Güncelleme Tarihi:
Yeni albümü vesilesiyle konuşmak için sözleşip telefondan görüntülü sohbete başladıktan 10 dakika sonra başım dönmeye başlıyor. Sebebi yerinde asla sabit duramaması. “Küçüklükten beri böyleyim, hiperaktifim, bir sıkıntı var ama nedenini bulamıyorum” diyor. Kamera karşısına geçerken hazırlanan, ekstra çaba gösterenlerden değil. “Diğer ünlüler gibi değilim. Saçım başım dağınık. Giyimime çok dikkat etmem, eşofmanlayım. Daha samimiyim. İnsanlar da bunu seviyor” diye anlatıyor. Berkcan Güven’le YouTuber’ların dünyasından müziğe, yeni kuşağın beklentilerinden ünlüler dünyasının ara sokaklarına dalıyoruz.
◊ İnternette birçok yerde seni ‘internet ünlüsü’ olarak tanıtmışlar. Sen kendini nasıl tanımlıyorsun?
Aslında içerik üreticisiyim. Görsel, işitsel… Müzik, mizah yapan biriyim. Ama tabii bunların ortaya çıkış noktasında da internet ünlüsüyüm. Anneannemle videolar çeken biriyken tanındım ve farklı bir noktaya ulaştım.
◊ Başta hedefin ünlü olmak mıydı?
Ben hobilerini çekip kendi arkadaşlarına göstermek istediği şeyleri internete koyan ve farkında olmadan ünlü olan jenerasyondanım. 12 yaşındayken bile video çekerdim. Bu aslında biraz da asosyal olmakla alakalıydı. Ve kare bilgisayar ekranı benim kurtarıcım oldu. Hayatımı değiştirdi. Vine uygulamasıyla tanındım. “Ben buradan tanınırım” dedim. Ama işin bu kadar büyüyeceğini bilemezdim. 20 bin takipçim varken ailem “Ne yapıyorsun, üniversite sınavın var” derdi ama bak şimdi kendi müzik şirketim var.
◊ Milyonlarca takipçin olmasına rağmen gazetelere söyleşi vermiyorsun. Neden?
Özel bir şey yok. Tanımadığım birine röportaj vermek istemiyorum. Bana bir şey katacağını düşünmüyorum. Ama tek görünmek istemediğim yer var, o da televizyon.
◊ Neden?
Televizyonun bir gerçekliği kalmamış gibi hissediyorum. Bizi hep dışlayan, birçok olay olduğunda bizi hor gören insanların olduğu platform gibi. Ne düşündüğümüzle ilgilenmiyor, sadece gücümüzü kullanmak istiyorlar. Bir de bizim jenerasyonumuz ‘bir şey bilmeyen jenerasyon’ olarak gösteriliyor. Bizimle ilgili “Sadece sosyal medyadan ünlü olan biri, doluluğu yok. Salak bu ya” gibi bir izlenim yaratılıyor, bundan da rahatsız oluyorum. Ama sosyal medyayı ve orada neyin tutup neyin tutmayacağını bizden iyi bilen kimse yok.
◊ Reynmen’le bir program yapacaktınız. Çok iddialıydınız. Ne oldu?
Acun Abi (Ilıcalı) çok aceleyle istedi, biz bu zamana kadar acele bir üretim süreciyle bir şey üretemedik. Süre kısa olunca da darlanıp salındı (gülüyor).
Erken yaşta, küçük sosyeteye girdim
◊ Senin gibi sosyal medyayla ünlenen isimlerin diğer ünlülerden farkı ne?
Mesela oyuncular birileri tarafından bir yere getirilebiliyor. Ama biz tamamen bizi izleyen insanların bir yere koyduğu kişileriz. Öbür taraf bana gerçekçi gelmiyor. Mesela ben diğer ünlüler gibi değilim. Saçım başım hep dağınık. Giyimime çok dikkat etmem, eşofmanlayım. Daha samimiyim. İnsanlar da bunu seviyor. “Ben ünlü oldum, artık böyle davranmalıyım” gibi triplere hiç girmedim ve girmem. Ayrıca çoğu ünlüyü tanıyıp arkadaş oldukça arkada dönen şeylerin daha iyi farkına varıyorum.
◊ Arkada neler dönüyormuş?
Mesela ünlü bir adam var. Dışarıdan baksan, çok seviliyor dersin. Ama aslında kimse sevmiyor, tamamen şişirme olduklarını tanıdıkça görüyorum. Clubhouse’da bile ‘bir ünlü konuşmaya geliyor’ diye sundukları insanların laf yapamadıklarını, ne kadar boş olduklarını görmedik mi? Aslında ben erken yaşta küçük sosyeteye girdim ve kendimi hep daha dışarıda tutmam gerektiğini anladım.
