Güncelleme Tarihi:
Melis: Gizem, benim ikizlerin ikisinin de en sevdiğim yanlarından biri çok vicdanlı çocuklar olmaları. Biliyor musun, bir makalede okudum, ‘Vicdan sonradan geliştirilen bir şey’ diyordu. Çok şaşırdım buna. Sanki bizimkilerde doğuştan var diye düşünüyordum.
Gizem: Aa, bak ben buna çok sevindim. Çünkü ben Lorin’de hiç merhamet olmadığını düşünüyorum (gülüyor).
Melis: Yok artık. Bence sen çok ‘Katil Doğanlar’ tarzı film izlemişsin. Lorin daha 4 yaşında. Empati duygusu da aşağı yukarı 9 yaşında gelişiyor diye okumuştum zaten.
Gizem: Ne kedi seviyor ne köpek. Bir gün sinirimden karşısında ağladığımda bile umursamadı. O günden sonra ‘Acaba mı’
diye düşündüm hep. Sonuçta her insan merhametle doğmuyor. Yaşındandır, değil mi? Zamanla gelişir, değil mi (gülüyor)?
Melis: Bence öyle. Çocuk kısmı acımasızdır diye boşuna demiyorlar demek... Ben bizimkilerin kıskançlıktan birbirlerine acımasızca davrandıkları zamanları biliyorum ama genel olarak ikisi de merhametli. Hatta bir gün şöyle bir şey oldu: Arabayla Mehmet’i bir yere yetiştirmem gerekiyor. Bizim sokağın ilerisinde pazar kuruluyor her cuma. Pazarcı bir adam da kamyonunu yolun kenarına park etmeye çalışıyor. Trafik durmuş, herkes kamyonu bekliyor. Mehmet geciktiği için sinirlendi, “Şu adam da
bir kamyonu park edemedi yaa” diye söylendi. Deniz de ona “Mehmet niye öyle diyorsun, o adam çocuklarına akşam yemek götürmek için zorlukla çalışıyor, biz iki dakika beklesek ne olacak ki” dedi.
Gizem: Ve sen hemen gözyaşlarına boğuldun.
Melis: E tabii, bugün bir Balık burcu kolay yetişmiyor Gizemcim!
Gizem: Peki, nasıl geliştirilebilirmiş acaba çocuklarda vicdan? Sen yine duramamış, bir uzmana sormuşsundur!
Melis: Sormaz mıyım (gülüyor)... Uzman psikolojik danışman Ezgi Katı’yla konuştum. Durumu çok güzel izah etti.
‘Pozitif disiplin, kitap, sanat, film işe yarar’
Ezgi Katı-Uzman psikolojik danışman
* Ebeveynlerimizin hayalinde var olduğumuz andan itibaren ruhsallığımız şekillenmeye başlar. Ruhsal olgunluğumuzun ve benliğimizin oluşumuna psikanaliz kuramı id-ego-süperego çerçevesinde bakar. En basit haliyle bu kuram arzu ve haz arayışını; ben-öteki, doğru-yanlış, iyi-kötü kavramlarını, kontrol edici ve yıkıcı öğeleri oluşturur. Vicdan kavramı da tam bu noktada içsel dünyamızda kendine yer bulur.
* Çocuğun ruhsallığını bilinç ve bilinçdışı olarak bakım verenleri (ebeveynler) inşa eder. Soyut kavramlar ve algılama
9 yaş itibariyle oluşmaya başlasa da vicdan erken zamanlardan itibaren gelişir. Ebeveynlerin de çocuklara karşı bazen durdurucu, açıklayıcı, caydırıcı olmanın yanı sıra çerçevesi sağlam, pozitif disiplinli bir tutum izlemesi gerekir. ‘Nasıl olsa büyüdüğünde öğrenir’ anlayışıyla çocuk kendi haline bırakılmamalı.
* Çocuğun serbest ifadesi geliştirilmeli, saldırganlığın ve çocuk cinselliğinin de
ifadesinin mümkün kılındığı ortamlar yaratılmalı. Düşünce tek başına suç değildir. Çocuğun zihninden geçenleri dönüştürebilen ebeveynler çocuğun bunu ‘zihinselleştirmesini’ sağlar ve şiddetin eyleme dönüşleri de azalır.
* Çocukta saldırgan dürtü, baskılamadan, rehberlik edilerek dizginlenebilir. Zaman zaman hatalı davranışlarında “Çocuk bu, bir şey olmaz” denmemeli ve onunla rencide etmeden, davranış özelinde konuşulmalı. “Bu şekilde tutman kediyi incitmiş olabilir, ben tutarken şurasını yumuşakça sevebilirsin”, “Bu sözcüğün arkadaşının kalbini kırmış olabilir, onarmak için ne yapabilirsin sence” ya da “Sanırım istediğin şeyin olmaması seni çok üzdü ama öfkeni anneannene vurarak gösteremezsin, öfkeni konuşabiliriz” şeklindeki yaklaşımlar, söylemler tercih edilebilir.
* Erken yaşta birine bakmak, ruhsallıkta ötekine yer açmayı, empatiyi geliştirir. Çocuğun bitkiye, hayvana, yaşlıya, ihtiyaç duyana bakması sağlanmalı. Yaşlı evlerine ziyarette bulunmak ve birlikte oyun oynamak, görme engellilere sesli kitap okumak, barınaklardaki hayvanları ara ara ziyaret etmek gibi.... Bu sayede çocukların kendisinden olmayanı kalbinde taşıması mümkün olur.
* Çeşitli araştırmalara göre ‘Harry Potter’ serisini okumuş çocukların daha vicdanlı ve merhametli oldukları yönünde bulgulara rastlanmış. Kitap, film ve sanat da ötekiyle özdeşim kurmamızı ve içsel muhakememizi arttırır.