Güncelleme Tarihi:
Yine döndük üniversiteye... Yazdıklarımı takip eden bir hocamızın e-postasıyla karşılaştım gelen kutusunda. Bir üniversitenin mimarlık fakültesinde ders verdiğini anlatmış, beni dersine davet etmiş. Hocamızı kıramadım ve derse katılma kararı aldım. Bahsetmeden geçemeyeceğim, kullandıkları uygulama son derece erişilebilirdi ve derse bağlanmakta hiç zorlanmadım. Hocamız öğrencilere beni uzunca tanıttı ve başladık.
Ben önce biraz anılardan bahsettim. Sonra yurt, ev ya da mimarları ilgilendiren konuları onların ihtiyacına göre anlatmaya başladım kendimce. Çok güzeldi. Dersi ben veriyormuşum gibi her harekete hâkimdim.
Ama konu hep mimarlığın dışında gelişiyordu çünkü öğrenciler, mimarlıktan önce görmemek nasıl bir şey, hayatta nelerle karşılaşıyoruz, bu tür şeyler merak ediyorlar.
Derken dersimize bir konuk daha katıldı. Hocamızın daha önceden öğrencisi olan, halihazırda konuyla ilgili yüksek lisans yapan bir öğrenci. Onun da derse kattığı sorularla devam ettik söyleşimize.
Konuya ‘körlük nedir’den başlamıştık. Sıra mimarlığa gelene kadar neredeyse dersin sonu gelmişti. Sonlara doğru biraz da proje bazlı konuştuk tabii.
Beni en çok vuran, yüksek lisans öğrencisi de dahil, öğrencilerin “Biz bugüne kadar bunları hiç konuşmadık, okulda yaptığımız uygulamalarda da yeteri kadar konuşup yer vermedik” demesiydi.
Mimarlık ya da buna benzeyen mesleklerdeki eksiklik de biraz ortaya çıkmış oldu böylece. Yani toplumun farklı özelliklere, ihtiyaçlara sahip insanlarının hiç konuşulmuyor olması... “Hizmet ettiğimiz kişiler kimler konusunda eksiğimiz olduğunun farkına yeni varmış olduk” dediler.
ÖĞRENCİLER SORU SORAMIYOR
Dikkatimi çeken şeylerden biri de ders esnasında öğrencilerin soru soramıyor olmasıydı. Soru sormak isteyen öğrencileri ekran bana okuyordu. Alttan yazıyorlar ama parmak kaldırıp soru sormuyorlar. 30’a yakın öğrenci olmasına rağmen sadece hep aynı isim parmak kaldırıyordu. Hiç yoktan iyidir deyip cevaplamaya çalıştım dilimin döndüğü, bilgimin yettiği kadar. Galiba sosyal medyada yazışmaya alışmış olmalarıyla alakalı bir şey bu.
Değişik üniversitelerde katıldığım dördüncü dersti bu. Yeni nesil daha çok yazarak iletişim kuruyor. Umarım daha çok konuşan bir toplum oluruz.