Melisa Şenolsun: Neden sevişme sahnelerine bu kadar takıntılıyız?

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Aralık 07, 2019 08:00

Etrafına enerji saçan, ekranın en genç ve yetenekli isimlerinden biri Melisa Şenolsun. Yılı bir film, bir de diziyle hızlı ve iddialı bitirmeye hazırlanıyor. Son olarak geçen günlerde Los Angeles’ta katıldığı bir festivalde giydiği elbiseyle gündeme oturdu. Kendini “Herkesin kalıplarına uymayan düşüncelerim olabiliyor. Biraz asiyim” diye anlatıyor. Doğallığın getirdiği kusuru daha çekici bulduğunu söylüyor. Onunla cuma günü vizyona girecek yeni sinema filmi ‘Güzelliğin Portresi’ vesilesiyle buluştuk. Cesur elbise seçimini, ekrandaki sevişme sahnelerini, filmini ve yeni dizisi ‘Atiye’yi konuştuk.

Haberin Devamı

* Hollywood Türk Filmleri Festivali’nde giydiğiniz elbise, dekoltesiyle çok konuşuldu. Bir elbiseyle bu kadar gündem olmak size ne hissettirdi?

- Sosyal medyayı çok kullanmadığım için etkisini pek hissetmedim.

* Ama dikkat çekmeye çalıştığınızı söyleyenler oldu...

- Herkesin fikrine saygım var. Ben birileri beğensin diye giyinmiyorum. Yerine göre, kendimi iyi hissederek ve beğenerek o elbiseyi giydim. Bu kritik, kıyafetin giyildiği yere göre yapılmalı. Hollywood’da bir galada giyilen giysiye sokakta giyilmiş gibi bakıldığında ‘fazla cesur’ bulunabilir. Kıyafetin ‘kapalı mı açık mı’ çerçevesinde konuşulmasına

da karşıyım. Kimse bir sınır çizmemeli. Bakın; moda açısından, yakışıp yakışmamasının değerlendirilmesinden söz etmiyorum. O eleştiriye büyük saygım var. Ayrıca o sırada yanımda birçok arkadaşım ve ekibimiz vardı. Eminim kötü dursa biri uyarırdı.

Haberin Devamı

* Fotoğrafınızın altına “Giyinmeseymiş zahmet olmuş” diye yapılan yorumları gördüm. Genç bir kadın olarak bu yorumlar sizi nasıl etkiliyor?

- Sosyal medyayla birlikte herkes kendinde her şeye karışabilme hakkı görüyor. Kısaca sosyal medya çıktı, mertlik bozuldu. Ama asıl acı olanı, kadının kadına yaptığı şiddet. O daha acımasız ve fütursuz.

* Neden böyle dediniz?

- İnsanoğlu acayip bir varlık, bilemiyorum. Kişi sen ne anlatırsan anlat, kendi niyetiyle var oluyor. Orada da kendi niyetlerini ortaya çıkarıyorlar işte.

Melisa Şenolsun: Neden sevişme sahnelerine bu kadar takıntılıyız

Burnumu deldirdim, acıdan bayılıyordum

* Burnunuza ne yaptınız, o ne?

- Septum yaptırdım.

* Yani?

- Burnumu deldirdim; hızma, piercing...

* Bir insan neden bunu yaptırır?

- Sevdiği ve yakıştırdığı için. Hep çok istiyordum, içimde mi kalsaydı? Ama itiraf edeyim korkuyordum. “Çok acıyor” diyerek bayağı gözümü korkutmuşlardı.

* Acıdı mı?

- Ne diyorsun! Bayılıyordum. Tansiyonum düştü. Ayaklarımı falan kaldırdılar. “Beni sedyeye yatırın” dediğimi hatırlıyorum.

* Burunda piercing, vücutta dövmeler... Asi bir tip misiniz?

Haberin Devamı

- Biraz asiyim. Herkesin kalıplarına uymayan düşüncelerim olabiliyor. Çünkü hayat, yaş aldıkça insanı belli kalıplara sokuyor. Ben bunu geciktirip olabildiğince açık fikirli yaşamaya çalışıyorum. Hayatı ve insanları da şekle şemaile sokmayı sevmiyorum. Bu yüzden de beynim çok yoruluyor.