◊ Neler oluyor küçük sosyete dünyasında?
Herkes birbiriyle canım cicim diye konuşuyor. Bu bana samimi gelmiyor. İnsanların rahatlığı da beni şaşırtıyor.
İnsanlar YouTuber olmak istemekte haklı
◊ Bir parçası olduğun, temsil ettiğin kuşağı nasıl anlatırsın?
Z jenerasyonu olarak bizde muhabbet çok hızlı ilerliyor. Önümüzdeki kare ekrandan her şeyi yapabileceğimizi gördüğüm bir gelecek var. Çok kolay para kazanıp bunu bir şeylere dönüştürememek için sebep yok. Sadece bilgisayarda geçirdiğin vakti nasıl değerlendireceğin önemli. Ben internetin içine doğmadım. Bugün buna doğanlar var ve 15 yaşına geldiklerinde bambaşka olacaklar. İnsanlar daha rahat yaşamalı. Bu yüzden YouTuber olmak istemekte de haklılar.
◊ Sen nasıl bir hayat yaşıyorsun?
Her işimi kendime göre programlıyorum. Sabah 10.00’da kalkmıyorum mesela. 14.00 gibi uyanıyorum. Geceleri çalışıyorum. Günü kendime göre değerlendiriyorum.
◊ Nelerden besleniyorsun? Mesela okur musun?
Hayır, ben izlemeyi seviyorum. İşim sebebiyle görsel dünya daha çok dikkatimi çekiyor. Babamın dayattığı, okumam gerektiğini düşündüğü bir sürü şey oldu ama görsel dünya hep daha fazla dikkatimi çekti. Kubrick, Tarantino, Guy Ritchie filmlerini beğeniyorum.
Şaka yapıp kendimi açıklamaktan sıkıldım
◊ Nerelisin?
Babam Sakaryalı, annem Sinoplu. İstanbul’da doğdum. Üç yaşında Sakarya’ya gittik. Orada deprem olunca geri döndük. Babam seslendirmeci, aynı zamanda oyunculuk yaptı. ‘Veda’ filminde Atatürk’ü oynuyordu. Annem de muhasebe uzmanı. Bir kardeşim var.
◊ Eğitimin ne üzerine?
Işık Üniversitesi’nde görsel iletişim tasarımı okuyordum, burslu. Üçüncü sınıfa kadar gayet iyi gittim. Sonra bu işi yaptıkça para olanağım oldu. Öğretmenler çekimlere gitmeme izin vermedi. Ben de okulu saldım. Kendi bölümümle ilgili her şeyi biliyorum, bu yüzden okumadığıma pişman değilim.
◊ Ben Fero, Ezhel, Reynmen, Edis arkadaşların. Nereden tanıyorsun bu isimleri?
Ben Fero’yla birbirimizi tanımıyorduk. İlk şarkısını çıkardıktan sonra sosyal medyada “Şarkı çok güzel” diye mesaj attım ve tanıştık. Edis’in arkadaşı Asya beni çok seviyordu, bizi o tanıştırdı. Denk geldi yani. Ezhel’le de aynı şekilde ortak tanıdığımız vardı ve tanıştık. Orada olayım, tanışayım diye zorlamadım, sadece doğru yerde doğru zamanda oldum.
◊ Sekiz senedir içerik üreten biri olarak çok kazandın mı?
Aileme bir ev aldım. Kendime de bir araba aldım. Onun dışında çok ekstra kazancım olmadı.
◊ Hangi model araba?
Ranger Wildtrak aldım, çok da şey değil yani. Bundan sonra da kendime ev almak istiyorum. Müzikle de bunu yapacağım.
◊ Neden artık YouTube videosu çekmiyorsun?
Kariyerimde para kazanabileceğim -YouTube dahil- her şeyi bloke ettim. Çünkü müzik yapıyor ve yeni bir şey deniyorum. Bunun yanı sıra mizahımda ironi seviyorum. YouTube’da takipçim arttıkça olay ‘Bu bir şey yapsın da eleştirelim, linçleyelim’e dönüyor. Sürekli şaka yapıp kendimi açıklamaktan da sıkıldım.
◊ İlişkiler konusunda neler değişti?
Kız arkadaşım var, mutluyum. Öncesi karışıktı ama çok sevdim, âşık oldum ve durmak istedim.
