Güncelleme Tarihi:
Şehrin yeni ‘it-girl’ü Scarlet orasını/burasını açtı, henüz VIP odaları hazır değil ama bahçesiyle/salonuyla yüksek beğenilere amade.
Yalnız pek asortik bir gacı, öyle ahşapta sunumları, boynuzlu logoları, müşteriyi kendi elleriyle beslemeleri unutun...
Sempatik ama ultra-modern bir ortamda, kendilerine ‘yeni nesil steakhouse’ diyorlar.
Tıpkı Nusr’et’te, Elb’et’te olduğu gibi, yine Cüneyd Asan/Günaydın ekolünden ayrılan biri var: Süleyman Dilek. Günaydın müdavimleri bilir: Hani şu kafasında şapkayla dolaşan ‘Kovboy Süleyman’...
Ama Kudr’et değil ki bu, Scarlet... O da kovboy şapkasını atıp papyonu takıvermiş.
Divan edebiyatında kentin güzellerini ballandıra ballandıra anlatan laik metinlere ‘şehrengiz’ denirmiş.
Bu şehrengiz size az bile Scarlet Hanım. Zarafetinize, güzelliğinize, lezzetinize hayran; tanıştığımıza memnun olduk.
Enteresan ne var?
◊ Et suşi: Dana carpaccio’dan yapılıyor, susamlısı yıkılıyor. İçinde avokado, salatalık ve mayonezli bir sos var. 8 parçalık tabak 40 lira.
◊ Et mahsullü makarna: Ev yapımı taglietelle’ye dana kaburga, lokum ve füme et katıyorlar. 45 lira.
Nesi güzel?
◊ Mutlaka ama mutlaka dana ilik! Boynuz kulağı geçmiş, Cüneyd Asan’dan iyi. Sırf bunun için bile gidilir. İlik, kemik içinde bütün olarak geliyor, siz
onu soğanlı sosla birlikte ekmeğe sürüyorsunuz.
◊ Brezilya döneri churrascaria... Orijinalinde olduğu gibi döneri dikine değil, enine kesiyorlar. Seven için o kadar lezzetli ki tadı ara ara söğüş dile kaçıp geliyor.
◊ Küşleme ve kuzu sırt... Küşleme zaten özel bir et. Her kuzudan ancak iki küçük parça çıkıyor. Doğru pişirdikten sonra her iyi yerde yapıldığı kadar lezzetli. Ama o sırt! Yine seveni için söylüyorum, tadı ara ara uykuluğa kaçıp geliyor, böylesi Sütlüce’de yok.
Gözü dönmüş etoburlara kan kırmızısı bir atmosfer
Mekân, daha önce ev olarak kullanılan bir villaymış. Mimar Abdullah Kurnaz tavanı, duvarları yıkmış ve camdan yapmış. Kışın bile bahçenin ortasında yiyor hissine kapılıyorsunuz. Yazları tavanın önemli bir kısmı ve duvarlar açılıyor; mekân tamamen ‘steak-bahçe’ye dönüşüyor ve dışarıdaki uzun barla birleşiyor. İşin en seksi kısmıysa tavanda tam ortadan geçen kırmızı camlar. Bu camlardan geçen ışık, gözü dönmüş etoburlar için kan kırmızısı bir atmosfer sağlıyor.
Yeni nesil steakhouse’un farkı ne?
◊ DJ var: Perşembe, cuma, cumartesi önce jazzy lounge, sonra house çalıyorlar. “Steakhouse’un Lucca haliyiz” diyorlar. İsteyene gece geç saat için içki yanı atıştırmalıklar da yapmışlar. Minik minik pirzolalar...
◊ Kokteyl yapıyorlar: Tam 50 çeşit. Barmen bahçede bulduğu yere kokteyllere taze katmak için biberiye, fesleğen falan ekiyor. Makler diye bir şey yapıyor, hiç başlamayın, limonata gibi bırakamıyorsunuz.
◊ Krem brüle? Tiramisu?! Havuç baklava ve katmeri unutun. İlk kez bir steakhouse’a tatlı yemek için gidebilirsiniz. Krem brüle güzel. Ama bir tiramisu yapıyorlar, o kadar hafif ki yememiş gibi oluyorsunuz.
◊ Somöliye: Hem de Fransız usulü, lafı en uzatanından! Süryani şarabı dahil, yerli-yabancı 147 şaraplık bir kavı var. Hiçbiriyle özel işbirliği yapmadıkları için her markanın rekoltelerini içebiliyorsunuz.
◊ Sanat düşkünü: Sokaktan restoranın içini göremiyorsunuz. Onun yerine bir tablo sergiliyorlar. Bunlar satıldıkça İyilik İçin Sanat Derneği vesileyesiyle genç sanatçılara kaynak aktarılacak. Zamane steakhouse’ları işte!
Scarlet, Etiler Nispetiye Caddesi, Seher Yıldızı Sokak’ta. Haftanın yedi günü 12.00-02.00 açık. Kalite bozulduğu için paket servis yapmıyorlar. (0212) 265 52 65