* Neden?

- Çünkü her olasılığa, her ihtimale olabilir gözüyle bakıyorum ve hepsini değerlendiriyorum. Bu da bana hayatta zorluk olarak dönüyor.

Melisa Şenolsun: Neden sevişme sahnelerine bu kadar takıntılıyız

Şener Şen ve Haluk Bilginer’le çalışmayı istiyorum; duyun sesimi!

* İzmirlisiniz. Nasıldır İzmirli olmak?
- Sıcak ve güzel... Deniz kenarında ve İstanbul’a göre daha küçük bir yer olmasının getirdiği samimi bir atmosfer var. Tanımadığın insanlar bile yanından geçerken “Günaydın” diyor. Oysa İstanbul’da birine “Günaydın” dediğimde cevap alamadığım oluyor.
m Babanız gümrük müşaviri, anneniz ev hanımı. Sizin kanınıza nereden girdi oyunculuk?
- Altı yaşımdayken ablamı okul tiyatrosunda izledim. O kadar etkilendim ki... Sonra da başka bir şey düşünemedim. Daha sonra erkek kardeşim Efecan sayesinde sektöre girdim.
* Nasıl oldu?
- Efecan’ın o zaman çalıştığı menajeri onun Instagram hesabından benim fotoğrafımı görmüş. Konservatuvarda okuduğumu da öğrenince benimle tanışmak istedi. Kendimi bir gün içinde yedi deneme çekimine girerken bulmuştum.
* Konu kardeşiniz Efecan Şenolsun’a gelmişken... Bir dizinin setinde, rol arkadaşının taciz iddiasıyla karşılaştı. Siz de sustuğunuz için eleştirildiniz...
- Olay dava aşamasında, bu yüzden konuşmam doğru değil. O süreç bittikten sonra söylemek istediklerimi ifade edeceğim.
* Çetin Tekindor, Uğur Yücel, Erdal Beşikçioğlu gibi usta isimlerle oynadınız. Çok mu ballısınız?
- Ballıyım sanırım. Doğru seçimler yaptığımı ve hedefim doğrultusunda ilerlemem için gelen fırsatları doğru değerlendirdiğimi düşünüyorum. Dileğim beşi bir yerde olması (gülüyor).
* Diğer isimler kimler?
- Şener Şen ve Haluk Bilginer’le de çalışmayı çok istiyorum. Duyun sesimi!
* Peki bu haftanın gündemi olan ‘oyunculukta libido’ tartışmasının neresinde duruyorsunuz?
- Pas geçiyorum. Partnerlerinizin kimyasının tutması ayrı, libido ayrı. O yüzden bunu geçelim.

Haberin Devamı

Aşka es verdim
* Dört dövmem var. Mesela birini sadece canım istediği için Berlin’de yaptırdım. Tek başıma çıktığım ilk tatildi. Bir hediyelik almak yerine bunu yaptırmak istedim.
* Arada totemlerim oluyor. Çok istediğim bir iş varsa neredeyse yayımlanana kadar susarım, asla söylemem.
* Aşka bu sıralar es verdim. Daha bireysel bir hayat yaşamayı seçiyorum. Kendimi keşfetme sürecindeydim, mutlu ve huzurluyum.