Nota bilip de yaptığımı yapabilen Türk sanatçı varsa buyursun, yapsın
◊ İlk albümün ‘Begefendi’yi çıkardın. Neden bu ismi verdin albüme?
Rap’çiler arasında laf atmalar olur. Ben bu albümde kimseye laf atmayıp efendi gibi takılmak istedim. Ama bir sonraki albümde cıvıtacağım.
◊ Sesin güzel mi sence?
Sesim güzel mi, bu dinleyicinin yorumlayabileceği bir durum. Yaptığım müzik rap. Ritimler ve sözlerin anlamları önemli. Babam seslendirme sanatçısı olduğu için ondan bana geçen sesini iyi kullanabilme ve tonlama yeteneği var. Ama olay bence müzikte zaten belli bir ‘vibe’ yakalamak. Ve ona göre şarkılar seçiyoruz.
◊ Nota biliyor musun?
Bilmiyorum. Bir senede bu albümü yaptım. Spotify’da şarkılarım milyonlarca dinlenme alıyor. Bunu nota bilip yapabilen Türk sanatçılar varsa buyursun, yapsın. Mesela albüm geçen hafta Spotify ‘Top 10 Global Albüm Debuts’ listesine dördüncü sıradan girdi. Benim bir üstümde Maluma vardı. Bayağı dünya starlarının arasında nota bilmeyen çocuk var. Bunu görünce ciddi anlamda şok oldum, delirdim, evde duvarları yumrukladım.
◊ Peki sen yapılmayan neyi yaptın da şarkıların bu kadar dinleniyor?
Türkiye’de çok kötü parçalar çıkıyor. Ben albümümü dinlediğimde bir şey bilmeden, bir şeyler verebilecek bir çalışma yaptığımı düşünüyorum.
◊ Müziğinin amacı ne?
Yapmak istediğim müzik kendi eğlencemde bir müzik. Herkes bir şeyleri yapamayacağınızı söylerken aslında çalışarak başarabileceğinizi gösteriyorsunuz bu müzikle. Bir senedir müzikle uğraşan birinin hazırlayabileceği maksimum bir çalışma oldu. Demek parçaların içinde bir ruh var. İnsanlar da bunu sevdi.
E, gevşek bir insanım
◊ YouTuber’lar arası bir yarış var mı? Mesela Enes Batur “Berkcan’la aynı seviyede değiliz” dedi. Enes’le kavgalı mısınız?
Hayır ama Enes her zaman bizim olduğumuz ortama gelmek isteyen biri. Sonra da konuşuyor. Bir linç yediğimizde onu büyütmeye çalışır, bu yüzden bana samimi gelmiyor, çok sevmiyorum. Açıklamalarını da yaşına veriyorum. Herkesin kendine göre artıları ve eksileri vardır. Ben içeriklerde orijinallik seviyorum, bir şeyi kopyalamak bana doğru gelmiyor.
◊ Peki kendine en yakın bulduğun kim?
Bana en çok benzeyen Reynmen. Ama müzikte de onunla tuttuğumuz köşeler tamamen farklı. O daha pop yapıyor. Bana bakan “Ne kadar gevşek” diyor. Reynmen’e bakan “Delikanlı” diyor.
◊ Neden sana gevşek diyorlar?
E, gevşek bir insanım (gülüyor).
◊ Biraz açsak…
Site çocuğuydum ama mahalle de gördüm. Mesela kavga çıksa ben kaçmayı düşünürüm, Yusuf (Reynmen) dayak yemeyi düşünür. Bu da gençken içinde bulunduğumuz büyüme şartlarıyla alakalı olabilir.
◊ Kendine gevşek diyorsun ama Sevgililer Günü’nde kız arkadaşına duygusal bir şarkı da yaptın ve yayımladın…
(Gülüyor) Aslında romantiğim. İkizler burcuyum. İkizler’in savunma mekanizmaları belli. Dışarıda gevşek takılıp içlerinde bir şeyleri çözüyorlar. Benim de dışarıya gösterdiğim yanlarımı siz görüyorsunuz ama iç dünyamda çok duygusalım.
Linç yemek insanı zorluyor
Kimse çekmezken ailemle videolar çektik. Her evde komik bir anneanne olur, o da benim videolarımda vardı. Arkadaşlarım eğlenceliydi. Aramızdaki komik sinerjiyi gösterdim. Bu işi yaptıkça insanlara güvenmemek gerektiğini anladım. Bir talep var. “O talebi karşılamazsam para kazanamaz mıyım” gibi şeyler düşünüyorsun. Bir de linç yemek insanı zorluyor. Hakkında yazan bir şey üzüyor.