Güncelleme Tarihi:
Spor yazınında kurak bir ülke olan Türkiye’de, literatüre yapılan her katkı büyük önem taşıyor. Sevindirici bir örnek geldi: Türkiye’de her geçen gün büyüyen bir hayran kitlesine erişen Fenerbahçe Beko’nun efsane koçu Zeljko Obradoviç’e dair Fanatik gazetesinden Gökhan German ve Hamit Turhan’ın ortak çalışması ‘Yaşayan Efsane Obra’ kitabı Fanatik Kitap etiketiyle okuyucuyla buluştu. “Spora katkının başımızın üstünde yeri var” diyerek merakla elimize aldığımız kitaptan Obradoviç’in kariyeri, devam etmekte olan Fenerbahçe günleri, dünya görüşü gibi çok sayıda konuda önemli bilgiler edindik. “Zeljko Obradoviç’in doğumu, çocukluğu ve basketbola başlaması”, “antrenörlük hayatı başlıyor”, “ve efsane hoca Obradoviç Fenerbahçe’nin başında”, “Milli takımlarda yaşadığı iki farklı dönem”, “Obradoviç’ten basketbol ve hayat dersleri”, “Obradoviç için kim, ne söyledi?” bölümlerini içeren kitapta, 9 Mart 1960’ta doğan efsanenin sporculuğu ve 31 yaşında başlayan antrenörlük hayatının her anıyla beraber, yer yer Zizek’vari çıkışlar yaptığı ses getiren söyleşileri de kitabın içerisinde yer alıyor. Kariyer seyrinin eksiksiz aktarıldığı ‘Yaşayan Efsane Obra’ kitabından tadımlık bölümler sunuyoruz...
Rakibinizi asla aşağılayamazsınız
Profesör Aleksandar Nikoliç’in Obradoviç’e oyuncu-koç ilişkisi hakkında öğütleri: “(Oyuncunun) Hatalarını düzeltmeyi bıraktığımda artık sana yönelik inancım kalmamıştır. Bir koç oyuncularının hepsinden bir şeyler öğrenmelidir. Şartlar oluşursa bir maçı çok açık farkla kazanabilirsiniz ama rakibinizi asla aşağılayamazsınız.”
Her anın tadı çıkarılmalı
“Bu benim hayat felsefem. İyi bir hayat için yaşadığım her anın keyfini çıkarmam gerekiyor. Ailemden, arkadaşlarımdan, bir kediyle oynamaktan ve benzer şeylerden keyif alıyorum. Sahilde, restoranda, hoşlandığım her yerde eğleniyorum. Elbette bana hâlâ zevk veren bir işi yapıyor olmam durumu kolaylaştırıyor. Bu yüzden her anın tadını çıkarmalı.”
Favori yönetmeni Kusturica
Favori yönetmeni Emir Kusturica olan Obradoviç, Bob Dylan hayranı, günümüz Avrupalı yazarlarını seviyor ama klasiklerde vazgeçemediği isim Dostoyevski.
Benim için en önemli insan babamdı
Babasının vefatından iki yıl sonra hasretini anlatıyor: “Babamın burada olması için her şeyi değiştirebilirim. O benim hayatımdaki en önemli insandı. Şu an yanımda olması için her şeyi verirdim. Onun yanında bir saat geçirmek için yapmayacağım şey yok.”
‘Doğru lider’...
Fenerbahçe Beko Genel Menajeri Maurizio Gherardini, 20 yıl önce Benetton Treviso Genel Menajeri’yken Zeljko Obradoviç’i, İtalya’ya gelmeye ikna etmelerini anlatıyor: “Onun doğru lider olduğunu ilk saniyede anlamıştık, çünkü sadece basketbolda değil hiçbir spor dalında onun gibi lider karakterli isimlere rastlamak kolay değildir.”