Melisa Şenolsun: Neden sevişme sahnelerine bu kadar takıntılıyız

Türk yapımı en güçlü gerilim filmlerinden biri

* Filminiz ‘Güzelliğin Portresi’ bir Kore uyarlaması. İzleyiciyi nasıl bir hikâye bekliyor?
- Babasının kaybından sonra kızı (Burçin Terzioğlu) eve dönüyor. Bir yüzleşme başlıyor. Sonra olaylar, olaylar... Asla korku diyemeyiz; bu, Türkiye’de bugüne kadar yapılmış en güçlü gerilim filmlerinden biri oldu. Çok zorlu sahneler çektik. Hepsi de bu zorluğa değecek nitelikte etkileyici sahneler. Benim canlandırdığım naif, sessiz, kendi dünyasında yaşayan bir karakter. Evin işlerine bakıyor ve batıl inançları var.
* ‘Türk tipi gerilim’ dendiğinde akla hemen cinler geliyor. Bu film de öyle mi?
- Hayır, kesinlikle değil. İşte tam da bu noktada filmimizin değeri ortaya çıkacak. Çok gerçeğe yakın bir hikâye. Film boyunca yaşanan her anın somut bir karşılığı var. Hayatta bu filmdeki gibi tipler olabilir, bu duygu da izleyene ürperti veriyor.
* Siz gerilim filmlerinden korkar mısınız?
- Çok gerilirim. İzlerken bile gerildim, “Melisacım sen o sahnelerin nasıl çekildiğini biliyorsun” diyerek kendime telkin ettim.
* Güzellik size ne ifade ediyor?
- Tipik güzellik algısı bana uymuyor. Doğal olanı ve o doğallığın getirdiği kusuru daha çekici ve gerçek buluyorum. Günümüzde herkes tek tip, bu da hoşuma gitmiyor.
* Siz kendinizi güzel buluyor musunuz?
- Kendimle barışığım.
* Kimine göre bizim evin kızı, kimine göre seksi bir kadınsınız. Sizce?
- Ruh halime göre değişiyor. Biraz öyle, biraz diğer türlüyüm. Sence?
* İki sene önce daha çocuksu bir duruşunuz vardı, bugün daha seksi görünüyorsunuz...
- İki sene önce de tarzım böyleydi. Ama sektöre yeni girmiştim. Şimdi kendimi daha rahat ifade ediyorum. Bence o seksi kadın değilim. No! İnsan tek bir şey olamaz. Benim de halim değişiyor.
* Güzelliğin portresini çizseniz ne çizerdiniz?
- Güzel bir doğa resmi.

Haberin Devamı

Melisa Şenolsun: Neden sevişme sahnelerine bu kadar takıntılıyız

Neden sevişme sahnelerine bu kadar takıntılıyız?

* Yeni diziniz ‘Atiye’ yakında başlayacak. Netflix’in ikinci Türk yapımı bu. İlk teklif geldiğinde ne hissettiniz?

- Senaryoyu okuyunca çok heyecanlandım. Çünkü gerçekten çok güçlü ve evrensel bir hikâye. Yurtdışında Türk dizisi dendiğinde, bizim oryantal taraflarımızı beğeniyorlar. Biz de şimdiye kadar genelde bunu sunduk onlara. Ama atladığımız bir şey var: Derin tarihimiz. Bu dizide Göbeklitepe’ye odaklanıyoruz. Bütün dünyanın ilgisini çekecek derecede evrensel bir öykü.

* Ne anlatıyor?

- Evren, enerji, karma ve mistik olayları içeriyor. Genç bir ressam olan Atiye’nin kendini bulma yolculuğu. Bu sırada onunla birlikte etrafındaki karakterleri derinlemesine görüp onların da değişimine tanık oluyoruz. Benim canlandırdığım Cansu karakteri, Atiye’nin kız kardeşi. Evlat edinilmiş. Çocukluğundan beri acılarını, her şeyi şakaya vurarak yenmiş.

Haberin Devamı

* Cesur sahneleriniz var mı?

- Dijital platform olduğu için hikâye gereği çekilmesi gereken sahneler çekilebiliyor diyeyim. O sahneler gerçekten gerekliyse, hikâyeyi daha inanılır kılıyor. Neden sevişme sahnelerine bu kadar takıntılıyız, onu da anlamıyorum. Üzerinde duracak bir şey yok. Oyuncuyum ve işimi yapıyorum. Bu tip sahneleri ayıplayıp üzerini kapattıkça tabu oluyor. Baksana, bir soru haline geliyor ve soruyorsun!

* Peki dijitalin başka farkları neler?

- Çok programlı. Günde 20 saate varan bir çalışma ortamından çıkıp böyle bir platformda 12 saat çalışıyorsun. Önündeki üç ayın programı belli oluyor.

 

 

BAKMADAN GEÇME!