Güncelleme Tarihi:
Neredeyse her gün farklı bir moda markasından yeni bir mağaza açılışı haberi geliyor. Bunların enteresan yanı hem mağazaların hem de içerisindeki ürünlerin gerçekte var olmaması... ‘Elle tutamayacağı, üzerine geçiremeyeceği kıyafetleri kim satın alır ki’ diye düşünmeyin! Özellikle dünyaca ünlü lüks markaların çıkardığı parçalar anında tükeniyor. Üstelik bu yeni mağazacılık anlayışının modanın ve tüketim alışkanlıklarının geleceği olacağı konuşuluyor.
Moda markaları neden ‘metaverse’e ilgi duymaya ve bu işe yatırım yapmaya başladı? Elbette bu kadar gündemde ve sıcak bir konuya dahil olarak ses getirmek ve öncü olmak istiyorlar. Ama işin bir de ticari yanı var. ABD’li yatırım bankası Morgan Stanley 2030’a kadar dijital moda endüstrisinin büyüklüğünün 50 milyar doları aşacağını öngörüyor. Üretim, dağıtım, işçilik maliyetlerinin olmayacağı düşünülürse oldukça cazip bir tablo ortaya çıkıyor. Üstelik, bir ürün yeniden satıldığında elde edilen telif hakkı gibi ek gelirler de cabası...
Üstelik sürdürülebilir
Sadece markalarda değil, metaverse tasarımcılarda da heyecan yaratıyor. Moda tasarımcıları için işin en çekici yanlarından biri, bu dünyanın sunduğu yaratım özgürlüğü. Yepyeni bir evrende, sonsuz olasılıklarla, daha önce hiç denenmemiş kıyafetler tasarlayabilmeleri mümkün. Nitekim dijital moda platformu ‘The Dematerialised’ın kurucusu Marjorie Hernandez, metaverse’ün birçok genç tasarımcının potansiyelini ortaya çıkarması için bir fırsat olduğunu söylüyor. Biz tüketiciler için de durum farklı değil. Fiziki hayatta hiçbir zaman giymemiz mümkün olmayan parçalarla, metaverse evreninde kendimizi özgürce ifade edebiliyoruz.
Morgan Stanley 2030’a kadar dijital moda endüstrisinin 50 milyar dolar büyüklüğü aşacağını öngörüyor.
Metaverse ve moda ilişkisini cazip kılan bir başka neden sürdürülebilirlik. Zira sanal kıyafet satan e-ticaret platformu DressX’in raporuna göre, insanların dolabındaki kıyafetlerin yüzde 80’i sadece bir kez giyiliyor ya da hiç giyilmiyor. Üstelik bu kıyafetlerin yüzde 9’u içerik üretmek üzere satın alınıyor. DressX sosyal medyada paylaşmak üzere alınıp bir kere giyilen bu kıyafetlerin dijitale taşınmasının çevre açısından etkilerine dikkat çekiyor. Zira dijital bir giysinin üretimi fiziksel bir giysiye göre yüzde 97 daha az karbon yayıyor, 3 bin 300 litre de su tasarrufu sağlıyor. Üstelik ürünler kullanıldıktan sonra atığa dönüşmüyor.
Kısa kısa...
Sanatla iç içe alışveriş
Beymen’in Galataport’ta açılan yeni mağazası moda ve sanatı buluşturan yepyeni bir alışveriş deneyimi sunuyor. Yerli-yabancı sanatçıların eserleri, tasarım mobilyalar ve ayrıcalıklı ürün seçkisi aynı çatı altında bir araya geliyor. Ecem Dilan Köse & Fırat Engin, Göksu Gül, Hasan Deniz, Ramazan Can, Sarp Kerem Yavuz ve Tom Fellows’un resim, video art, fotoğraf, enstalasyon gibi farklı formatlardan eserleri, Beymen Group Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nun en yeni parçaları...
Ayrıca Fırat Neziroğlu, Garip Ay, Gül Okten x İznik Vakfı, Yadigar Ataklı ve Murat Palta’nın dokuma, ebru, çini, vitray ve minyatür gibi geleneksel Türk sanatlarını modern yorumladıkları eserleri de burada sergileniyor. Mağazanın en enteresan özelliklerden biri, Garip Ay’ın tasarladığı dijital deneyim odası. Alışveriş yaparken kendinizi interaktif bir dijital enstalasyonun içinde buluyorsunuz. Yolunuz düşerse gidip deneyimleyin; tavsiye ederim.