Tito dönemi mükemmeldi
Tito’nun sosyalist Yugoslavya’sını anlatıyor: “Mükemmeldi. Avrupa’nın en güvenli bölgesiydi. Size bir örnek vermeliyim. Yugoslavya’nın dağılmasından sonra her gün bir cinayet karşımıza çıkar oldu. Bu sıklık, cinayet gibi bir suçu sıradan gündelik hayatın bir parçası haline getirdi. Oysa öncesinde cinayet çok ciddi bir suçtu ve katil olan biri için herkes bir yıl boyunca konuşuyor, yorumlar yapıyordu. Özgürdük. Serbestçe konuşup, her şey hakkında yorum yapabilirdiniz. Elbette sadece bir parti hariç. Ancak örnek olacak bir güvenlik vardı. Bir şey daha eklemeliyim ki, bu yıl (2018) Yugoslavya isminin doğuşunun 100’üncü yılını kutladık. Bu ismin ikinci ortaya çıkışı ise İkinci Dünya Savaşı sonrası Tito’yla birlikte gerçekleşmişti.”
O kazayı unutamam
24 Şubat 1997’de Albacete-Madrid yolunun 301’inci kilometresinde ölümden dönmesiyle sonuçlanan trafik kazasıyla ilgili konuşuyor: “Birkaç saniye için öldüğümü ve yeniden yaşama döndüğümü düşündüm. O an hayatın ne kadar önemli olduğunu anladım. Bu nedenle doğum günümü iki kere kutlarım.”
Fenerbahçe’de adanmışlık çok önemli
“Fenerbahçe’deki adanmışlıktan isteseniz bile kaçamazsınız. İçimdeki Fenerbahçe hırsı bu kulübe adım attığım günden beri hep ortada.”
‘Sadece aptal biri değişmez’
“Profesör lakaplı Nikoliç’in ‘Bir koç yeni kulübe geldiğinde ne olursa olsun eldeki oyuncularla bir uyum sağlamalı’ sözünü aklımdan hiçbir zaman çıkarmam. Bu söz benim için öğüt gibi. Buna bir örnek. Joventut’a ilk geldiğimde hemen hemen hiçbir şeyi Partizan’daki gibi yapamayacağımı fark ettim. Başka bir ülke, başka bir kültür ve bambaşka gelenekler... Mesela İspanya’da öğle yemeğinde oyuncular biraz şarap ve bira içiyorlardı. Kimse de onlara bir şey demiyordu. Bizde olsa anında ceza alırdınız. Joventut’ta önceki sezonun maçlarını izledim ve aynı oyuncuları nasıl kullanabileceğime karar verdim. Neden değişiklik yapmalıyım ki? Koşullara adapte olmak gerekiyor. Sadece aptal biri değişmez.”
Yazılanları okumuyorum
“Bir maç sonrası benim için yazılanları okumuyorum. Bazen başka bir maçla ilgili istatistiki bir haber ya da skor varsa, yardımcı antrenörümden (Erdem Can) tercüme etmesini isterim o kadar. Gerisi hiç umurumda değildir. Ama sadece Türkiye için değil, çalıştığım diğer ülkelerde de okumuyor ve ilgilenmiyordum. Çünkü ancak bu şekilde baş edebilirim. İnsanların, gazetecilerin, taraftarların fikrine saygı duyuyorum, hepsi bu. Ama çok da umursamıyorum!”
Futbolun sırrı topsuz oyunda
“Futbolu düşününce aklıma gelen ilk kelime: Boşluk! Basketbolda da boşluğu kullanmak çok önemlidir. Sadece üst düzey takımlara baktığınızda topsuz hareket etmenin ne kadar önemli olduğunu kavrayabilirsiniz. Guardiola Manchester City’ye ilk geldiğinde Hart’ı çıkardı ve topu oyuna sokabilen bir kaleci aldı. Kalecinin topu degajla göndermesinden daha kötü bir şey yok. Futbol izlemeye bayılıyorum. Real Madrid ve Barcelona’yı yakından takip ederim.