayrıştırıcı bir rol de ifade eder.
* Ekran bağımlılığının ya da regresyonun ardında karşılanmamış ilişki ihtiyaçları vardır. Çocuğunuz işe ayırdığınız vakitle ilgili rahatsızlığını size daha fazla yakınlaşarak göstermeye çalışıyor olabilir. Böyle zamanlarda kendinize ‘Neden hiç yanımdan ayrılmıyor’ yerine ‘Şu an neye ihtiyacı var’ sorusunu sorabilirsiniz.
* Özellikle spor faaliyetlerini içeren yaz okulları, çocukların hem akran, hem enerji sarf etme hem de uyaran ihtiyaçlarını karşılayacaktır.