Güncelleme Tarihi:
Gizem: Ben küçükken hep abimle kavga içindeydim Melis. Annem ev işlerine yardım etmemi isterdi, ben “Neden abim yapmıyor” derdim ve aldığım cevap hep “Çünkü o erkek” olurdu.
Melis: O kadar iyi anlıyorum ki... Ben de erkek egemen toplumun bağrından kopmuş bir Adanalının kızıyım! Üstelik şimdi düşündüğümde erkek kardeşime de o kadar üzülüyorum ki... Rahmetli, kendince doğru bir şey yaptığını düşünerek “Erkek adam öyle yapmaz, böyle yapmaz” diye diye nasıl psikolojik baskı altında tutmuş çocuğu.
Gizem: Evet, erkek çocuklarına da zararı çok bu tutumun. Senin de bir oğlun, bir kızın var. Dengeyi nasıl sağlıyorsun ve özellikle Memo’yu nasıl yetiştiriyorsun?
Melis: Benim için çocuklarım arasında adaleti sağlamaktan daha önemli çok az şey var! Mehmet erkek olduğu için kayırmamaya o kadar takmış durumdayım ki, acaba bu sefer de ona mı haksızlık ediyorum diye panik oluyorum...
Gizem: Objektifliğini nasıl tartıyorsun?
Melis: Bebekliklerinden beri pek çok konuda psikolog desteği aldım. Bu konu hakkında danıştığım psikolog, çift ve aile terapisti Meryem Gül Eren de “Kız ve erkek çocukların başarılarını eşit derecede takdir edin ve onaylayın” diyor. Eren’e göre aileler erkek çocukların başarısını aşırı büyütme eğiliminde. “İleride kendine güvensin diye yapılıyor. Ancak genelde bu, içi boş güvene ya da böbürlenmeye yol açıyor” diyor.
Gizem: Pratikte neler yapıyorsun?
Melis: Kullandığım dile çok önem veriyorum. “Erkek şunu yapar, kız bunu yapmaz” gibi söylemlerde bulunmuyoruz. Sofrayı kurmaya Deniz yardım ediyorsa, Mehmet toplamaya ediyor. Bu arada Mehmet’e, kız çocuklarının fiziksel olarak daha narin olduğunu, kardeşiyle boğuşurken dikkatli olması gerektiğini, kendisi güçlü olduğu için Deniz’in canını yakmaya asla hakkı olmadığını hatırlatıyorum sık sık.
Gizem: Peki Mehmet’i bu şekilde yetiştirirken, bu toplumda dış faktörlerin gazabına ne kadar uğruyorsun, merak ettim?
Melis: Geçenlerde Memo sokakta düştü, ağlıyordu. Adamın biri “Erkekler kız gibi ağlamaz, sus bakayım” dedi. “Bal gibi ağlar!” dedim adama. Memo’ya da “Ağla oğlum, canın yanıyor, istediğin kadar ağla” dedim. Adam da çocuk da afalladı. Meryem Gül Eren de “Korkmayın, oğlunuzun empatik ve saygılı bir erkek olması onu ‘kılıbık’ yapmaz” diyor.
Gizem: Kız çocuklarına davranışlarımızda da dikkat etmemiz gerekenler var tabii...
Melis: Evet, Meryem Hanım onun için de kız çocuklarına “Aaa, sus bakayım, ayıp, kızlar öyle konuşmaz, hiç yakışmıyor, sen alttan al, o sakinleşinceye kadar sesini çıkarma, böyle olursan seni kimse almaz, evde kalırsın...” gibi tutumlarda bulunulmamalı diyor. Özetle kız ve erkek çocuklarına adil davranmak çok önemli. Cinsiyetten ötürü fazladan hak vermek, kayırmak, erkek çocuklarının ileride problemli kişiler olmasına yol açıyor. Kendilerinde her türlü hakkı bulurken karşı cinsi kısıtlıyor, baskı ve şiddet uygulamaktan çekinmiyorlar. Meryem Gül Eren de “Duyguları yaşama ve ifade etme konusunda erkek çocuklarına yönelik pozitif ayrımcılıktan vazgeçilmeli. Öfke, kızgınlık gibi agresif tutumlar onaylanmamalı. Bunlar erkekliğin bir parçası olarak görülmemeli. Aksi takdirde erkek çocuk öfkesini kontrol etmeyi öğrenemez, şiddete başvurmaktan çekinmez” diyor. Ayrıca “Erkek çocuk olmaya aşırı anlamlar yüklemeyin. Kendini üstün görmeye başlamasın. Saygının, değerin hak edilmesi gerektiğini öğretin. Oğlunuz yetişkin olduğunda, çaba harcamadan her şeyi hak ettiğini düşünen ‘narsist’ biri olmasın. Çocuklar yetişkinleri taklit eder. İleride çocuğunuzun karşı cinse, hayvanlara, insanlara ve doğaya saygılı bireyler olması için iyi birer rol model olun” diye de ekliyor.