Güncelleme Tarihi:
Melis: Gizem, 21 Aralık en uzun gece bir ortaokulda coğrafya dersinde beni zorlamıştı, bir de şimdi çocukları okula gönderirken!
Gizem: Okula gitmek için karanlıkta uyandılar değil mi?
Melis: Sorma, Deniz çizgi filmlerdeki gibi yataktan eriyerek aktı resmen.
Gizem: İşte sen bir gün yaşamışsın bu durumu, insanlar her sabah çocuklarıyla aynı kâbusa uyanıyor. Kuzenimin ilkokul birinci sınıfa giden kızı “Neden geceleri kahvaltı ediyoruz” diye soruyormuş. Geçenlerde bu konuda bir okurumuz da e-posta attı.
Melis: Gerçekten çok zor bir durum. Ne yazmıştı okur sana?
Gizem: Avukat Rüştü Germeyan, özetle torununun her sabah karanlıkta yatağından ağlayarak kalkmasından dolayı çok üzgün. Karanlıkta uyanmanın metabolizmanın işleyişine aykırı bir durum olduğunu ve bunu zorla vücudumuza kabul ettirmeye çalıştığımızı söylüyor. “Bu duruma bir de küçük çocuklar açısından baktığımızda ruh hallerinde olumsuz değişiklikler oluyor; depresyon, halsizlik ve metabolizmanın zayıflaması da hastalıklara davetiye çıkarıyor” diyor. Bence son derece haklı.
Melis: Evet, küçük yaştaki çocukların servislerde, ilk ders saatlerinde uyukladıkları, derslere ve konulara uyum sağlayamadıkları da eğitimciler tarafından belirtiliyor. Liv Hospital çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Dr. Dicle Çelik de okurumuzla benzer şeyleri söyledi bana: “Çocukların bağışıklık sistemini geliştirmede beslenme kadar uykunun da önemi çok büyük. Büyüklerimiz uyusun da büyüsün derler ya, biz de ‘Uyusun da bağışıklık sistemleri gelişsin’ diyoruz. Saat uygulamasından dolayı çocuklar okula karanlıkta gidiyorlar. Büyüme hormonu salımı gece yarısından sonra oluyor. Düzgün melatonin salımı da bağışıklık sistemini geliştiriyor. Çocukların, büyüme hormonunun salgılandığı, gece 22.00-2.00 ve 6.00’da derin uykuda olması büyük önem taşıyor. Bu nedenle okula giden çocukların en geç akşam 21.00’de yatağa girmiş olmalarını tavsiye ediyoruz.”
Gizem: Tamam, çok doğru ama insanların özellikle İstanbul’da işinden evine dönmesi 19.30-20.00’yi buluyor. Hangi ara yemek hazırlanacak, sofrada birlikte oturulacak ve çocukla vakit geçirilecek! Ebeveynlerden ikisi de çalışıyorsa bir okul çocuğunun saat 21.00’de yatakta olması neredeyse imkânsız bana göre.
Melis: Öyle tabii, bir de bunun ödev faslı var, oraya hiç girmiyorum. Mehmet’le Deniz’in okulu eve yakın, dersleri 9.00’da başlıyor, 7.30’da uyanmak yeterli oluyor bizim için.
Gizem: Çok mutluyum ikizler adına ama ya yakınımda eğitim açısından içime sinen bir okul yoksa, evi mi taşıyacağım?
Melis: Vallahi ‘en iyi okul, eve en yakın okul’ demişti bana bir çocuk psikoloğu. Biz önce okulu bulduk, sonra evi.
Gizem: Evet, doğru bir strateji ama herkes bunu yapamayabilir, şartları el vermeyebilir. Bana sorarsan bu iş için kalıcı çözüm, yaz saati uygulamasına kışın devam edilmemesi. Sadece çocuklar ya da çocuklu aileler değil, işe giden yetişkinler de bu durumdan şikâyetçi. Umarım yeni yılda yaz saati uygulamasının yarattığı fiziksel ve ruhsal sağlık sorunları göz ardı edilmez ve kış saati uygulamasına geçmek tekrar gündeme gelir.